Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

ve hasret dedik...(şiir)

ve hasret dedik...(şiir)
 

şiir ve hasret yüklü gözler(google resim araçları)



Hasret,

Neler yazılmadı ki üstüne,

Şiirde hasret,

Türküde hasret,

Resimde hasret,

Seste hasret,

Ta derinden alınan nefeste hasret.

Kıvrıla kıvrıla uzayan bir yolda,

Gözlerden akan, yaşta hasret,

Kuyuya atılan bir taşın,

Geri gelmeyecek yankısında hasret.

Bir güzelin sevdasına tutulanda hasret,

Bir yiğidin toprağa düşünde hasret.

Öyle mavi mavi bakıp, gitmelerde hasret,

Yürekte kapanmaz, yarada hasret.

Duyduğum her hasret türküsünde,

Gözlerimde dağılır bulutlar,

Dağılır duman,

Zaman gelir “Daimi” çınlar kulaklarımda

“Ne ağlarsın benim zülfü siyahım,

Bu da gelir,bu da geçer ağlama”

Ya da” Ali Ekber ÇİÇEK” düşer aklıma,

“Yolumuz gurbete düştü,

Hazin hazin ağlar gönül,

Araya ayrılık girdi,

Garip garip ağlar gönül” der,

İçimdeki hasret gecenin içine işler,

Geçilir günler,geçilir mevsimler……..

Hangimiz,ama hangimiz ucundan dokunmadık ki,

Kıskıvrak yakalanmadık ki hasret ateşine.

Bir çiçek solarsa,dağılır içim,

Ne zaman akşam olsa, bir hüzün çöker,

Dağ başları dumanlanır, sislenir.

Kaç hasret tükenir,

Kaç anne bir başına bırakılır,

Ve kaç demir pencere titrek gagalara sağır olur,

Dilsiz kalır.

Ozan;

“Hasretinden prangalar eskitir”,

Şair;

“Memleketim, memleketim, memleketim” der.

Hasret beni, mısra mısra şair eder,

Ateş olur, sinemdeki bağrım yakar.

Düğün gecelerinde bir hasret görürüm,allı-kırmızılı,

Yüreğine sormadan,

Sevdasını bilmeden,

Dillerine söyletmeden gelin ederler/çaresiz..

Bilirim ben yürekte yananı,

Bilirim bu nasıl bir hasret,

Ölümden beter,

Yapışır yamaçlarına garip canın,

Telli duvağına.

Sevdasına yandığım ,

Saçlarına akan gülleri taktıkları yalan.

Gökteki yıldızlara bir hal olmuş bu akşam,

Kanarken içindeki yaran,

Yıldızlara kurşun sıkılır,

Ölesiye toprak dövülür,

Kocaman gözlerine kına yakılır,

El –gün düğün eder/bayram olur,

Sendeki yara büyür.

Hasret,

Bir yüzü ölümdür bana,

Bir yüzü öfke, dert.

Ve üşütür beni, leyli zamandır.

Bir depreşti mi içimdeki yaralar,

Ecel ninni gelir bana, ölüm ninni.

Sular çağlar gürül gürül,dilimdeki türkülerde.

Beklenenler, yitirdiğim şehirler,

İlle de yoksul yoksul sevmeler,

Hayal gelir, düş olur.

Neler düşlenmez ki iki gözüm,

Neler umulmaz ki,dağların ardına varanda,

Ama sevda düş gelir,

Umut hırsızlama bir aşk,

Günler boylu boyunca birer hayal,

Gözlerimden akar, hep yaş gelir.

Gelir zaman, uçuşur her bir yana,

Kendimize ayıkladığımız dostluklar.

Kalanda hasret, gidende hasret.

Vurulup toprağa çalanda hasret,

Menzile varanda, dönende hasret.

Bir çocuğun buğulu gözlerinde hasret,

Usta ellerde dövülen keçede hasret,

Demir kapının ardı hasret,

Uçsuz bucaksız mavi, gökyüzünde hasret.

Dokunur bize hasret ,

Titreyen bir kavaldan inleyen sesten,

Bir tel olur ağlarız,

Bir ar olur, yaban elde susarız.

Gün açar, hasret başlar,

Geçen günler, ömürden çalar,

Gece basar, gönlüm darda,

Usul usul yağmur olur,

Rüya olur, rüzgar olur,

Ve sonra kuş olur yürürüm,

Olan/olmayan yolda.

Bir de yoksul hasreti vardır,

Her mevsim ayrı renkte.

Çukurova’da pamuk olur,

Karacadağ’da pirinç,

Bursa Ovası’nda kan kırmızı domates,

Harran Ovası’na ölesiye akan sudur..

Umudu vardır yarınlarda,

Ve hasreti ölümden beter.

Kara sevda yiğitlik ister,

Ama yoksul sevdası bu,

Buram buram hasret kokar.

Memleketten haber gelir,

Kuşlar ölür,

Ciğerde bir umman tüter,

Murad almaz, ömür biter.

Hasret dedik,

Umut olur,

Munzur olur, Fırat olur,

Kıvrım kıvrım yare varır.

Hasret dedik,

Yılan olur,

Çıyan olur, sabır olur,

Turna turna sıla olur.

Can kemiren ömür olur,

En sonunda giden canda,

Toprak kokan

Sebep olur………….

İbrahim KAYA

http://www.idealistogretmenler.com/

(İdealist öğretmenlerin paylaşım platformu)

 
Toplam blog
: 61
: 1168
Kayıt tarihi
: 04.08.06
 
 

1974 yılında  Erzurum’ un Karayazı ilçesinde doğdum.İlköğrenimimi Erzurum'da,Ortaöğrenimimi Şan..