Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Eylül '06

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Uyku ile gelgitler

Uyku ile gelgitler
 

Kimine nöbet, kimine uyku nasip.
William Shakespeare

Uyku, ruhun ve bedenin gecenin sessizliği ile bürünüp huzur bulması. Herkesin başaramadığı bir süreç. Uyuyamadığım için mi uyumayı mantıksız bulmuşumdur hep, yoksa mantıksız geldiği için uykuyu sevemedim bilmiyorum. Az uykuyu seviyorum ama bazen uykusuzluk nöbetleri başladığında, uyumak isteyip uyuyamadığımda husursuzlanmaya başlıyorum ve çıkış yolları aramaya başlıyorum. Hayatım az uyuma yöntemleri aramakla ve uykusuzluk çektiğim dönemlerde de uyuma yöntemleri geliştirmekle geçti. Bu yöntemlerimi paylaşmak istiyorum.

* İmgeleme çabalarım
İlkokuldayken uyuyamadığı fark ettiğim dönemde, koyun saymak gibi yöntemler hiç işe yaramadı. Gözlerimi kapattığımda stabil,karanlık bir ortamda olmak rahatsız ediyordu. İniş, çıkış, geliş, gidişlere ihtiyacım vardı. Bir sarkacın salınımı gibi, belki ninni söylenip uyutulma metotlarımızı hissedip, fiziksel değil ama zihinsel olarak gözüm kapalıyken görüntüler hayal etmeye çalıştım.
Bir tanesinde, oturma odamızda sadece televizyon ve ben vardım, iki çapraz köşede duruyorduk. Ben koskocam, oda büyüklüğündeydim ve televizyon bir karınca büyüklüğündeydi. Daha sonra ben küçülmeye başladım ve televizyon büyüyüp boyu odanın büyüklüğüne ulaştı. Belirli bir süre bu salınım devam eder, ben gevşer ve uykuya dalardım. O dönemde, Alice Harikalar Diyarı'ndan etkilenimlerim olmuş olabilirim sanırım.

Bir diğer yöntemim ise, renkler oyunumdu. Bir sahne perdesine sırasıyla açıktan koyuya doğru her renk ışık yansıtılıyor diye hayal ederim. Beyazla başlıyıp, siyahla son bulan renk sergisi koyu renkten açık renge doğru tekrar devam eder, ta ki tam gevşediğimi hissettiğim anda, sonrasını hatırlamıyorum. Hala uykusuzluk çektiğimde kullandığım ve beni rahatlatan yöntemler.

* Uyku saatimi kendim belirleyebilme ve az uyuma yöntemleri geliştirmem
Ortaokuldayken ingilizce kitaplarımızdan birindeki okumalardan biri vucüdun biyolojik saatinden- "body clock"tan bahsediyordu. Vücudu hangi saatte uyuyacağına ve uyanayacağına ben karar verebildiğimi keşfettiğimde, 11.00'de uyuyup 7.30'da uyanmaya karar verdim. Saat kurmak zorunda olmamak ise işin güzel yanıydı, uyku saatlerimi loglamak için odama bir saat yerleştirdim, bir kalem ve defter koydum komidinimin üstüne. Saat tam 11.00'de yattım. İlk sabah gözümü açtığımda saatin kaç olduğuna baktım: 7.24 idi. İkinci gün gözümü açtığımda akrep ve yeklovanı aynı yerlerinde gördüğüme hem çok şaşırmış hem çok sevinmiştim. Çok dinç uyanıyordum. Yataktan kalkamama, bir yarım saat sonra kalkarım endişelerim de yoktu. Bir hafta boyunca çalar saat olmadan aynı saatte uyandığım için hem kendimi daha güçlü hissetmiştim hem de bilincimin bunu yapabildiğini gördüğüm için etkilenmiştim.

Daha sonraları, konuyla ilgili okuduklarımdan anladığım kadarıyla, bilinç kendini sabah belirli bir saatte uyanmaya programlamaya başladığı için uyanma saatine yakın bir süreçte uyanma sürecini başlatıyormuş. Da Vinci denilen bir yöntem öğrenmiştim, Amerika'da doktora yapan çekik gözlü arkadaşlarımızın kullandığı. Bireyin ortalama uyuma süreci 1.5 saat bulgusu, gece uyku uyumayıp, günü 24 saat olarak yaşama felsefesi ile geliştirilen bir yöntem. Günü 12 dilime ayırıp, her iki saatte bir 15 dakikalık uyku ile yaşıyorlar. Cesaret etmedim hiç ama çok yoğun bir tempo için değerlendirilebilir diye düşünüyorum. Tabi çekik gözlü arkadaşlarımızın kahve içmenin zaman kaybı olduğunu düşünüp kafein hapları içtiği faktörünü de düşünürsek, onların da hayat felsefesi bu deyip takdir etmekten başka birr şey elimden gelmez.

