Uyumaya devam edelim arkadaşlar

Bir sene önce İstanbul Selimpaşa ve İkitelli bölgesi büyük bir sel felaketi yaşadı. Aradan geçen sürede hiçbir tedbir alınmadığından İstanbul'un bir çok semtlerinde ve özellikle Gebze'de büyük sel felaketi bugünlerde yaşanmakta.

Yolların sular altında kalmasının temel nedeni rögarların ve mazgalların yeterli büyüklükte olmaması ve su tahliye borularının bakımsızlığı.

Televizyon kanallarında yüzlerce vasıtanın ve binaların sular altında kaldığını görüyoruz. Hem şaşırıyor hem de üzülüyoruz.Bu su baskınları şehirlerin ve ilçelerin merkezlerinde oluyor. Kırsal alanlarda olsa belki normal karşılanabilir. Bu nasıl iştir? Anlışılabilir gibi değil. Belediyeler var. İmar müdürlükleri var. Mühendisler var. Bakanlık var. 21.yüzyılı yaşıyoruz, teknolojimiz var. Metro yapan inşaat firmalarımız var. Suları tahliye edecek yol inşaatı alt yapısını yapacak inşaat şirketlerimiz mi yok? Bu iş bu kadar mı zor? Bir değil, iki değil her yağmur da sular altında kalıyoruz? Benim hatırladığım 1960'lı yıllardan beri bu ihmalkarlık devam ediyor. Hiç unutmam 1960 yıllarda her yağmur yağdığında Yenikapı'daki tren istasyonunun yakınındaki bir köprünün altı göl olurdu. Yeşilyurt tren istasyonu da aynı şekilde sularla kaplanır, yolcular kalaslar üzerinde yürüyerek istasyon dışına çıkarlardı.Tabi ki İstanbul giderek büyüyüp bugünkü haline gelince bu sefer can ve mal kayıpları olmaya başladı.Ama yağmur sularına ve dere taşmalarına karşı tedbir alma yeteneğimiz bir türlü gelişme kaydetmedi. Milletçe susuyoruz ve kaderimize razı oluyoruz.

Demiyoruz ki, sayın yetkililer , sevgili belediyelerimiz, imar iskan bakanlığımız , lütfen tedbir alın. Mazgal sayılarını arttırın, drenaj borularını genişletin, çağdaş alt yapı teknolojilerini uygulayın, riskli bölgeleri bugünden tespit edin, yol eğimlerini , suların deşarj olma imkanlarına göre düzenleyin. Velhasıl yol işlerini ve alt yapıyı sizler bizlerden çok daha iyi bilirsiniz, gerekli tüm tedbirleri alın.

Oysa, halk olarak biz uyuyoruz, idarecilerimiz de sessiz sakin oturuyorlar. Bol bol, felaket alanlarını gezip taziyelerde bulunuyorlar.

Bugünden söylüyorum. Gelecek sene, daha sonraki sene, hatta 2050'de, yine bu sorunu, yani sel baskınlarını yaşayacağız. Daha doğrusu çocuklarımız ve torunlarımız yaşayacak.

Merak ettiğim bir husus var? İngiltere'de 12 ay yağmur yağıyor. Neden su baskınları olmuyor? Şöyle 50-60 kişilik bir heyet gönderip şu İngiliz inşaat ve alt yapı sistemini mi öğrensek acaba?