- Kategori
- Anılar
Yazık oldu
Yeni vatan edindiğimiz gurbetteydim. Okumaya gitmiştim. Büyük şehirdi orası. O şehir, başkentimizdi.. Babam, iş ve ekmek için sürüklendi oraya. Üç kardeş ve anne baba, bir gecekondu. Orta halli ev eşyaları ve kıtkanaat geçim. Dört okuyan çocuk. Para yetişmiyordu. Annem de çalışamaya başladı. Yetmiyordu yine. Liseyi öyle bitirdim.
Üniversite okumalı, iş hayatına atılmalı ve bir an evvel ev bütçesine katkı sağlamalıydım. Sınava girdim, puanım azdı. Dershaneye gittim, yine olmadı. Her adım paraya dayanıyordu. Oysa büyük şehir ve altı nüfüsla zor geçiniyorduk. Yazın bir işe girdim. Markette çalıştım bir süre. Eve katkım oldu. Ve bu arada bir ingilizceciyi de sevdim, ona umut verdim. Evine gidip ona yemek yaptım.
Tekrar sınava girdim. Eşit ağırlık 287. Yine olmadı. Ama bir şans diye tercih etmeye karar verdim. İşletme okuyacaktım. Bölümler yüksek puan istiyordu. Ön lisans, yani iki yıllılar düşüktü. Kara vermede zorlandım. Tam o noktada biri imdadıma yetişti. Ali(!).O kimdi? Beni yıllarca izleyen biri. Hayatımın çizgisini bilerek veya bilmeyerek çizen insan. ''sen okumalısın'' dedi. Nerde ve hangi puanla okuyacağıma birlikte karar verdik. Bundan babamın ve annemin asla haberi yoktu. Sadece, doğduğum yere okumaya gidebileceğimi söylemiştim o kadar. Biraz garip karşıladılar. Hedefim değildi orası. Yine o diyordu ki, ''seni yurt dışında bile okuturum. Bulgaristan mı istersin?''Lafın kısası ben ikna oldum. O vardı, desteği vardı, ve malesef (!)parası vardı. ''geliyorum, sırf senin için'' dedim.
Okula kaydolmaya babamla gittim doğduğum yere. O yine orda, karşımdaydı. Dört gözle terminalde bekliyordu. O, benden 20 yaş büyük insan. O ki; ''Bir daha arama'', ''sana geliyorum, senin için'dediğim adam. Kaçağım, huzurum, zindanım, belam, nihayetim, başlangıcım.....''
Okula başladım, her şeyim o. Ev arıyorum, yanımda. Yurt arıyorum, yanımda. Hasta oldum yanımdaydı. Yakınlarım vardı, ama yoklar yanımda. Her şey gizli. Okul devam ediyor. Etrafım dolmaya başladı, gözüm Ona, sevgi, umut vaadlerim var. İstekler çoğaldıkça sıkıştım, kaçmaya başladım ondan. Kaçmaya çalıştıkça battım. Çünkü son güne kadar yararlandım ondan. Evetler ve hayırlar beni köşeye sıkıştırdı. Her şey gizli. Anne ve babamdan, çevremden gizli..
Sonra dedikodular filizlendi. Bir yandan da ilgi duyduğum bir genç vardı. Onunla da gizli gizli buluşmaya başladım. Bunun için de O insana, benim her şeyime yalan söylemeye de başladım. Beni adeta el üstünde tutan, şımartan, her gün beni sevgiye boğan o insana karşı yaptığım şey tam ikiyüzlülüktü, hanetti. Her şey ikimizin isteği ile yaşandı. Ama dedikodu olunca, kendimi temize çıkarmak için hem kaçmak hem de onu suçlamak zorundaydım üstü kapalı. Nasıl olacaktı bu?Zordu, çünkü son güne kadar para alıyordum ondan. Benim ki, kirli bir ticaretti. Onun istekleri ve benim ihanetim son günlere kadar sürdü. Sonra ipler koptu. Artık gitmek istedim oralardan. İki insana yetemedim. İhanetimin altında daha fazla kalamadım. Yarım dönem sonra okulumu değiştirim. Giderken de bütün ikiyüzlülüğüm, iftiralarım ve ihanetimle..
Sana istediğin sevgiyi veremedim, yakıştıramadım seni bana, oyun oynadım. Sen, üçüncü kişiydin hayatımda, ama en vicdansızca davrandığım kişi oldun, bütün desteğine rağmen. Affet beni ne olur!Eder misin?''Can nasıl?'' diye sorduğun günleri unutmadım her şeye rağmen. Daha aktarmadığın Can'ını.