- Kategori
- Deneme
Yeni "Ben"e Çeyrek Kala -Ara Söz-

Yalnızca, gülen yüreğine danış! Başka, sen-e danışma!
Danış-ma!
İnsanın en büyük ideali, kendini insanca anlatabilmek; insanı kendince anlayabilmek… Hem “bir olmak” niyetimiz; hem “bir ey!” kalmak emelimiz…
Danışmak isteriz; hiç kimseye danışmadan… Tanışmak isteriz “bencileyin”, başka bene hapsolmadan. İçimizin karanlık benine, dışarıdan aydınlık bir ben ararız; benliği aydınlatırken senliği karartmadan. Ya da, kim ağartmış ki şakağını “bu güzelliğe”, bilinmez? Yaşayamamışız, anlatılanın tam da tersi olmadan…
Danışmak isteriz; “ben kimim, biliyor musun?” diye, sen-e…Fakat, kulak tıkarız; “benim bildiğimden başka beni anlatmaya” kalkışan ben-e!…
Danışmak isteriz; yüreğimizin, bize en yakın olduğunu bize fısıldadığı bene… Danışmaya soramayız; “yüreğin özlediği, benin sıfatı ne olmalı?” diye… En bencil tarafımız, en “ben kalan” yanımızı tuş ediverince, en olmayacak anda; bir mesafe sıfatı yapıştırırız, yakınlaşmak istediğimiz sene. Sıfatlar; sevimlidir, verimlidir, ölçülüdür, erdemlidir belki…”Benlerin” ben olarak ışımasına en şeffaf engel oluverir ama…
Sıfatlardan önce benliklere danışmalı. Yürek pusulası, cesur ve içten bakabilmeli, ötekine… Yüreğe bir altın çerçeve sunmalı usumuz; el verirken diğerine… Yüreğin yüzü gülümsemeli; eldeki çerçeveye…
İki ben, “benlikten geçmenin” güzelliğini yakalayabildiğinde; sıfatın en safı, en olgunu, en olağanı, en yakışanı sonsuz huzurla taht kuracaktır, benlere…
O tahttaki benlere/ bir bene danışmak dilerseniz; kapılar açılır sonsuza. Şüpheler yenilir, aydınlığa…
Danış da, benleri “tek ben” olabilen kocaman aydınlık “bir bene”, sıfatını sonsuzluğa haykırsın, sene…
Ey Ben!
Yürekli ve gülümseyen bene danışmadan, sıfatı verme büyük bene… Yürek söylesin, akıl yazsın, alın parlasın, ayak yürüsün, BEN yaşasın, biz gülsün…
Ey! “Bir Ben”,
…Anlatabildiyse; danış-ma!...
....yeni yıla hazırlık...Yegah Elif Mirzade