- Kategori
- Siyaset
Yabancılar ve içişlerimiz; İlgilenmezse Türkiye’ye ve bölgeye, ilgilenirse Türkiye’ye yazık olur (8)

Rekabetçisi kadar ihtiyacı olan sivil-asker teknolojiyi üretemeyen devletler, çorba misali karıştırılmaya hazır olmalıdır.
Türkiye’nin geleceği hakkında, İngiliz siyasetini temelden dönüştüren Başbakan Thatcher’in dış politika danışmanı Prof. Norman Stone bakınız neler söylemektedir: “Eğer Türkiye, bu bölge ile gerektiği gibi ilgilenmezse, hem bölgeye hem Türkiye’ye yazık olur’…” (1)
Bakalım İngiltere tarihinde en uzun süre başbakanlık yapan ve tek kadın başbakanları olan Demir leydi ünvanlı Margaret Thatcher’in akıl hocası, Uzman tarihçi Prof. Norman Stone hangi tarihi gerçeklerden hareket etmektedir?
Osmanlı İmparatorluğu, 1918 yılına kadar üç kıta üzerine yayılmış çok farklı din ve kültür değerlerine sahip başta; Bulgaristan, Sırbistan, Karadağ, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Makedonya, Kosova, Libya, Romanya, Moldova, Mısır, , Arnavutluk, Ürdün, Filistin-İsrail, Suriye, Irak, Lübnan, Yemen, Gürcistan, Umman, Birleşik Arap, Katar, Bahreyn, S. Arabistan, Sudan, Kuveyt, Yunanistan, Somali, Kenya sahili, Etiyopya, Ukrayna, Tunus, Cezayir, Nijer kısmen, Mali, Senegal, Gine, Güney Kıbrıs, Fas, Batı sahra, Moritanya, Tanzanya, Slovenya, Macaristan, Voyvodia, Mozambik vb ülkeleri ve milletleri, 101 ile 600 yıllık süreçte ve barış içerisinde yönetme yeteneğini göstermiştir.
Osmanlı İmparatorluğunun dağılmasından sonraki yüzyıllık süreçte, bu Milletler-Devletlerden kan ve gözyaşı içerisinde bir yaşam sürmemiş olanını hatırlayanımız var mıdır?
Örneğin: Cezayir, Filistin, Bosna-Hersek, Irak, Libya, Mısır ve Suriye’de yaşananlar unutulabilir mi?
Uzman İngiliz tarihçi bu gerçeklerden hareketle ne demektedir?
-“Eğer Türkiye, bu bölge ile gerektiği gibi ilgilenmezse, hem bölgeye hem Türkiye’ye yazık olur’…”
Meseleye insani yönden baktığınızda Türkiye bölge ile ilgilenmeli ve bölgede tekrar barış ortamı sağlanmalıdır. Ancak, bu barış ortamının, güçlü, büyük bir Türkiye ile mümkün olacağı tabiidir.
Türkiye son yıllarda giderek güçlenmekte, büyümekte ve bölge ile ilgilenmektedir.
İlgilenmesine ilgilenmektedir de…
…
BATI’YI ASIL’ ÜRKÜTEN NE?
