Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '13

 
Kategori
Öykü
 

Yaşanmış Öykü Mihrişah'ın kaderi

Yaşanmış Öykü Mihrişah'ın kaderi
 

zifaf gecesi dayak yiyen gelin (netten alıntı)


7 çocuklu ailenin 2.nci kızı olan Mihrişah çok güzel bir genç kızdı. Varlıklı bir ailenin kızıydı. Babası henüz 15 yaşında iken onu evlendirdi. Daha genç kızlığa henüz ermiş olan Mihrişah, evleneceği erkeği ne görmüş, ne de arkadaşlık etmişti. Damat adayının şizofren olduğu söylense de, despot baba kızının evlenmemek için ağlamasına aldırış etmeden onu evlendirdi. Gerdeğe girdikleri gece gelin, odasında gelinliği ve tel duvağı ile sandalyede oturup damadı beklerken, birden kapı açılıyor damat anadan doğma çırılçıplak odaya dalıyor. Mihrişah neye uğradığını bilemiyor çığlık, çığlığa odadan kaçıyor, odalarda kovalamaca başlıyor, gelin çok korkmuş bağırıp ağlıyor. Neticede gelini yakalayan damat onu yatağa atıyor, ama iktidarsız olduğu için netice alınmıyor. Çiçeği burnunda gelini dövüp hakaretler yağdırıyor. Sabah kayınvalide gelip durumu anlayınca hoca çağırıyor gelini ve damadı okutturuyor. Bu durum 2 ay sürdükten sonra ebe vasıtası ile gelinin bekâreti kesilmek isteniyor, ama kız ağlıyor bağırıyor müsaade etmiyor.

Kız tarafının bu durumdan haberdar olması nedeni ile damat doktorda tedavi görüyor. İki yıl sonra bir kız, arkasından oğlan çocukları oluyor. Mihrişah mutsuz ve umutsuzdur, ailesine hiçbir şey söyleyemiyor. Bir gün Kayın validesinin bir yakının kızı evlerine geliyor ve eşi ile kızın arasında yakınlık kuruluyor, eşi ve gelen kız o kadar ileri gidiyorlar ki, Mihrişah’ın yanında sevişmekten kaçınmıyorlar. Bu duruma kayınvalidesi ses çıkartmıyor. Hiç kimseye derdini açamayan Mihrişah üzüntü içinde kıvranmaktadır. Bir gün kocası: Hadi biz Gençlik parkına gideceğiz, çocukları hazırla seni de götüreyim deyince, genç kadın çok seviniyor, eşi karısının kolundaki bilezikleri çıkarttırıyor ve :”Bunlarla dışarı çıkma başımıza iş gelir yankesiciler çok” diyerek bilezikleri annesine veriyor. Mihrişah sevinç içinde eşi ve eve gelen kızla arabaya biniyor, damat karısını kayınpederinin evinin kapısına getiriyor, genç kadın şaşkın, ne olduğunu anlamadan zili çalıp kapıyı açan kayınvalidesine :”Alın kızınızı ve çocuklarını ben istemiyorum, boşanacağım diyor. Akşam olup baba durumu öğrenince 2 küçük torunu ve kızını alıp doğruca kocasının evine götürüp: “Bir çocukluk yapmışsın, hatanı da kabul ediyorum, evdeki kızı gönder biz de bu olayı unutalım, dese de damadı, boşanmakta ısrar edince 2 torununu orada bırakıp kızını alıp eve geliyor. Neticede bir celsede boşanıyorlar. Mihrişah’ın babası: “Bundan sonra o çocukları buraya getirirsen veya görmeye gidersen seni kıtır, kıtır keserim” diye tehdit ediyor. Çocuklarının hasretine dayanamayan anne sinir hastalığının pençesinde yıllarca kıvranıyor. Boşandığı kocası, eve getirdiği kızla da evlenmiyor ve içki yüzünden ölüp gidiyor. Bir kaç kez babasından gizlice çocuklarını görmeye giden anne, kayınvalidesi tarafından eve alınmıyor ve çocuklarını göremeden ağlayarak eve dönüyor.

Aradan yıllar geçip Mihrişah’ın babası da ölünce, önünde engel kalmayan Mihrişah çocuklarının okuduğu okula gidip onları görmek istediğinde: İlkokulda okuyan çocukları, Okul Müdürü’nün odasında: “Sen bizim annemiz değilsin bizim annemiz kötü kadın olmuş onu asla görmek istemiyoruz” Çocuklarının ağzından bu sözleri işiten anne düşüp bayılıyor. Gözünü Hasta hanede açtığında, ellerinden karyolaya bağlanmıştır, aklını kaybedince tımarhaneye yatırılmıştır. Zalim ve despot bir baba ve onun yanlış çocuk terbiye ve eğitimi, çocuk yaşta zoraki evlenmesinin neticesinde ve çocuklarına kendisini yanlış tanıtan kayınvalide, sayesinde Mihrişah’ın yaşamı heba olmuş. Üstelik şizofren ve iktidarsız koca, zalim, her şeye karışan ezen bir kayınvalide de cabası. Yıllar önce yaşanmış gerçek bir öykü, beni çok etkilemişti.

NAHİDE ÇELEBİ

 
Toplam blog
: 1977
: 1045
Kayıt tarihi
: 25.11.08
 
 

Erzurum doğumlu, Ankara'da yaşıyor. D.T.C.F mezunu, emekli lise öğretmeni, evli, 2 çocuklu. "İsya..