Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '08

 
Kategori
Şiir
 

Yaralı martılar adası

Yaralı martılar adası
 

sen yaralı martılara inan.Sonrası yalan…


Sana yalan söylemişler sevdiceğim...
Seni sevdiğimi söylemişler sana.
Bin sütuna bin santim
Yalanlamak isterim.

Onların sözünü ettiği sevgi,
Aç değilken yenen yemek,
Damağın kurumamışken içilen sudur,
Seni acıtmaz, çığlıksız ve suskundur.
Ayıp olmasın ama,
Olsa da olur olmasa da olur .

Yalan söylemişler sana böylece.
Yalandır dedikleri.
Benim sevgimi ben anlatamazken,
Onlar nasıl dizecekler yan yana,
İçindeki ateşlerle kavrulan
Onca yasak, onca tutsak kelimeyi.

Sen aslını merak edersin şimdi,
ucuz aşkları sınır dışı eden,
Sıradan sevgileri hor gören,
Yoğun ve yalın bir gerçekle örtüşüp,
her kıvılcımı kor eden
En özgür yüreklere bile egemen
Sevgiyi sorarsın.

Haklısın.

Öyleyse uyan bir gece,
Rüyaların kalsın yastığında,
ki hepsi unutulmaya mahkum
dağınık ve serseri birer hece…

Rüyaların kalsın yastığında,
Muhbir tahtalar çıtırdamasın
yere bastığında.
Uykudaki ev uyanmasın
Önlemini al, sevgilim.
Kaçakların saltanatı başlasın.

Yalın ayak, ve sessizce,
Dünyanın en uzak rıhtımına in.
Rüzgar sende kursun krallığını,
Dağıtıp bütün limanlara saçlarını
Unuttursun sana benimle ilgili,
Bütün suçlarını.

Bir gemi göreceksin rıhtımda.
Yelkenleri yırtık, güvertesi çatlak.
Bir gemi göreceksin ki,
Yüreğimdeki sancı gibi
Dünyadaki bütün acılara odak.

Rüzgarı koy ceplerine, çöz geminin halatlarını
En uzak ve en bitimsiz bir okyanusa doğru
Yelkenler yırtık bile olsa, düşün…
Hayalinde tak kürek yerine,
benim kırık kanatlarımı.

Yolculuğun çok çetin olacak.
Dev denizlerin birer şamarı olan
Daha çok karada, terkedilmişken seni bulan,
Dalgalar dövecek güverteyi.
Su alacak gemi.

Bu sevdada bana düşen payım,
Buz dağlarının arasında bir serseri mayın.
Ki patlarsa denizi tutuşturacak olan,
Sendeki öteki yarım.

Sirenlerin sesini duyacaksın sonra.
Deniz kızlarıdır onlar, hüzün dokurlar.
Sulara yakamozlar veren
Işıktan gözyaşlarıyla ağlarlar.

Sirenlerin sesi, senin sesindir aslında.
Düştüğüm her kuytu kuyudan,
Beni çıkaran sesin.
İmdadımsın sen, gecelerime demirlisin.

Gemin ilerleyecek sonra,
Bitimsiz deniz bitecek,
Martı jonathan Liwingston sana yol gösterecek.
Göklere hasret martılar adasında
Benim bakışlarımı hissedeceksin,
Senin sevgini yaşamak için
Yapayalnız çıktığım yaralı martılar adasında
Beni ağlarken göreceksin.

Gözyaşı damlalarımı izleyecek gözlerin
Her bir damlanın rüzgarla köpürdüğünü,
Ve hala hiçbir şey anlamayanlara
Dalgadan bir şamar gibi döndüğünü
göreceksin, bileceksin.

Sana yalan söylemişler sevdiceğim.
Benim sevgimin aslı bu,
Martılar üzerine yemin ederim.

Şimdi karar senin.
Ya gemiyi ve bütün gemileri yakacaksın.
Sesini bana saklayacaksın.

Ya da işte bekliyor gemin
Dönebilirsin kurmaca sevgilere
gözyaşı yağmamış, kurak
Her bir yalanla kıvrak,
o bildiğin nesnelere, öznelere.

Haydi ver kararını.
Gemileri yakacak ateşi sana verebilirim.
Yüreğimi bir dinlesen yeter.
Ya da gemi orada,
Güvertesi bana batık gerçekte,
Yelkenleri yalanda...
Usta bir kaptan gibi ver komutu:
İskele alabanda !

Sana yalan söylemişler sevdiceğim.
Sana anlattıkları sevgiyi
Bin sütuna bin santim.
Ben lanetlerim ömrümce
Ağladığım her gece.

Sen yaralı martılara inan.
Sonrası yalan…

 
Toplam blog
: 94
: 608
Kayıt tarihi
: 04.10.06
 
 

1950'lerden sonra doğan her dünya insanı gibi, ardında pek çok takıntıyla gelen geçmiş zamanı, bilim..