Ülkemizde Patlayan Bombalar Hangi Birliğin Üretimi; Avrupa Birliği'nin Olmasın?

Avrupa Birliği Aldatmacası

Dünyada zenginlerle fakirlerin ortak olabildiği bir düzen gördünüz mü? Cevabınızın “mümkün değil”  olduğunu duyar gibiyim. Bence de mümkün değil de.  Pekala, nasıl oluyor da bu koskoca millet nasıl oluyor da yıllardır geleceğini Avrupa’ya Avrupa Birliğine girmeye endeksler de kendi de bu hülyaya aslında inanmaz.

Kendisi üretmeyecek Avrupa’nın ürettiklerini kullanacak kendisi yan gelip yatarken Alman üretecek ve onun ürettiklerinin kullanıcısı olacak, yıllarca ortaya net dünya çapında bir marka ortaya koymayacak ve mutlu mesut yaşayacak bu milletin aklına ne oldu?

Biz en son Almanlarla 1. Dünya Savaşında müttefiktik. Çanakkale Savaşında İngiliz ve Fransızlara karşı savaşırken, öte yandan da Galiçya Cephesine seçme birliklerimizi Almanlara yardım için gönderirken trajikomik bir şekilde Almanya müttefikimiz değilmişçesine Kafkasya’da Türk Ordusu Almanlarla savaşıyordu. İngiliz ve Avustralyalılar 1924 yılında Çanakkale’de ölen askerlerini anmak için devasa anıt dikerken, hatta Avustralya bu savaşla birlikte İngiliz sömürgesinden çıkar ulus olma yoluna giderken, bu zaferden herhangi somut ders çıkarmadığımız gibi 1992 yılında gidip bizzat gördüğüm Çanakkale’de şehitliklerimizin tamamen tahrip olduğunu görmek orada bulunan herkesin içini burkmuştu.

Gümrük Birliği anlaşmasını Tansu Çiller hükümeti zamanında müthiş bir başarı olarak adlandırdılar. Yaşı benim yaşımda olanlar hatırlarlar; ülkede bayram ilan edildi. Gümrük Birliği analaşmasının yapıldığı tarihten yaklaşık on yıl sonra bu anlaşmadan dolayı kaybımızın net elli milyar doların üzerinde olduğunu bizzat işadamları örgütleri açıkladı. O zaman söz konusu tarihte bayram yapan sözde siyasetçiler sömürge valileri gibi davranmış, milli olan ne varsa satışa çıkarmışlar, milleti dolduruşa getirip, dolmuşa bindirmişler dersek ayıp mı etmiş oluruz?

Biz cahil bir milletiz, kabul etmek lazım. Aziz Nesin bu milletin yüzde altmışı aptaldır dememeliydi, son derece kötü ve aşağılayıcı bir tabirdi. Bunun yerine bu milletin yüzde onu çok akıllıdır, milletin sırtındadır ve asla emek karşılığı çalışmaz, diğer yüzde otuzu da onlardan daha az ama onlar da akıllıdır. Bu milletin toplamda yüzde onu çok akıllıdır, diğer yüzde otuzu da akıllıdır, diğerleri evrimini tamamlamaya çalışıyor deseydi daha az kırıcı olurdu. Ancak o cümle spot bir cümleydi ve çok tepki çekti hatta o kadar tepki gördü ki, millet Aziz Nesin’i hain ilan ediverdi. Sonra Sivas Madımak Oteli yangını geldi ve arkasından olayın failleri Almanya’ya kaçıverdi. En son Zekeriya Öztürk de galiba en önemli dostumuz! Almanlara sığındı.  Almanlara sığınan savcı Türk Ordusu’nun kozmik odalarına girebilen, Türk Ordusu’nun sırlarına vakıf olabilen bir savcıydı. Öte yandan Alman vakıfları ve Almanların cirit attığı ülkelerden biriyiz.  En son hatırladığımız Almanya’da “Kaplancılar” adlı örgüt Türkiye’ye savaş ilan etmişti. Kaplancıların da yerleşim yeri Almanya’ydı hatırlarsanız.

Bir millet ki geleceğini; kendi gücünden, ilminden, kendi biliminden bilim adamlarından, sanayicisinden, insanından beklemez de yabancıdan fayda görürse işte batakta değil, tamamen bataklığın ortasındadır. O bataklıktan çıkmak dış ve düşman güçlerin yardımıyla olması düşünülemez. Bu gaflet uykusundan ne geçmişte ne de gelecekte de hiçbir millet başka bir milletin yardımıyla kurtulmadı ve kurtulamayacak. Bu Avrupa Birliği olsun Asya Birliği olsun fark etmez. Güçlü olmadıktan sonra başkalarının verdiği destekle! AB veya ne olursa olsun ayağa kalkılamaz. Bir milletin ayağa kalkması; ancak gerçekte kendi iradesiyle olur. Diğer tüm uğraşlar havanda su dövmektir, şekilde olduğu gibi. Geçen hafta İngilizlerin açıklaması ve bu hafta Almanların yaptıkları. Türkiye’de patlayan bombalar hepsi de sözde müttefik malı. Ya biz bu kadar mı saf milletiz…