Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '11

 
Kategori
Blog
 

Veda

Veda
 

Okuyacağınız bir veda yazısıdır. Elimden geldiğince de kısa tutacağım. Kısa bir süre önce, evvelce yaşanan bazı hadiselerden mütevellit özür dilemiştim(Özür). Orada sizlerden gelen tepkilerin önemini de belirtmiştim.

Sağolun beni desteksiz bırakmadınız. Yorum yapanların geneli sanırım (sanırım diyorum çünkü her şeyi yanlış anlıyorum bugünlerde) olumlu yönde görüş belirtti. Bir tek Ümit bey olumsuz kanaat şeyetti. Söyledikleri doğruydu, o yüzden itiraz edemedim.

Kendimi hesaba çektim dedim ama o hesap bitmedi. Çok mu ince düşünüyorum bilmiyorum. Ama dengemi de bir türlü sağlayamadım. Yazdıklarımı beğenmez oldum. Ayarım mı bozuldu yoksa zaten yazamıyor muydum bilmiyorum? Bakın ne kadar çok bilmiyorum diyorum.

“Özür” yazısında kullandığım resim belki çoğunuzun dikkatini çekmedi ya da çekti de dile getirmediniz. Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden…mısralarını özellikle seçmiştim. Çünkü o yazı “Özür ve Veda” yazısıydı. Bırakıp bırakmama kararı arasında sürekli gidip-geldim. İşin içinden çıkamayınca topu size atayım dedim. Attım da…

Attım atmasına ama muhasebe bir türlü bitmedi
. Belki gelen yorumlar tam anlamıyla beni teskin ve teselli etmeye yetmedi, bilmiyorum (Milliyet Blog’ta başından beri yazıştığım bir çok isimden olumlu ya da olumsuz kanaat gelmedi). Gelenleri değersiz ya da yetersiz bulduğum anlaşılmasın. Beni tanıyorsunuz, benim için ne kadar değer ifade ettiğinizi de. Lakin dertli gönül daha fazla teselliye muhtaçtı galiba.. Bilmiyorum..

Ayarım kaçtı, dengem şaşırdı, itidalim azaldı diye düşünüyorum. Öyle olunca abuk sabuk yazmaya başladım (Konu bazında değil, anlatım dili babında).. Zaten yazarken silip silip yazıyordum, bir de yazdıktan sonra silmeye başladım.. İçimdeki hesaplaşma bitmedikçe bu böyle devam edip gidecek diye korktum..

Baktım ki olacak gibi değil.. Sevgili Ümit Culduz’a iki defa hak verdim. Birincisi Allah beni yazsın diye yaratmamış, bu çok açık. Öyle olsa biraz karnı geniş, umuru az yaratırdı, bu kadar ince düşünmezdim. Ayrıca sebep her ne olursa olsun itidali elden bırakmazdım. İkincisi de Milliyet Blog bir aile değilmiş hakikaten. Sebeplerine girmeyeceğim…

Peki bundan sonra ne olacak?

Ben yine buralarda olacağım..
Yazabilirsem bazen yazılarınıza yorum yazarım..
Bazen de sessizce okur giderim..
Spor yazabilirim diye düşünmüştüm, ondan da emin değilim..
Şu an bilmiyorum.. Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğim..

Geçen yazıda fikrimi değiştirmeseydim şu şekilde bitirecektim:

Bazen susup beklemek gerekir
Bazen sessizlik ilaçtır yüreğine
Ama bazen nefes vermek soğuğa..
Bazen dert dökmek gerekir satıra
Bazen dert almak lazım
Ama bazen silmek her şeyi..
Bazen söylemek gerekir gerçeği
Bazen gerçeğe girmek lazım
Ama bazen kör olmak, çekip gitmek..
Ama gitmeden önce mutlaka özür dilemek..
Çünkü gidip de dönmemek var…


Allah’a emanet olun..

Sevgi ve selamlarımla..

Murat HACIOĞLU

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..