Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

23 Ekim '18

 
Kategori
Edebiyat
 

Veda Busesi

Veda Busesi
 

Hastanenin karanlık dehlizlerinde bir odaya doğru ağır ağır ilerledi baba. Onkoloji servisindeki odaya korka korka yaklaştı, kapının önünde derin bir nefes aldıktan sonra: “Allah’ım inşallah....” dedi. Islak gözlerini ceketinin kollarına silmek için kapıda bekledi. Kapıyı hafifçe tıklayıp girdi içeri. Gözyaşları içinde odadaki tek yatağa doğru hızla ilerledi.

Yatakta gün geçtikçe eriyip giden biricik kızı vardı. “Ohhh, çok şükür!” diye mırıldanıp sarıldı kızına. Alnına kocaman bir buse kondurdu kızın. Hüngür hüngür ağlamaktan alamadı kendini baba. Yatağın yanındaki sandalyeye yığıldı adeta. Zaten acılar içinde olan kızı buna daha fazla dayanamadı. Nefes alış verişi kötüleşen kızı, zorlukla “baba” dedi “ Seni çok seviyorum ama yapma nolur. Annem öldüğünde de böyle gözyaşı dökmüştün ve ben o zaman da çok üzülmüştüm. Yapma baba yalvarırım. Söz ver bana, şu son anlarımda senden bir şey istiyorum. Ben öldükten sonra hiç ağlamayacaksın, gözünden bir damla yaş bile düşmeyecek, anlaştık mı?"

Kızı babasından belki de imkansızı istemişti. “Tamam, olur” dercesine kafasını salladı gözyaşlarını sile sile. Sıkıca tuttu ellerini, baktı kızına. Belki de son bakıştı bu.

Birkaç saniye içinde nefes alış verişleri kesildi, başı yana düştü kızın. Haykırmak “imdat” diye bağırmak istedi baba beyhude bir çaba olduğunu bilerek attı içindeli yangın yerine. Hıçkırıklar içinde aldı kızını kucağına. Kızının cansız bedeni hala ateşler içindeydi. Buna rağmen üşür diye battaniyeyle sıkıca sardı.

Aynı bedende iki ölü gibiydiler, yolunu kaybetmiş yolcuların mezarına dönmüş koridorlardan bahçeye çıkardı kızını. Bahçedeki banklardan birine oturttu, çöktü dizlerinin üstüne, başını kızının kucağına koydu, umarsızca ağlamaya başladı.

Diyecek çok şey vardı aslında ama o sadece şunları fısıldadı kızına:

Hani, o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken vedâ busemi,
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın?

Hani, ey gözlerim bu son vedâda,
Yolunu kaybeden yolcunun dağda,
Birini çağırmak için imdada
Yaktığı ateşi yakmayacaktın?

Gelse de en acı sözler dilime,
Uçacak sanırım birkaç kelime...
Bir alev halinde düştün elime,
Hani, ey gözyaşım akmayacaktın?


Orhan Seyfi Orhan

 
Toplam blog
: 26
: 436
Kayıt tarihi
: 20.06.17
 
 

#edebiyat #yazar #kitap #öğretmen #baba #etimoloji #biyografi #şiir #öykü #yaşanmışlık ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara