- Kategori
- Deneme
Ummadığın anda

Az önce saatlerdir elimde oynadığım, omuzumda uçan kuşum öldü.
Birden bire...
Öyle canlıydı, öyle hareketliydi ki...
Saniyeler öncesinde ben onu, o beni öptü.
Öyle alışmışım ki ona, şimdi ne yapacağım bilmiyorum.
Eve geldiğimde beni karşılayan, sabah sesiyle uyandıran, yemi bittiğinde bas bas bağıran bir güzellğim yok şimdi.
Ayağı kırılmıştı aylar önce gece gündüz hiç ayrılmadım başından, hiç pes etmedik ikimizde iyileşti. Ama bugün, birden bire bana baktı ve başı düştü elime.
Sevdiğin bir şeyi kaybetmek öyle kötü ki, bir de alışmışsan... Elimden ya da elinizden bir şey gelmiyor.
Özleyeceğim, bana yaptığı her cilveyi özleyeceğim...
Şarkılara eşlik edişini özleyeceğim.
En çok da o güzel bakışlarını özleyeceğim.
Sevdiğim bir şeyi kaybettiğimde bomboş bir dünyada olduğumu hatırlıyorum, çok basit bir dünya.
Sürtük diye seslendiğimde başını dimdik kaldıran bir kuşum olmayacak ama hatırladığımda anılarımızı hep gülümseyeceğim, biraz da üzülüleceğim hatta çok...
Son kez öptüm az önce onu, son kez kokladım sıcaktı ve soğuduğunda öpmeye tahammülüm olmadığından güzelce sardım ki kedilere yem olmasın diye.
Bu gece benim yanımda, sonrasında olmayacak.
Hani Sadri Alışık demiş ya "Sokaktaki hayvanlara selam vermeye başladığında, insan olmaya çeyrek kalmış demektir." diye, çok doğru.
Sevdiklerinizi incitmeyin, hiç ummadığınız anda gidebilirler...
Elveda Sürtük, adını yaşat ve gittiğin yerde uçmaktan sakın vazgeçme...