- Kategori
- İlişkiler
Yanlış anlaşılmamak için
Açıklamalarla geçiriyoruz ömrümüzü. Yanlış anlaşılmamak kaygısıyla sürekli durumumuzu açıklamaya çalışıyoruz. Neden, niye ,niçin varyasyonları ile başlayan soru cümlecikleri ile sorgulanıyoruz sürekli. Rahat bırakmıyorlar hiç.
Mesela tam çalışmanızın ortasındasınız telefon çalıyor, “yemeğe çıkalım hadi” diyorlar. Kısaca “çok meşgulum gelemem” demek yerine önce neden gelemediğimizi daha iyi açıklamamız gerekiyor. Meşguliyetin sebebi nedir? Öyle kestirmece yok.
Bir şey isterken de hep sebep belirtiyoruz... “Eeee, şeyyyy....şey için kullanacaktım, alabilir miyim?” Ne için kullanacaksak kullanalım işte. Sebep belirtmek zorundayız sanki.
Bir şeylere “Hayır” derken...arkasından çünkü ile başlayan cümlelerimiz de oluşmaya başlıyor hemen.
Aman yanlış anlaşılmayalım,
aman amacımız da belli olsun,
aman kırmayalım.
Öyle hemen kısacık “meşgulumleri”, “gelememleri”, “olmazları”, “şimdi sırası değilleri”, “istemiyorumları” hep açıklayalım böyle sade bir şekilde söylemeyelim. Yanlış anlaşılmaktan kaçtıkça, inadına sanki yanlış anlaşılmalara doğru yuvarlanalım.
Mesela ben bugun blogta bu konuyu seçtim. Çünkü...