Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '13

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Vergiyle halkı sömürmek

Vergiyle halkı sömürmek
 

AKP'nin seçmeni vergilerden şikayetçi ama AKP'den vazgeçmiyor. Bu da AKP'lilerin takım tutar gibi parti tuttuğunu gösterir.

Vergi elbette bir devlet için hayati önem taşır, devletin hizmetlerinin ve varlığının garantisidir. Ama ağır vergi halkın sömürülmesidir.

Dünyada benzini ve telekomünikasyon hizmetlerini en pahalı kullanan Türk halkıdır. Bunun sebebi de bu hizmetlerin maliyetinin yüksek olması değil, vergilerin ağır olmasıdır. Benzin Türkiye'de yeterli miktarda petrol kaynağı olmadığı için ithal edilir ve maliyeti biraz yüksektir. Ama yine de vergi, maliyetine nazaran çok ağırdır.

Vatandaş 100 liralık benzine 65 lira vergi ödüyor. Yani verdiğiniz paranın yarısından daha fazlası devlete vergi olarak gidiyor. Bu da benzinin pahalı olmasının sebebinin petrolün Türkiye'de olmamasından ya da pahalı ithal edilmesinden değil, devletin acımasız kazanç hesaplarından kaynaklandığını gösteriyor. Bir de ücrette ulaşım maliyeti de dikkate alınır. Türkiye petrol ülkeleriyle çevrili olduğuna göre bu maliyet de çok düşüktür. Ama buna rağmen ücretler yüksek.

2005'te benzin ve motorin fiyatlarının serbest bırakılması akaryakıt vergilerinin hızla artmasına sebep oldu. 8 yılda akaryakıt vergisi % 106 artışla rekor kırmıştır. Bu vatandaşın nasıl sömürüldüğünün kanıtı. Özel arabanız yoksa bile zarardasınız. Bu fiyatların yükselmesi minibüs ve otobüs gibi toplu taşıma araçlarıyla ulaşımı da pahalı yapıyor.

Haberleşme alanı ise en kolay kazanç sektörüdür. Harcanan bir kaynak yoktur. Hizmet maliyeti, harcanan emek de iletişim hizmetlerinin bu kadar pahalı olması için bir sebep olamaz. Ama cep telefonu faturaları tam bir soygundur. Üstelik halk çeşitli kampanyalarla aldatılmakta, aboneye vaad edilen ücretler bir süre sonra sessizce fahiş düzeye çıkarılmakta ama bu sahtekarlıklara ve şikayetlere rağmen sadece vergi hesabı yapan devlet caydırıcı hiçbir ceza, yaptırım uygulamamaktadır. Yani vatandaşın mağdur olmasına göz yummaktadır. Çünkü bu hizmete bindirdiği ağır vergi karşısında hizmeti verenlerin ayakta durabilmesi ancak bu hilekarlıklarla mümkündür. Yani ortada danışıklı dövüş vardır.

Telekomünikasyon hizmetlerinden alınan vergi de % 58'dir. Bu hizmetten KDV, ÖİV ve Hazine payı da dahil 7 ayrı vergi alınmaktadır. AB ülkelerinde iletişim sektörüne ortalama % 17 vergi verilirken Türk halkı % 58 veriyor. Aradaki farka bakar mısınız? Bu sahtekalık ve sömürü değil de nedir?

Vergilerin her geçen gün arttığı Türkiye kalkınıyor mu? AKP ve seçmenine göre kalkınıyor. Ama tezatlık bu ya aynı seçmen ağır vergileri de eleştiriyor. Ekonomik politikadan şikayetçiysen neden AKP'ye oy veriyorsun.

Dikkat edin tarihte büyük devletlerin çöküşünde en önemli faktörlerden biri vergilerin arttırılması olmuştur. Ağır vergi Roma, Bizans ve Osmanlı'yı tarihe gömen etkenlerden biri olmuştur. Ama tabii ülke gelişiyor deyip vergilere razı olan halkların iktidarı değişmez.

Asgari ücretin 800 lira olduğu ülkede bankalar asgari ücretli çalışana 2000 lira limitli beş altı tane kredi kartı vermektedir. Bir banka o kişinin birkaç tane daha kredi kartına sahip olduğunu bildiği halde ısrarla yeni bir kredi kartı vermekten çekinmez. Aslında bunun sebebini konuştuğum bir icra avukatı çok güzel açıklamıştı; "bankalar daha ziyade borcunu zor ödeyen kişileri seçer, böylece daha fazla faiz koyar." Banka sektörünün kazancı faizdir. Avukatın da vurgulamak istediği bankanın bu kazanç kaynağını daha da arttırmak istediğidir.

Peki devlet neden bu haksızlıkları engellemiyor? Çünkü bu haksızlık devlete daha çok vergi getirir. Vatandaşın mağdur olmasının da önemi yoktur. Zaten benzer mağduriyetlere devlet de sebep olmaktadır.

Kapitalizm üç şeyle işler; ağır vergiler, faiz ve emekçinin sömürülmesi.

 
Toplam blog
: 45
: 1915
Kayıt tarihi
: 28.03.12
 
 

1981 yılında Bursa'da doğdu. İnönü Üniversitesi Tarih Bölümü ve Uludağ Üniversitesi Türkçe Eğitim..