Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Haziran '09

 
Kategori
İnançlar
 

Yaratılış

YARATILIŞ, KAİNAT VE İNSAN (1.)

YARATILIŞ: Allah cemalini seyretmek için alemleri, alemlerin çekirdeği, özü olarak da, insanı yaratıp var etmiştir.
((((Ancak, yaratılışta her şeyin bir ilki, bir başlangıcı vardır. O, ilk bir, başlangıcı oluşturan Allah’tır.

Hiçbir ilkin eşi, benzeri dengi yoktur. Çünkü O ilk’tir. İlk olduğu içinde O, hiçbir şeye benzemez. O, tektir. Bir, tek olduğu için de ilktir. İlk demek O’ndan öncesi olmayan demektir. Öncesi olmayan doğal olarak sonlu da olmaz.

Demek ki, her şey O’nunla (O, Bir’le ) başlar. (O, Bir’le de) O’nunla da son bulur.

O sonlu olmadığına göre her şeyin başı ile sonunu O, oluşturur. O’nun oluşturdukları da her zaman ilk ve tektirler.
Onlar her zaman özeldirler. Çünkü onlar her bir varlığın aslını, özünü, türünü oluştururlar.

Bunlardan oluşanlar ise hep birbirinden çoğalan, birbirinin benzeridirler. Onun için onlar çokluğu oluştururlar. Tıpkı bir anadan doğan kardeşler gibi. Ormanda çoğalan ağaçlar, taneden oluşup, çoğalan harmanlar gibi.

Halbuki her birinin aslı yine O, birin birine dayanır. Çünkü her şey O, ilkten sonra oluşur.

O, ilkten, birden sonra oluşanlar O, birin oluşturduklarıdır. O birin oluşturduğu her şey çokluğu oluşturur.

İlk olan öncesiz olduğu için O; hiçbir zaman, bilinmez. Çünkü O, zaman ve mekana sığmaz.

Zaman ve mekansız olan bir varlıkta asla zamanlı ve mekanlı bir varlık tarafından da bilinip, tanınıp, tarif edilemez. Çünkü mekansız ve zamansız olan varlık, mekanlı ve zamanlı olan her varlığı kuşatıp kapsamıştır.

Kuşatılıp kapsanmış bir varlık, kendisini kuşatıp kapsayanı nasıl tanıyıp tarif edecek. Bu akıl üstüdür. Akıl dışıdır. Onun için kuşatıp kapsayan varlığın tanınması, tarif edilmesi kuşatılıp kapsanmış bir varlık için imkansızdır. (Bu şuna benzer. Üzeri yedi kat değişik şeyle örtülüp kapatılmış büyük bir mekanda kapalı kalmış bir ana düşünün. Bu ana o mekanda bir çocuk doğursa. Doğurduğu çocuğa o mekan hakkında anası yeterli bilgi vermemiş olsa. O çocuk doğduğu o mekan hakkında ne kadar bilgi sahibi olursa. Bizler bu yaşayıp var olduğumuz evren hakkında ancak sonradan bize verilen aklın kullanılıp çalıştırılması oranında bilgi sahibi olabiliriz. O da yine kesin olmaz. Önceleri zanna dayanır. Verilen ömür yeterse belki o zaman kesin bilgiye ulaşılabilir. Buda birkaç nesilde ulaşılabilecek bir şey değildir.)

İlk varlık, öncesiz olduğu için, başlangıcı da yoktur. Başlangıcı olmayan varlık elbette başlangıcı olan bir varlık tarafından bilinmez. Ondan sonrakiler bilinir. Çünkü onların bir başlangıcı bir de sonları vardır.

İlkin başı ve sonu bilinmediği için, bilinenden öncesi ve sonrası aklı sahibi için zaten anlamsızdır. Anlamsız olanda zaten sağduyulu akıl sahipleri için boştur. Boş olan şey ise, anlamsızdır. Değersizdir. Değersiz olan ise içi boş bir hiçtir. Yani sıfır (O) demektir. İlkten, birden önceki sıfırın da zaten hiçbir sayısal değeri yoktur.

Demek ki, bir hiç olandan da zaten hiçbir şey olmaz. Oluşmaz. O halde hiç olanın da içi boştur. Boş olanda anlamsızdır.

Bir şeyin değerli olabilmesi için o şeyin her şeyden önce var olmasının yanı sıra aynı zamanda da her şey yok olduktan sonra da o bir şeyin yine var olması gerekir. Çünkü başlangıçta var olan O, tekse, ondan sonrakiler çifttir. Çokluğu oluştururlar.