Stockholm Üniversitesi’nde siyaset’ öğreten, Pakistanlı hoca, Dr. İştiyak Ahmed, Batılı ‘Sistem’in Türkiye hakkındaki görüşlerini özetler:
“…Türkiye çok Batı yanlısı görünüyor; bu görüntüsüyle de, çok daha büyük bir oyunun parçası olduğu anlaşılıyor. Daha önce komünizme karşı oynanan oyunun da bir parçasıydı. (…) Her şeye rağmen, Türkiye’nin beğendikleri yanı, laik bir devlet olması. Batı bugün Türkiye’nin, Ortaasya’daki etkisinin artmasını umut ediyor. Suudi Arabistan ve İran’ın bölgede etkili olması yerine, Türkiye’nin etkili olmasını yeğliyor. Batı’nın Türkiye ile bu kadar ilgili olması, hiç kuşkusuz. Türkiye’deki Batı çıkarlarından kaynaklanıyor.” (2)
…
Bilmediğimiz şeyler değil, uzun süredir Türkiye’de de konuşulan, tartışılan fikirler! Aslında bu, Batı’lı ‘Sistem’in, komünizmin tehlike olmaktan çıkması üzerine; kendisini tehdit edebilecek tek tehlike olarak gördüğü, ‘İslam radikalizmini’ etkisiz kılabilmek için, düşündüğü çare! Türkiye’yi, Truva Atı’ gibi kullanmak; böylelikle, hem Türk hem Müslüman âleminde, Batı yandaşı, ‘laik’ ülkeler zinciri kurmak!
İyi hoş da, benimser göründüğü bu düşüncenin geçerliğinden, pek de emin görünmüyor… Neden mi, onu da ünlü Türkolog Beningsen’in kızı, Ortaasya Araştırmaları Derneği görevlisi Mary Broxup’un ağzından öğrenelim.
“…anladığım kadarıyla Batı, Ortaasya Cumhuriyetleri’ndeki gelişme ve kalkınmanın, Türkiye modeline uygun olmasını istiyor. Ama şimdilerde bir kısım diplomatlar ve akademisyenler, ‘Türkiye kendi kendini yeniden inşa halinde, toparlanıyor, bu olguya dikkat etmemiz gerek’ yaklaşımı ve düşüncesi içindeler. Batı’da da bu korku var. Ama şu anda İslamiyet’ten, Türkiye’den ya da Osmanlı İmparatorluğu’nun yeniden canlanması olasılığından daha fazla korkuyorlar…”
O ‘korku’yu da, epey etkili, daha etkili kılan meğerse Ruslar’mış; Mary Broxup öyle diyor:
“…Ortaasya’daki Türk Cumhuriyetleri ve eski Sovyetler Birliğindeki diğer Müslüman cumhuriyetler konusunda Rusya bu korkuyu kullanıyor. Rusya bu şekilde, örneğin Tacikistan’a askerî müdahale gibi hareketlerînde Batı’nın desteğini kazanmak amacıyla bunu yapıyor. Rusya’ya göre Müslümanlık ve Türklüğün birleşimi kadar korku verici bir durum olamaz. İran tehdidi onlar için o kadar önemli değil. Rusya için Müslümanlık ve Türklüğün canlanışı kötülük anıtı haline geldi.”(3)
…
İlginç değil mi? Müslümanlıktan korkuyorlar. Müslümanlığın tehdidini ortadan kaldırmak için, çare saydıkları ‘laik Türkiye’nin, Müslüman ve Türk cumhuriyetlerle yakınlığından başka deyişle, Müslümanlığın ve Türklüğün birleşmesinden daha çok korkuyorlar.
Dr. İştiyak Ahmed de, aynı hassas noktaya şöyle parmak basmış:
“…Batı’nın, dünyada büyük bir güç olarak ortaya çıkacak, kuvvetli bir Türkiye’den, rahatsızlık duyacağını sanıyorum. Batı’nın bu durumu kabul etmeyeceği düşüncesindeyim. Bence, bu gerçeklerin ışığında, Türkler’in oynayacağı rol, ç o k g ü ç ve duyarlıdır.” (4)
…
Türk ve islam dünyasını bilen, iki yabancı ilim adamının; söylediklerinden, anlaşılan nedir? Batılı ‘Sistem’, istediği kadar uygarlıktan, insan haklarından, inanç özgürlüğünden bahsetsin; hâlâ daha Müslümanlıktan ürkmektedir, yani olaya laik değil Hıristiyan gibi bakmaktadır; bu bir! Türkiye’yi laik olduğu için destekliyor ama, ancak öteki ülkeleri de, kendi denetimi altına almakta, yardımcı olması şartıyla! Başka bir deyişle, Türkiye, büyük devletlik iddiasında bulunmayacak, Osmanlı’nın eski nüfuz alanları üzerindeki manevi nüfuzunu unutacak; açıkçası, Batı’nın Ortadoğu ve Ortaasya’daki ‘bekçi köpeği’ rolünü, candan benimseyecek!
