- Kategori
- Gezi - Tatil
Yazlıkçı Sendromu

Yedim bitirdim tatilleri. Şimdi her gördüğüm sahil uzaktan bana büyük bir keyifle nanik yapar. Bayram tatili var diyenlere, değirmenin suyu nerden geliyor diye sorarım. Tahminen bayramda da kırıp dizimi oturur, İstanbul’da hım hımlanırım.
Ne yaptık? Yazlığa gittik. Yanlış organizasyon, ev dolu, bana da sürpriz oldu. Ben evde kalabalık sever miyim? Hayır. Ne yapacağız, sinir olup idare edeceğiz. Yaptık mı? Yaptık. Anne, baba, abla ve ailesi çekirdeğinden oluşan bir tatil olur diye ümit ettik, olmadı. Misafir vardı. Ailemi yemek masasında on beş dakika gördüysem ne ala. Geri kalan hallerde sürekli bir yemek telaşı, sofra kur, kaldır, çay demle, meyve taşı… Ha, çok mu el attım bu hizmet işine, çok mu yoruldum? Hayır, zaten atmam. Tatilde değil miyim kardeşim çalışmaya mı geldim?
Benim ayarım bozulur böyle işlerden, bozuldu. İkinci gün suratım asılır, nitekim asıldı. Üstüne üstelik bir de komşuculuk oynanıyor bu yazlıklarda, gelen giden eksik olmuyor. Ben gitmem kimseye, kimse de gelsin istemem. Babam “yalnız öleceksin cenazene bile gelmeyecekler senin” diyor, yazlıktakiler zaten gelmesin…
Kimse gelmesin evimize demiyorum, sadece gelen bana denk gelmesin. Huysuzum kardeşim, huysuzluk da benim huyum. Fedakâr davranışları yüzünden annemle, ablama üzülüyorum aslında daha çok, ondan hırçınlaşıyorum belki de. Memnun görünüyorlar çünkü öyle görmüş, öyle alışmışlar. Yerini bulsalar bile benim gibi şöyle hakkıyla bencillik yapamazlar. Allah razı olsun!
Denize girdik, tenimizi serinlettik, iliklerimizi güneşlendirdik, midye, balık yedik, yeğenle suda iki oyun oynadık da tatil kavramına giren bir takım eylemleri yerine getirdik.
***
Eğlence konusunda Çeşme’ye, Bodrum’a rakip olamaz elbet ya sakinlik ve deniz konusunda kendine has bir yer olan Didim Akbük’teydim tatil için. Akbük, Bodrum havalimanından özel araçla bir saat sürüyor. Ben ulaşım için daha çok havaalanından “babam ya da eniştem sağ olsun” transfer şirketini kullanıyorum. Yok, uçak olmaz, on iki saatte otobüsle gideceğim diyene ben engel olmayayım, iyi şirketler Didim seyahatiniz için zaten sizi bekliyor. Otogardan Akbük’e ulaşmak ise minibüsle en fazla yirmi dakika sürüyor.
Denize girdiğimiz yer evimize yürüme mesafesinde ve “Sahte Cennet” olarak anılıyor. Çok havalı bir iskele bile var. Merak edenler www.sahtecennet.com adresine göz atabilirler. Etrafta genel olarak yazlıkçılar ve bir iki de pansiyon var. Pansiyonda yer yoksa kiralık bir sürü yazlık var. Konaklama konusunda endişeye mahal yok. Olmadı bize bekleriz, biz zaten misafir severiz. (!?)
***
Dileğin önde gideni:
Allah aşkına Bodrum havaalanını ne yapın, ne edin büyütün. Sadece yaz sezonu kalabalık oluyor deyip, altı ay yatmayın. İşletmeyi bir şekilde zenginleştirin. Yaz için ek bina yapın, ek binada uçağını bekleyenlere yeni, sezonluk cafe’ler açın. Dönüşte öyle bir kalabalık vardı ki, meğer mekana sığmadığımız için dışarı taşmışız. Başka bir şey değilmiş yani…
Tavsiyenin önde gideni:
Bazı bankaların kredi kartı sahiplerine İstanbul, İzmir, Ankara, Çeşme, Bodrum, Dalaman havaalanlarına ulaşım servisi var. Gidişimde evden alıp havaalanına, dönüşümde de havaalanından alıp evime kadar bıraktılar. Elinde koca bavul ulaşım derdine son! İnanılmaz servis; arabalar şık, şoförler güler yüzlü, fiyatlar uygun. Çok memnun kaldım. İlla banka kartınız olması şart değil, uçak seyahatinizden önce www.securedrive.com.tr adresine mutlaka göz atın derim. Özellikle aileler için tavsiye ederim.