Her biri O tekin oluşturduğu birden oluşurlar. Sonra çoğalırlar. Hiçbir ilkin eşi, benzeri asla olmaz. Çünkü her ilk benzersizdir. Onun benzeri, benzerleri tarafından yapılamaz. Dolayısıyla benzeri olmayan her şey kendi gibi benzer olmayana benzer.

O’ndan sonra oluşur. yada O’nun tarafından da oluşturulur. Tıpkı benim, senin, onun gibi. Bizler benzersiziz. Hepimiz O, bire benzeriz. Ama aynı zamanda bizler birbirimize de benzeriz. Çünkü hepimiz O, birden, O, ilkten olduk. Çünkü o; ilk bizim hiç birimize benzemez. Ama O, birden olan bizler, hep birbirimize benzeriz. Çünkü hepimiz O, birden oluşan insanlarız. O birden olan her benzersiz tek, kendi benzerinden oluştuğu için yine hepsi de birbirine benzer.

Benzer olarak da çoğalırlar. Sonunda hepsi O, birin, ilkin benzeri olurlar. (yani O’nun ışığında oluşan gölgeleri misali.) İlkin, birin eşi benzeri olmaz. Çünkü O, hiçbir şeyle değerlendirilip kıyaslanmaz. Çünkü birdir. Tektir. Ondan sonrakiler hep birbirine benzer olurlar.

Birbirine benzer olanlarda birbiriyle kıyaslanırlar. Değerlendirilirler.

İlk olan, tek olan, bir olan hiçbir şeyle kıyaslanıp değerlendirilmez. Çünkü onun ölçüsü yoktur. Ölçüsü olan çok olandır. Çok olanın tek olanın yanında değeri de azdır.

Bir, tek olanın değeri, kıymeti bütün çokluktan, çok olandan daha çok kıymetli ve değerlidir. Çünkü O, hem öncesizdir. Hem de sonrasızdır.

O diğer çoklar gibi hem var olup, hem de yok olmaz. O, sabit ve daimdir. O, her çokluktan önce vardı. Her çokluktan sonrada var olacak.

Varlıkların ilkten oluşup çoğalmalarını gösteren 1. çizelge. -à0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 , ....& şeklindedir.

Çoğalmayı gösteren sol baştaki sıfırın (O) hiçbir sayısal değeri yoktur.

Birbiri arkasına sıralanmış rakamların başında olmuş olsa. Ancak sayısal sayıların çoğalacağını yada çokluğunu gösterir. Onun için doğal sayı 1 ‘le başlar. Sıfırla sayı başlamaz. 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, , 8, 9.....& <.- sonlanırken="" de,="" yine="" sıfırın="" hiçbir="" sayısal="" değeri="" yoktur.="" olmadığı="" için="" de="" 1="" den="" sonra="" son="" bulur.="" biter.="">

Sıfırın sayısal değeri olmadığı için bir den sonra okunup söylenmez. Çünkü değersizdir.

Demek ki, tüm varlıklar ilk (1) başlar. . (1) denilen ilkte de biter.

Sol baştaki (O) sıfırın içi boş bir hiç olduğu için sayısal değeri de bir hiç’tir. hiç olan bir şey başlangıcı da, bitişi, sonu da oluşturmaz. Çünkü bir hiç olan, içi boş olan, hiçbir anlam ifade etmeyen, anlamsız olan bir şeyin ne değeri, ne de kıymeti olur.

Onun için sol başa konulan sıfır hiçbir gaileye alınmaz. Değersizdir.

O halde her şey bir (1) denilen ilk sayısal değerden başlar. Bir (1) denilen son sayısal değerde de son bulur. Biter.

Kısacası onu var edip yok edecek solda başka bir sayı olmadığı için yine o (1) bir sonsuzdur. Ebedidir.

Bütün ilkler kendine benzer. Başka bir ilke benzemezler. Çünkü o tekdir. Onun için o ilk, başka hiçbir ilke benzemez.

Benzer olanlar O, ilkten oluşup çoğalanlardır. Yani O, ilkin oluşturduğu çoğullardır.

İlk tekdir. O, hiçbir ilke benzemez. Ayrıca bütün ilkler de kendi ilkinden başka hiçbir ilke benzemezler. Benzerleri ancak o ilkten oluşup çoğalanlardır. (aynı türden bahsediyoruz. Aynı tür kendi türündeki çoğulu oluşturur. Ana kız. Baba oğlan misali.))))

Cahit KARAÇ

 
Toplam blog
: 322
: 1004
Kayıt tarihi
: 08.03.08
 
 

1953 Elbistan doğumluyum. Lise mezunuyum. Kamuda çalışıyorum. Evliyim ve iki çocuk babasıyım. Ken..