Hani eski İngiliz ve Fransız sömürge ordularında, yerli halktan devşirdikleri askerler vardı ya (Ghurka’lar); onlar gibi, aynı asıldan ve inançtan olduğu insanlara karşı, ‘Sistem’in çıkarlarını koruyacak! (5)
…
Başbakan Thatcher’in danışmanı Uzman tarihçi Prof. Norman Stone ne diyordu?
-“Eğer Türkiye, bu bölge ile gerektiği gibi ilgilenmezse, hem bölgeye hem Türkiye’ye yazık olur..”
Peki, Türkiye bölge ile ilgilenirse ne olmaktadır? Bunun cevabını, temennisi! ile ABD Büyükelçisi seslendirsin?
…
-Amerika’nın Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone’un; 17 Aralık’ta Ankara’daki Büyükelçilik binasında bir grup Avrupalı diplomatla buluştuğu yemekte;
-“Halkbank konusunu dile getirmiştik. Sonuç alamadık. Şimdi imparatorluğun (Bu Türk Hükümeti olmalı) çöküşünü izleyeceksiniz” dediği bildirildi.
Halkbank’ın özellikle İran petrollerinin dünya pazarlarına ulaştırılmasında oynadığı rol ve Tahran ile Batı ilişkilerinin düzelmesinin ardından bu rolün artmasından endişe duyan İsrail’in ve İsrail politikaları çerçevesinde hareket eden ABD’li neoconların rahatsızlıkları çeşitli raporlarla duyurulmuştu…”(6)
…
Yabancılar içişlerimize karışıyor mu?
Prof. Norman Stone ne demektedir?
-“Türkiye bölge ile ilgilenmezse, hem bölgeye, hem de Türkiye’ye yazık olacak!” (Milliyet, 11 Ocak 1993)
…
Peki, Türkiye (giderek güçlenerek) bölge ile ilgilenirse, Türkiye'ye nasıl "yazık olacak!"
-Bir gün, “Gezi…
-Bir gün, “Oslo…
-Bir gün, MİT…
-Bir gün, 17 Aralık…
-Bir gün, Kasetler…
...
Devam edecek…
-Batı soslu, çok darbeli, çok partili hayat başlıyor…
Resim: www.cafesiyaset.com
Kaynaklar;
(1) Milliyet, 11 Ocak 1993; “Hangi laiklik”, ATTİLÂ İLHAN, BİLGÎ YAYINLARI: II Birinci Basım, Ocak 1995
(2) Cumhuriyet, 6 Aralık 1992, “Hangi laiklik”, ATTİLÂ İLHAN, BİLGÎ YAYINLARI: II Birinci Basım, Ocak 1995
(3) Cumhuriyet, 6 Aralık 1992: “Hangi laiklik”, ATTİLÂ İLHAN, BİLGÎ YAYINLARI: II Birinci Basım, Ocak 1995
(4) Cumhuriyet, 6 Aralık 1992: “Hangi laiklik”, ATTİLÂ İLHAN, BİLGÎ YAYINLARI: II Birinci Basım, Ocak 1995
(5) “Hangi laiklik”, ATTİLÂ İLHAN, BİLGÎ YAYINLARI: II Birinci Basım, Ocak 1995. Sahife,46
(6) haberin tamamı için bakınız; http://haber.stargazete.com/politika/abd-elcisi-halkbank-icin-uyarimiz-sonucsuz-kaldi-imparatorlugun-cokusunu-izleyeceksiniz/haber-819016