- Kategori
- Kişisel Gelişim
Yasa ve melek

evren ve biz
Dokunduğumuz maddelerin işleyişini temsil eden yasaların, ruhsal vücutlarının “melekler” tarafından temsil edildiklerini biliyor muydunuz?
Doğa yasalarına baktığımızda çekme, itme, ısıtma, soğutma, titreşme gibi bir çok özelliğin “haberci” adı verilen parçacıklar sayesinde maddeye iletildiğini ve bir çok tabiat kanununun bu şekilde oluştuğunu görüyoruz.
Her şey ama her şey önce, Yaratıcının sonsuz ilmi, iradesi ve kudreti dahilindeydi. Ve Yaratıcı istemek istedi… Başta tasavvuf olmak üzere bir çok inanç felsefesinde, Tanrının bu yaratma eylemi, O’nun “bilinmek” istemesinden kaynaklı olarak ifade edilir.
“Ben kenz_i mahfi (gizli hazine) idim, bilinmek istedim” der yaratıcı tasavvufa göre, bu hadisin Arapça aslı “ Küntü kenzen mahfiyyen…” diye başlar ve Yaratıcı kendi nurundan, önce İslam peygamberi Muhammed’in ruhunu yaratır. Bu ruh öyle sonsuz öyle güzeldir ki tüm evreni yaratır Tanrı bundan sonra…
İşte bu ilk evren “ruhsal evren”dir, her şey ruh halindedir. Ruhsal evren yaratılışın orta katmanıdır çünkü ilk katman Yaratıcının sonsuz bilincinde olduğumuz o ilk idea halidir, ruh elbisesini giydik ilkin ve evrenin en küçük zerreciğini oluşturan o temel yasa da ruha büründü…
Bundan sonraki aşama ceset giyinme yani beden elbisesine bürünme aşamasıdır ve bu yaratılışın son aşamasıdır diyebiliriz. İşte o ilk halimiz ve bütün evrenin o ilk halinin 70 bin perde halinde katman katman yaratılması sonucu bugün ilahi nurdan 70 bin perde uzaktayız diyebiliriz.
Doğa yasaları soyut formlarıyla birer ruhsal enerjidir ve bu enerjileri temsil edenler “melekler” dir…
Bu nedenle burnunuzun ucuna bir yağmur damlası düşerse; ensenizi rüzgar ürpertirse; bir ses dalgası uzaklardan kulağınıza çalınırsa; bir bahar kokusu, taşırsa rüzgar burnunuza; sıcacık bir ışık güneşten kopup yüzünüzü aydınlatıp, ısıtırsa, onları size ulaştıran meleklerin ne kadar çalışkan olduklarını hatırlayınız…
Devam edecek…
Tüm bunları ve daha fazlasını düşünmeme ve yazmama vesile olan Muhammed Bozdağ’a ve yeni bitirip henüz tam olarak sindiremediğim kitabı İstemenin Esrarı’ na sonsuz teşekkürler…