- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Yaşdönümü senfonisi

Eklenmesi gerekli birkaç göz kaçışı şimdi tavırlarımıza. Artık süslü sözlerin ötesine geçebiliyor hayatlar. Hayatlar kendi faili meçhul kaybedişlerini hazırlıyor. Bugün güzel sözlü şarkılar armağan ettim sadece kendime. Kalkıp gitsem mi acaba güzel yerlere dedim ama üşendim yine. İki kişi olsam gidermiydim acaba? İki kişi olmanın anlamı ve paylaşılmışlığı, tek kişi olmanın yalnızlığı ve kadersizliğinden daha mı güzel ? Değil. Yalnızlığımı paylaşamam. Yalnızlığım benim taçsız krallığım.
Kalk git diyor şeytan. O şeytan ki kahrolası bilmiyor ki gitmenin çözüm olmadığını, habire git diyor o kadar...
Nihavend anlarımda hep beni buluyor, eski kifayetsiz, kifayetli bütün cümle alemin göremediği gözlerin ötesindeki anlamlar...
Sahtekar bakışlarla süzüyordu kadın etrafı, bir o kadar kibirli, bir o kadar da aslında karşılıksız çekler sunuyordu etrafına, farkında olmadan ya da farkında olup...
Hep biz mi kaçmıştık ya da hep biz mi kaçırmıştık o son treni... Son gidenin ardından kalan olup hep biz mi el sallamıştık buruk...
Hadi toparlan beynim diyorum. Dalıp gidiyorsun yine senin olmadığın, içinde hiçbir zaman bulunmadığın o anlara...
Bir gece, bir zaman ve bizim ötemize geçmiş o başka bir biz... Hep böyle mi olmuştuk? Bilmediğimiz ama aslında bildiğimiz duygularımızın peşisıra...
Bir yaş daha yaşlanıyorum, annemin o sessiz, yumuşak karnına dönmenin özlemiyle bazı zamanlar... Her eklenmiş başka bir bakış ve söz beni o sessiz kaldığım ama hiçbir zaman hatırlayamayacağım yere çağırıyor sık sık..
Bir yaş daha yaşlandım ve her yaş dönümümde hüzün hep bana kendisini hissettirdi, gelip kulağıma fısıldadı o eski zamanlarımdaki, eskimiş karelerimi...
Yüzler gördüm anlamlarını içlerine saklamış, gözler gördüm bana kendimi anlatan, bir ayna gibi. Yine de her zaman kendime döndüm, kendi içime tuttum kırılmış parçaları aynalardaki, ve bir gün terk etti beni yüzünü bile seçemediğim uzaklardaki siluetler... Hep aramışım, hep bulamamışım ne fark eder, bir yaş dönümüne daha geldim, bilmem kaçıncı güz de böyle zamansız geçecek...
Bir yaşdönümü ve bir tane daha, ne kadar yakın, ne kadar da uzaklarda aynı zamanda. Aynı şarkının sözleri bazen, bazen de farklı sesi basan iki nota. Bir varlığın peşinde, bir yoklukla savaşın derinlerinde...
Anımsıyorum şimdi, bir yaşdönümü senfonisi bu, bilinmez ne zamandır çalıyor, kaçıncı mısrasında hayatımın...
Bir yaşdönümü senfonisi ömrüm oldukça devam edip gidiverecek...