- Kategori
- Gündelik Yaşam
Unutmaktan korkar mı insan?
Dokunsalar ağlayacağım..
Ne garip..
Unutmak istemediğim her şey birden gözlerimde belirdi..
Evimizin adresini mesela telefon numarasını babam adına kayıtlı olan.. Ve babam.. Ne olup bitiyor anlamadan hayatımızdan kaybolan.. Sonra sanki bir lanetmiş gibi, bir tinercinin bıçak darbesiyle yitip giden çocukluk arkadaşımı, canım yeğenimi.. Çocukluğum geldi aklıma, sokak oyunlarımız, ilk bisikletini sürüşüm, yeğenlerimle bir hiç uğruna saç baş kavga edişlerimi, hatırlamak istiyorum ve ömrümce hiç unutmamak.. İlk Okulumun adını , ilk aşık olduğum öğretmenimi, sınıf öğretmenimi.. Yüzünü bile unutmuş dahi olsam Müdür yardımcımızı.. Turuncu saçlarıyla Duran hocayı..
Evimi, şimdi yerinde yollar varken, hayvanlarımızı.. Süt satmaya giden kendimi, elimde kiloluk bidonla kapı kapı dolaştığım o günleri.. Utanmalarımı, başka çocuklar bana bakarken.. Ve biriktirdiğim bozukları, saklayıp bulamazken...
Akşamları kapının önünde yakar top oynamayı mesela dizlerimde derman kalmayana kadar koşmayı, düşmeyi hiç düşünmeden.. Ateş böceklerini, mavi kapımızı boyadığım günü.. Babamın kapıdaki imzasını.. evimizi çatısının ilk yapılışını.. Anım olan her yeri, bende anısı olan her yeri unutmamak istiyorum ne garip daha yaşım 24 ama bütün bunlardan çok korkuyorum..
Her cumartesi kapının önüyle yetinmeyip sokağa kadar süpürdüğümü.. Pazara gidişlerimi, kendimi bazen erkek zannedip, ufak tefek inşaat işleri yapışımı.. Bahçe sulamalarımızı, bana olimpik havuz gibi gelen ben büyüdükçe küçülen bahçe havuzumuzu.. Suyu çıkartana kadar suyumuzun çıktığı bahçedeki su tulumbasını..
Annemin ekmek pişirdiği bahçenin köşesindeki o tandır evimizi, bakır leğenlerde salça kaynatmaları, ağaçların tepesine çıkıp inemediğim için ağladığım günleri.. Reçel yaptığımızda bahçeye doluşan arıları.. Erik yemeyi tuza batırıp batırıp büyük bir iştahla.. Baktığımda gökyüzünü görmeyi.. Yazın balkonda uyumayı öğlen sıcağında güneş kavurana kadar.. Evimizin bahçe duvarı dibinde ortaokul, lise çocuklarının sakladığı sigara paketlerini bulup tek tek kırıp paketlerine geri koyup, saklamayı.. Akşamları annemle kaldığımız evde, dışarıdaki her tıkırtıdan korkmayı.. Özlediğim, küçük yaşamıma sığan koskoca bir hayatı, farklılıkları, sevinçlerimi en çok, hüzünlerimi.. Kayıplarımı, babamı en başta çok özlediğim.. Gittiği o günü, evimize dolan kalabalığı, birden bomboş kalan odalarımızı.. Salonun köşesinde ona ait olan sediri, köşesini, kitaplarını, rahlesini, elbiselerini birden kaybolan ortadan..
Çocukluğumu unutmamak istiyorum nedense, içimde büyük bir telaşla...
Unutmamak için yazmak, yazmak için unutmamak istiyorum...
Zeynep Türkmenoğlu
06.07.2013 Cumartesi