Yalan Aleyhisselam

Yalan sıcak mıdır? Düşünülmüş, planlanmış, sürdürülmüş ve dahası takdir edilmiş bir yalan örüntüsü içerisinde sıcaklık bulunabilir mi? Bulduğun sıcaklık yaşatır mı?

Yaşayan duygular yalan isteklerle törpüleniyorsa; kalıba sokuluyorsa aşkın özgürlüğü; sunduğun emek basitleniyorsa dar kafalarda, kafanı daraltan her şeyden kurtulmalı bahar da gelmişken taze…

Hadi şimdi tuttuk yine bir ucundan bütün bilinmez sevgililerin vaat ettiği yolculukların… Otur, kalk, yaşa, düşün, gez ama durma demiş aklının iç tarafı daha gençken… Neden vazgeçmeli gençliğinden… Ne’den çıkarmalı topladığın bütün yaşları ki hayatının sağlaması pozitif olsun… Neden sevgilim, aşk dururken yanı başımızda günden güne nefessiz bırakalım… Neyi yittik ki tecavüz haberleri bizim bir türlü göstermeye yanaşmadığımız anlayışı başkalarından bekleyerek, yalan bir hassasiyetle birlikte sunuluyor kodlanmış, sınırlandırılmış gözlerimize…

/… /

Yalan derin midir… Besler mi derinliğinde yavrularını… Yoksa duvarlarının kevgirden yapılmış olması mı bu üşümenin hikmeti…

Hayatın yaşayan taraflarıyla bir türlü uymuyorsa yaşadığın şey; dönüp dolaşıp uyandırıyorsa gecenin köründe içinin çalar saatleri; sunulmuş özgürlükler kilitse aslında bedenine her geçen gün bir kat daha, yaşamalı artık ondan öte, bundan ziyade…

Hadi şimdi yine tuttular yakandan ölümsüz muhafızları hayatın hassas dengelerinin… Otur, kalk, yaşa, düşün, gez ama bağlan demiş yargıcılar, karanlık tarafında dışının… Neden dinlemeli ihtiyar akılları… Ne’de toplamalı kendine vereceğin hesapları ki karşısına koyabilesin sorgucuların… Neden dostum, sofralarımız artık birbirimizden uzakta kuruluyor… Bizi nerde yittiler ki bu rezilliği teklifsizce, çiğnemeden yutmamız ve susmamız bekleniyor…

/… /

Aklımın kenarlarında oyalanıyorum, içine girmek güçleşti cehenneminizde… Verdiğiniz haksorumluluködevveyetkiler gözlerimi boyamış meğer... Toplasan bi’ sıcaklık etmez yakınlıklarınızın, gürültücü alakanızın, yapıştırma bilginizin sığlarında, yalan aleyhisselam’ın sunduğu ufak balıklarla doyamadım… Oysa ziyafetler istememişim hiçbir duamda… İtikadımca küçük bir rakı kadehinde ayaz ve beyaz bir huzur yetecekti, belki herhangi bir Ege’de…

Sıradan yaralarınızla yalayıp hayatın yüzeyinde bir yerleri, hep sevdiğim şarkıları yağmaladınız… Ustası olduğunuz savaş oyunlarının şampiyonluğunu kimselere bırakmadınız…

Yağmalanacağım daha bir vakit… Bakacağım, kızacağım, güleceğim; şişeler kırılacak, dişler sıkılacak, leylaklar açacak, görülecek, susulmayacak…

O yalana hiç dua edilmeyecek…