- Kategori
- Gündelik Yaşam
Ülke mi, türban mı?

Ortaya atıldığından beri soruyorum kendime; İnsanların laik yaşaması için türban takmak zorunda mı? Kara çarşafı takmayanların, olması yüksek olan baskılara karşı kim tarafından ve güvenliği nasıl sağlanacak? Bu serbestiyi anayasamıza sokarak bu çıkmazda rolü olan 411’ler bu garantiyi verebilirler mi?
Laiklik bu denli önemli olmasına rağmen anyasamızdan tırpanlanarak, hırpalanması suç teşkil etmiyor mu?
Eğer bu oluşumlar oy avcılığı değilse, bu türden bir yaklaşımlara girilmezdi. Çünkü bunun sonunda Türkiye’nin çağdaş ve modern yoldan çıkarak, Cezayir ve İran yolu istikametine gitmesi olasıdır. Zaten dış Dünya basını bu gerçeği haftalardır dile getiriyor.
Bu oluşumlara girmek kimseye ve ülkemize yarar getirmeyecektir!
Okullar bu durumda; Türbancı ve olmayanlar diye ikiye ayrılacak ve her kişi istediği kıyafetle okula gelecektir. Türban takmayanlara da her türlü yakıştırma yapılacak. Bu şimdiden görülüyor. Takanlar İSLAM, takmayanlar KAFİR ve ZINDIK damgası yiyecek. Bunu görmemek için gözlerinde miyop olmasları gerek.
Eğer ülkeyse sorunları; buyursunlar Üniversite mezunları gençler, öğretmenler, mühendisler başı boş geziyorlar. Onlara iş ve aş sağlasınlar. Pahalılık ateşten gömlek. Her gıda maddesi % 100 artmış ve adına da İSTİKRAR diye yutturuluyor. Zam ne zaman istikrar oldu?
Türban bu sorunlar arasında % 1’den büyük değildir. Ama hedef bu olmadığı da açıktır.
Büyük Önderimiz; ‘’ Türkiye şeyhler, müritler ve dervişler ülkesi olamaz diyor’’ kimileri hala hayır olur diyor. Göreceksiniz olamayacak!...
Türk aydın ve demokratları Atatürk’ün önderliğinde bu kara gün ve çarşafa karşı durma ve koyma zamanıdır.
Ülkemiz Atatütürk’ümüzün aydın yolundan gitmeli ve gitmesi için çaba sarfetmelidir.
Saygılar.
Cafer Akınrta