- Kategori
- Futbol
Yaprak dökümü sürüyor

www.milliyet.com.tr adresinden alınmıştır.
Gaziantepspor- Trabzonspor maçı sonrası yazdığım yazımın başlığı "Yaprak Dökümü" idi. Bu yazıma Milliyet Blog yazarlarından Sayın Murat Hacıoğlu yazdığı yorumda "şimdi ben de Eskişehir maçından korkar oldum, zaten korkuyordum. Bakalım bir yaprak daha dökülecek mi yoksa kör topal ilerleyecek mi " diyerek korkularını iletmişti. Sayın Hacıoğlu'nun dediği veya korktuğu oldu ve bir yaprak daha düştü: Galatasaray.
Galatasaray'ın bu akşamki oyunu için olumlu anlamda hiç bir şey yazılamaz. Olumlu olarak sadece Eskişehirspor Takımı yazılabilir. Önde bastılar, her yerde bastılar, top oynamaya gelmişlerdi, topu da onlar oynadılar, sahaya iyi yayıldılar, yani gerekenleri yaptılar.
Eğer bu maç, berabere bile bitseydi Eskişehirspor'a yazık olurdu. Galatasaray, beraberliği bile hak etmedi.
Sarı- kırmızılı oyuncularda, Hamburg maçının etkisi gözle görülür bir şekilde hala sürüyordu. Psikolojik durumları, fiziksel çöküntüyü de doğurdu. Sahada yokları oynadılar. Eskişehirspor ise yukarıda belirttiğim gibiydi. Daha iyiydi.
Hamburg faciası Galatasaray'ı iyice dağıtmış. Ama hata kimde? Ben Meira iyi bir oyuncu demiyorum. Ama neredeyse defansının tümü sakat veya cezalı iken Meira'yı sat, Kewell'ı defansta oynat. Takımın iş yapan, oyun kuran bölümünü de yıprat. Sonra da kolay goller ye. Ardından da gel lige konsantre ol.
Ol da, nasıl olacak? Lincoln'ü de bitir. Trabzonspor maçında oynatılmaması doğruydu, disiplini hissetmesi gerekiyordu. Tamam da işi tadında bırakmak gerek. Bu gün niye düşünülmedi Lincoln? Takım yenikken Nonda'yı alıyorsunuz, Aydın Yılmaz'ı alıyorsunuz, Mehmet Güven'i alıyorsunuz.
Mehmet Güven'i alırken de Kewell'ı çıkarıyorsunuz. Rakip 10 kişi. 10 kişilik takımdan bir de gol yemişsiniz. Artık ne yapacaksınız? Saldıracaksınız. Kewell da çıkınca Galatasaray bu sefer ciddi anlamda pozisyon bulmakta zorluk çekti. Ayrıca bu değişikliği taraftar da anlamadı.
Disiplin, avucunuzdaki kuş gibidir. Avucunuzu çok açarsanız, kuş uçar. Avucunuzu çok sıkarsanız da kuş ölür. İşte disiplin ayarı budur. Kuş ne uçacak, ne de ölecek. Siz şimdi Lincoln'ü öldürdünüz. Geçan haftaya kadar Lincoln politikanızda haklıydınız, yanınızdaydık. Ama bu sefer olmadı. Takım mağlupken oyunu Lincoln ile belki hareketlendirebilirdiniz. Kewell' ı da bu anlamda daha fazla pozisyona sokabilirdiniz. Ama siz, Lincoln'ü oyuna sokmadığınız gibi Kewell'ı da oyundan aldınız.
Ha, Lincoln ile ilgili yönetimden bir emir gelmiş olabilir. "Oynatma, küssün, gitsin" denmiş olabilir. Zaten kararları alan daima Adnan Polat ve Adnan Sezgin. Başkalarına soruluyor mu bilmiyorum. Meira'nın gönderilmesini bu anlamda bir kez daha hatırlatıyorum. Teknik Direktör getirilmesi ve gönderilmesi de yine bu şekilde oluyor.
Peki, Bülent Korkmaz niye eline geçen şansı kendini harcamak için kullanıyor? Yönetime fikirlerini söylüyor mu? Mesela, Meira giderse ben mi Hamburg maçında oynayacağım demiş midir acaba?
Sonuçta gerçek şu: Galatasaray da yaprak dökümü kervanına katıldı. Kendilerine büyük denilen takımların bu yönetim ve teknik kadro yapılarıyla başarılı olmaları zor gözüküyor. Bu anlamda iki takım, Sivasspor ve Beşiktaş daha şanslı olarak öne çıkıyor.
Acırım acırım da şu ortamda bizlerden birinin Turkcell Süper Lig'de olmamasına acırım. Halbuki tam da zamanıydı. Bir İzmir takımı olsaydı!!