- Kategori
- İlişkiler
Üç şehir...Bazen bir ''adam'' olsa...
Olur mu?
Olmaz mı?
Birini düşünsen...
Bir adamı mesela.
İstanbul o adamın nesi olur?
Saçları?
Elleri?
Gözleri?
Hangisi sana ''İstanbul'' gibi gelir?
Bence İstanbul, bir adamın gülüşü olur.
Kahkahası hatta.
Sokağın başından duyarsın, gayriihtiyari gider bakarsın o sesin sahibine.
Neşesini, enerjisini, gözlerindeki muzip pırıltıya kadar işleyen kahkahasını unutmazsın hiç.
O adamla heryere gitmezsin.
Ama...
O seninle her yola gelir.
Canın yoldan çıkmak istediğinde...
Dünden hazırdır adam...
Dünden razıdır İstanbul.
Ya Ankara?
Ankara neresi olur düşünsen bir adamı?
Saçları?
Gözleri?
Havası?
Bence Ankara bir adamın elleri olur.
Tutsun, hiç bırakmasın istersin...
Kocaman avucunda kıvrılıp kaybolasın gelir.
Isıtır içini o ellerin sıcaklığı.
Isıtır hayatını.
Güçlü parmaklarına baktığında ürperir tenin.
Başka başka hayaller kurarsın kirpiklerinin mahremine sakladığın...
Ankara, bir adamın elleridir bana göre.
Ama...
Yaklaşmadan, elini uzatmadan, elini tutmadan bilemezsin bunu.
Uzaklaşmayacaksın, uzak tutmayacaksın.
İzmir desem peki?
İzmir nesi olur bir adamın?
Gözleri?
Elleri?
Havası?
Hangisi?
Bence İzmir bir adamın saçları olur.
Elini uzatıp alnına düşen bir tutamı geri atmak geçer içinden.
Parmakların dolansın istersin saçlarının arasında.
Başını göğsüne çekesin...
Yaslayasın...
Öpesin gelir.
Üç şehir...
Bir adam...
Şehri şehir yapan, orada yaşayan.
Adamı adam yapan, onunla yaşayan.
Bir kadın.
Adamı adam yapan, kadın.
Şehri şehir yapan, adamı adam yapan kadın.
Bir kadın...