- Kategori
- Üniversitelinin Sesi
Yalnız ve güzel ülkem
Son zamanlarda dünyada olanlara baktığımız zaman insanların bir kısmının dünyayı sadece Avrupa'dan ibaret sandığı gibi bir gerçek var maalesef. Fransa saldırısından sonra herkes Fransa’da olanlar için tepkiler verdi. Olması gereken de bu zaten. Fakat aynı gözler Ankara’yı, Beyrut u, İstanbul’u görmedi. Acıları görmezden gelinen insanlarımız yaralarını kendi kendine sarmaya çalıştı. Hem de defalarca…
Bütün bunlar aslında gösteriyor ki ; bizim bizden başka kimsemiz yok. Bütün dünya sanki içimizde çıkacak olan en ufak bir kargaşayı bekler gibi.
Kendi geçmişlerine bakmadan , hatta geçmişleri bir tarafa şuan yaşattıkları acılara bakmadan barıştan, merhametten adaletten bahsetmeleri, bunu merhametin, barışın anlam kazandığı bu topraklara bu insanlara öğretmeye çalışmaları zaman zaman bizlerde acı birer tebessüme dönüştü. Yıllar bize hep gösterdi aslında bizim bizden başka kimsemizin olmadığını. Tüm acılarımızı da sevinçlerimizi de kendi başımıza yaşadık. Ankara saldırılarında, İstanbul’da ,Güneydoğu’da verdiğimiz canların yüzlercesinde içimiz yandı. İçinin yanması ,canının acıması bizde mecaz anlamlarını yitireli çok oldu. Adeta somut birer duruma dönüştü. Bütün dünya 3 maymunu oynarken ve içimizde yaşayacağımız kargaşaları beklerken daha sıkı sarılmalıyız birbirimizi. Eğer bunu yapmazsak biz bölünmeyelim dağılıp parçalanmayalım diye babasız kalan çocukların, evlatlarını toprağa veren anne babaların, eşlerini kaybedenlerin asla ama asla haklarını ödeyemeyeceğiz.
Bizi etnik kökenlerimize göre sınıflama hayalleri yıllarca en büyük saplantıları oldu.Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bize söylemiyor mu bize ? “Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı yapışın. Dağılıp ayrılmayın. “ Ali-İmran 103.Peki ama o zaman neden bizim bu saçma ve bir o kadar da aptal kör dövüşümüz?
Herkes ufak bir çözülmemizi beklerken daha sıkı sarılmalıyız birbirimize. Teröriste terörist demeyenlere , masum insanları politika malzemesi olarak kullananlara karşı sıkı sıkı sarılmalıyız birbirimize hem de hiç olmadığı kadar. Tıpkı birbirlerinden başka kimsesi olmayan , birbirine emanet edilen çocuklar gibi.