Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '10

 
Kategori
Futbol
 

Yemeğin tuzu eksikti

Yemeğin tuzu eksikti
 

Aslında Fenerbahçe basın sözcüsü Sn.Mosturoğlu, Antalyaspor maçından sonra hakemle ilgili olarak yaptığı açıklamaları ligin ilk yarısında Kadıköy’de oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçından sonra da yapmalıydı. Aynı Bünyamin Gezer o maçta da Fenerbahçe’nin ilk golü ofsayt olmasına rağmen (yan hakem hatası), Fenerbahçe’nin bir penaltısını, bir golünü ve rakibin kırmızı kartını es geçmişti. Yani Fenerbahçe hem rakiplerini hem de Bünyamin Gezer’i bu iki maçta da dize getirmiş oluyordu. Bu tabii ki her zaman mümkün olmuyor ve karşınıza daha formda!! bir hakem çıkıp sizi yenebiliyor. (Bkz. BJK-FB maçı, İBB-FB maçları ve bu maçların hakemi Fırat Aydınus)

Antalyaspor karşısındaki Fenerbahçe, ligde bu maçtan önce puan kaybettiği 4 karşılaşmadan da daha lezzetsiz bir futbol ortaya koydu. Alex’in cezalı olması, veliahtı Özer’in sakatlığını atlatmasına rağmen henüz tam hazır olmaması nedeni ile riske edilmemesi yemeğin lezzetinin tuzsuz olmasına neden oluyordu. Bu virtüözlerin yerine oynayan ve alışık olmadığı mevkii de görev yapmakta olan güçsüz Semih ise asidi kaçmış gazoz gibi etkisiz oynuyordu.

Başta Emre olmak üzere, Lugano, Bilica, Vederson ve Santos’un üst düzey hırs ve mücadele azmini bütünleyebilecek Alex, Özer gibi yeteneklerin sahada olmaması, Gökhan Gönül ve Cristian’ın yarı sakat fedakar mücadele etmeleri ve performanslarının ancak yarısını sahaya yansıtabilmeleri Fenerbahçe’nin son haftalardaki en kötü oyununun sahaya yansımasına neden oldu.

Herşeye rağmen iki kişilik oynayan Emre, Fenerbahçe’nin bu maçı öyle veya böyle kazanacağını ayağına her top alışında, hatta top rakipteyken resmen haykırıyordu. Semih ve Deivid ise güçsüzlükleri ve isteksizlikleri ile takımın zayıf halkalarını oluşturuyorlardı.

Kanatlara baktığımızda solda Santos ile Vederson artık belirli bir uyumu yakalamış gibi. Vederson’un sakatlanıp o bölgeye Mehmet Topuz’un geçmesi ile birlkte oyun çizgiden ziyade ortaya yönelmeye başladı. Mehmet Topuz sakatlıktan yeni çıkmasına ve alışık olmadığı mevkii de oynamasına rağmen her zaman için bu takımın oyuncusu olduğunu oynadığı pozitif futbolla gösterdi. Sağ kanatta ise durum hücüm yönünde çok vahimdi. Deivid’in hazır olmadığı her halinden belli. Yarı sakat Gökhan ise bir de önünde etkisiz ve kendisine destek veremeyecek kadar güçsüz Deivid oynayınca doğrusunu yaparak hiç risk almadı ve savunma güvenliğini elden bırakmadı.

Maçın sonlarına doğru Daum’un Semih’i çıkartıp Selçuk’u oyuna sokması doğru bir tercihti. Her ne kadar Selçuk kapasiteleri sınırlı bir oyuncu olsa da, son 15 dakikada böyle kritik bir maçta skor avantajı elinde iken, Semih sahada gezinip dururken, yaratıcı adamların yokluğunda, Emre’nin yorgunluğunda, savunma güvencesini artırmak yerinde bir karardır.

Lugano’nun dönüşü ile birlikte taşları yerine oturan Fenerbahçe savunması Antalyaspor’a sadece yarım pozisyon imkanı verdi. Lugano’nun yokluğundaki dönemde ise oynanan maçlarda maç başına yaklaşık 2 pozisyon verilmişti.

Önümüzdeki hafta oynanacak Gençlerbirliği maçında Alex’in oynayamayacak olması Fenerbahçe için bir avantaj sayılabilir. Çünkü suni çim zemininde Alex sakatlık tedirginliği yaşamakta ve yeteri kadar verimli olamamaktadır. Bunun örneğini geçen sene o stadda oynanan 3 maçta da görmüştük. Hafta sonuna kadar iyice iyileşecek olan Özer Hurmacı’nın, Alex’in yerine ve sağ kanadın gerçek sahibi Mehmet Topuz’un da yerlerine geçmesi ile Fenerbahçe’nin Ankara’dan rahat bir galibiyet ile dönmesini bekliyorum.

Şampiyonluk yarışında, kadro kalitesi, mücadele gücü yüksek oyuncuları, fikstür avantajı, son haftalardaki müthiş taraftar desteği ve oynanmadan kazanılacak bir 3 puanının da cepte olması faktörleri göz önünde bulundurulduğunda Fenerbahçe’nin mutlak favori olduğu söylenebilir. Tabii ki bu durum, kara ve kırmızı gömlekliler izin verdiği müddetçe geçerli olacaktır...

Pazar akşamı Maraton tribünde çok güzel bir pankart vardı, “Biz sizin mücadelenizin hayranıyız”....

Saygılarımla,

Muhittin KAYAKIRAN

mkayakiran@borusan.com

 
Toplam blog
: 72
: 623
Kayıt tarihi
: 12.11.09
 
 

1974 Adana Doğumluyum. İTÜ Makina 1996 mezunuyum. Hobilerim arasında film seyretmek, müzik dinlem..