Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Temmuz '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yastıklardan yastık beğenemedik

Mevsimsiz açan çiçeğe "tu kaka" denmez de, zamansız öten horoz misali insanoğluna çok pis surat ekşitilir, afaroz kıvamında. Ameliyatla patavat eklettim boşboğaz yerlerime, çok açtı seni dediler. "Yalancı oldum yahu sizin gibi!" diye çemkirmek istedim, yeni patavatım hemen etkisini gösterdi, sustum. Halbuki çok da eski olmayan eskiden, daha kafamda vitamin olan, dilimde bir ağız dolusu laf olurdu benim. Boş konuşulan, az yenen, çok içilen güzel günlerdi. Şerbet hikayeleri uydurmaksızın, kanı harbi harbi masaya kustuğumuz, bir de üzerine zehrimizi boşalttığımız, fettan felekten çalınan harika zamanlardı. Arabaya binerken güneşin ne taraftan vuracağını kestirmeye çalışmadığımız delişmen yaşlardı.

Patavat uyku yapıyor bende, susmanın rehaveti Akdeniz öğleni gibi üstüme çöküyor. Bünyede patavat yeni olmasa "ne iç geçmesi, düpedüz uyukluyorsun" derdim kendi kendime. Artık kendime karşı bile kibarım, tırt bir insanım bu yüzden de. Ama zaten bilyordum, ben duramam söylerim diyordum, içimde ne varsa. Artık belki saçlarımı kısacık kestirir ve sarıya boyatırım, istiyorum bunu, bir cesarete, iki "sana yakışır yüzün küçük"e bakar. Şunu bilirim ama söylemem, ilk size söylüyorum, acı çekilecekse çekilir, acı çekmemek için içindekini söylememek olmaz, uyku tatlı tatlı çökünce parktaki en yakın banka kıvrılıvermek gibi. Hem zaten, çekileceği varsa, o acı, söylesen de söylemesen de çekilir. Birinin anlaması, seni en berbat batakhaneden, en pis, en düşük sınıf içkili lokantadaki piyanist şantörlük işinden çekip çıkarması gibi gelir kimi zaman, çığlıkların sadece kendi içinde eko yapıyorsa hele. Hayallerin elinde patlayınca ikinci el umutlara sarılırsın ya hani, onlar da yetmez, işte yine susmamak en güzeli herhalde, bağırarak hayallerini geri istemek, hayallerini senden alanlardan hesap sormak. İşte patavatsız da olabilirsin böyle anlarda, şirret de, sonradan korkmadan, göz karartıp pis pişmanlıklara yatmadan, sonralar bana başka hayaller getirsin diyerek. Hem zaten, karşındaki dürüst değilse senin dürüstlüğün kıyafet balosuna kostümsüz gelmiş dandik bir insan konumundan öteye gidemez. Karşındaki iki kuruşa tamah ediyor, kul köle oluyorsa senin gönlünün zenginliği salak gibi ortada kalır, avare olur, üzer seni. Süslü laflar değil ana öğünlerde, tatlı olarak bile çekilmiyor bazen, olduğun gibi değilsen.

Geceleri, yastığını ne kadar çevirirsen çevir, soğuk tarafı sürekli ısınır, sonunda sen çevirmekten yorulursun, yastık çevrilmekten büzüşür. Yastığı ya olduğu gibi kabulleneceksin ya da kafanın altına bir buz torbası koyacaksın, beynin daha da gevşemesin diye.

 
Toplam blog
: 24
: 1019
Kayıt tarihi
: 15.02.07
 
 

Ben Gözde. Yaş: 30. Meslek: Avukat. Medeni hal: Evli. Ruh hali ve saçları: Dalgalı...