* 6 gece uykusuzluğa varan alışkanlık
Ortaokul ve lise dönemim, biraz da az uyuma alışkanlığı olan babamı örnek almanın etkisiyle, uyku saatimi her sene bir saat azaltmakla geçti. Üniversite 2. sınıftayken günde 4 saat uykuyla geçiriyordum. Az uykunun hafızayı zayıflatma, dalgınlığı arttırma gibi yan etkilerini fark etmeye başlamış olsam da vaktimi değerlendirdiğim için rahatsızlık duymadım. Sonuçta nadiren de olsa, ihtiyacım olduğunda 8- 10 saatlik uykular uyduğum dönemler de vardı. Arkadaşlarımın kullandığı enerji içeçeklerini bir kez denediğimde yan etki yapmıştı. 1 litrelik kola ile kahveyi karıştırıp köpüklü içeçek midemdeki gastri azdırmış ve geceyi revirde serumla geçirmiş olmasam denemeye değerdi. Kaç gün uyuyamamayı başarabileceğimi ölçmek istedim: 6 gece idi. 7. gece 12'de arkadaşlarımın ısrarıyla 12'de uyumuştum ve sabah 8'de yine hayat kaldığı yerden devam ediyordu, uyanmıştım.

Sabah uyandığımda güneşin enerjisi ile uyanmayı seviyordum. Aslında güneş varken uyuyumam. Son sınıftayken yurtta odam değişti. Kuzeye bakan bir odaydı. Sabahları güneşi göremediğim için biyolojik saatim de bozuldu. Geç kalkmaya başlamıştım ve bir yarım saat sonra diyerek alarmı tekrar kuruyordum. Bir sene bu sürencemede kalmak zorunda kaldım. Ev ararken ilk aradığım özellik yatak odasının güneş görüyor olması idi.

Şimdilerde az uyumaya çalışma gibi bir kaygım kalmadı. Uyumaya çalışıyorum. Spor yaptığım günlerde, vucüt yorgunluktan, sorgulamadan uykuya dalıyor. Diğer sorunlu günlerde ise uyumadan önce duş almak, ılık süt içmek, sigara içmemek/sigara içilen bir ortamda olmamak, yatağın bulunduğu odada sigara dumanı olmaması, nevresim takımının temiz olması ve sevdiğim renklerde olması dikkat ettiğim kriterler. Daha konforlu bir yatak almak, ilaç kullanmak da en azından benim için faydalı çareler, şimdilik...

Konuyu bir sorun olarak değerlendirdiğimde ise, bakış açısını farklı bir yöne çekmek mümkün. Uykusuzluk (imsonia) temelde 3 sorun olarak belirlenmiş: Kısa süreli, zaman zaman yaşanan, ve sürekli uykusuzluklar.

1. Kısa süreli uykusuzluk (transient): Birkaç gece süren uykusuzluk.
2. Zaman zaman yaşanan uykusuzluk (intermitten): İki ila dört hafta süren uykusuzluk durumu.

Bu iki uykusuzluk sorunun nedenleri genelde:

• Stres
• Çevredeki sesler ya da ışık
• Ortamdaki sıcaklıkta fazla değişimler
• İş, özel yaşamınızdaki değişikliklere uyum sağlamak için uyku saatlerinizdeki değişiklikler
• Bir tedavi görüyorsanız, yan etkisi olarak uyuyamama sorunu ile karşılaşmanız.

3. Kronik uykusuzluk: Çoğu gece yaşanan ve bir ay ya da daha fazla süren uykusuzluk durumu
Genelde fiziksel ve zihinsel sorunlarda ötürü yaşanan bir durum. En sık rastlanan sorun ise depresyon.Diğer nedenler arasında ise, kalp, böbrek rahatsızlıkları, astım, hormlama, huzursuz bacak sendromu, Parkinson hastalığı, tiroid bezinin aşırı çalışması var. Tabii ki günlük tüketilen kafein, alkol, nikotin ve diğer maddeler de kronik uykusuzluk sebepleri arasında yerlerini alıyorlar.

İlgili linkler:
Türk Uyku Araştırmaları Derneği- http://www.tsrs.org.tr/
Tubitak- http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bilgipaket/psikoloji/uyku.htm
Help guide - http://www.helpguide.org/life/sleep_tips.htm
Kansas Üniversitesi -http://www.k-state.edu/counseling/topics/life/sleep.html

 
Toplam blog
: 24
: 2395
Kayıt tarihi
: 07.09.06
 
 

Yazılımcı. Koç Üniversitesi Matematik bölümü mezunu. Boğaziçi Üniversite Mühendislik ve Teknoloji Yö..