Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

22 Haziran '12

 
Kategori
Deneme
 

Ülkemde aşk ve hayat zor, ölümse sıradan

Ülkemde aşk ve hayat zor, ölümse sıradan
 

Özlemeyi hissetmenin o en zorlu zirvesinde soğuk gerçeklik, acımasızca  çarpıyor insanın yüzüne. Beden sarsılıyor kalbin atışıyla. Hala sol yanımda bir kalp taşıyabildiğimi hissedip şaşıyorum.

Sonunda dünyayı anladım sanırım, hatta insanları da.

Ne demişti şair “Çirkindi  dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek”. Ben hep o şairden yanaydım, geniş zamanlar umuyorduk.

Sonunda seni de anladım, dar vakitlerine sığışmayı da göze aldım ya!

Bir hayat kadar genişiz aslında yine de sığmıyor özlem hiç bir kalıba.

Bugün bize dair hiçbir şey dilemiyorum, dileyemiyorum. Yanı başımda olsan, hatta dokunamadığın saçlarımı okşasan seni bundan daha fazla sevemem. Seni andığım şu andan daha deli çırpınamaz yüreğim. Seni andığım  kadar seninleyim..

Soğuk demir süngüsüyle vururken zaman sırtımızdan, sevginin sımsıcağı taze ekmek gibi doyurmaya hazır yetim kalpleri. Zenginliğimden, mutluluğumdan utanırım toz pembeliğine dalsam.

Hala ve daha fazla insanlar ölüyor sevgilim. Çocuklar, onlar bizim yaşadığımız kadarını hak etmiyorlar mı?

 Ecel diyorlar, kader diyorlar küfrediyorum. Küfür ağzıma büyük geliyor, tükürüyorum.

Seni özlediğimi söylemekten bile utanıyorum bunca acılı feryat arasında. Ve ne gariptir duymuyorlar sevgilim kendi teranelerinde eriyip gitmiş duyarlıkları, feryatları duymuyorlar.

Acıyı hissetmiyorlar, adımlarını görmezden geliyorlar, içleri yanmıyor yalan söylüyorlar, yüzsüzce oynuyorlar kol kola.

Bir hortumun geride bıraktığı yıkıntılar arasında nasıl olur insan? Daha ne kadar görmezden gelebileceğiz kalpleri endişe dolu ana babaları. Kendi evlatlarını da gün gelip o yıkıntılar arasında bulmaktan korkmakta haksızlar mı?

Sadece hayatta olmanla avunduğum özlemin zirvesinde, “ne olur benden önce ölme!”  diyecek kadar bencilim.

Bencilliğimden utanıyorum ölüm aramızda gezinen sinsi bir yılan, nereden geleceği belli olmayan.

En ucuz şey “hayat” ülkemde. Bir onun hesabı sorulmuyor.

Analar hala asker evlatlarına kına yakıyor, kına kurbanlara yakılır bir de. Sahi bir de gelinlere…

Hayatını kaybederse şehit, kınalı kolunu kaybederse gazi.

Bir uğurda ölmeye atlıyorsa insan buna değmeli, vatansa kurtarılmış olmalı, ölen Niyazi olmamalı.

Ölüm bu kadar kalleş vurmamalı.

Failleri belirtilmeden meçhule gidenler. Tren kazasında yönetimlere kurban edilenler. İş cinayetleri, trafik cinayetleri, deprem cinayetleri… Ölmek, bu kadar basit ve sıradan. Hayatlarımız kumar masalarında ki pullar gibi onlara. Yaşamlarımız şans!

Ülkemde ana baba olmak, evlat olmak, insan olmak, hayvan olmak kısacası yaşıyor olmak üstelik bir de aşık olmak zor be canım.  

http://www.youtube.com/watch?v=UPbctEtYQhg&feature=related 

 
Toplam blog
: 70
: 731
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

1973 İstanbul doğumluyum. Lise mezunuyum. Evliyim. Bir reklam ajansında çalışmaktayım. Laf o..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara