Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

30 Nisan '18

 
Kategori
Güncel
 

Yeni Köşe Yazıları / Diriliş Ertuğrul'da Mevlâna Allerjisi mi?, Sosyal Medyada Haysiyet Katliamları

Yeni Köşe Yazıları / Diriliş Ertuğrul'da Mevlâna Allerjisi mi?, Sosyal Medyada Haysiyet Katliamları
 

Son yıllarda ekranlarda en fazla ses getiren fenomen dizilerden biri olan Diriliş Ertuğrul’da bana çok tuhaf gelen bir senaryo eksikliği var. Özellikle bu yıl seyrettiğimiz bölümlerde Anadolu Selçuklularının başkenti Konya çok sık geçmesine rağmen o sıralarda Konya’nın her şeyi olan Mevlâna sanki hiç yaşamamış gibi. Dizide Anadolu’ya geldiği ve hele hele Türkmen obalarını tek tek dolaştığı meçhul olan Muhyiddin Arabi sıkı sık sahne alırken, yalnız “Diyarı Rum’un” değil, o çağın tüm İslam dünyasının göz bebeği Mevlâna nasıl hiç yokmuş gibi davranılır? Üstelik o dönemde Şemsi Tebrizi de Konya’ya gelmiş ve tüm Anadolu onların eşsiz dostluğu ve sohbetlerini konuşmakta iken..

            Senaryo sahipleri istediği gibi yazmakta özgürdür ama Mesela Kurtuluş Savaşı’nı senaryolaştırıp içinde Mustafa Kemal Paşa’nın hiç olmaması gibi, o devir Konyasını yazıp da içinde Mevlâna olmaması o kadar tuhaftır.

            Acaba Diriliş Ertuğrul senaryo yazarları Şemsi Tebrizi’yı canından bezdiren, Mevlâna’yı can evinden yaralayan düşmanlarının tesirinde mi kaldılar? O kadar ki o dönemde çok etkili olan bu nasipsizler Şemsi Tebrizi’yi Moğol casusu olmakla bile suçlamışlardı. Mevlâna’ya bu derece saldırmaya cesaret edemediler ama onu da değersiz bir dervişin yani Şemsi Tebrizi’nin kuyruğuna takılmakla suçlamışlardı. Sonunda bu düşmanlığı Şemsi Tebrizi’yi şehit etmeye kadar götürmüşlerdi.

            Dönemin tarihini didik didik edip, ilmik ilmik dokudukları şüphesiz olan dizi yazarlarının, Mevlana’ya bu denli soğuk olmalarının nedenini açıklamaları gerekir. Belki de diziye bir bölüm ekleyerek bunu yapabilirler.

sosyal medyada sanal şiddet ile ilgili görsel sonucu 

 

Sosyal Medyadaki Haysiyet Katliamları: Başını Facebook ve Twitter’in çektiği sosyal medya hiç şüphesiz çağımızın en fenomen buluşlarından biri. İyi yönde kullanıldığında sayısız yararları olan bu platformlar, kötüye kullanıldığında da zehir yedirilmiş bir kılıç gibi zararlı olabiliyor.

            Geçenlerde ünlü bir köşe yazarının adına açılmış bir Facebook grubunda, birileri kızgın oldukları ünlü Rizeli siyasetçilere verip veriştirirken, tüm Rize’ye de küfür ve hakareti de eksik etmediler. Bunları yapanlar belki çok fazla değil ama Ebola virüsü gibi bulaşıcı ve tehlikeli. Bu tür paylaşımlar yapılan siteleri derhal silip, Facebook’a şikayet edebiliyoruz ama bu tıynette olan şahıslar gene yapacağını yapıyorlar.

            Burada bence en büyük görev Facebook’a düşüyor. Durmadan küfür, hakaret, nefret söylemi, ırkçılık, dini düşmanlık vs. yapanları fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirmeyip derhal facebook üyeliğinden çıkarması gerekir. Yoksa bu hastalığın önü bir türlü alınamaz. Birileri sizi, bizi, şehirlerimizi rencide etmeye devam eder.

 

stem eğitimi ile ilgili görsel sonucu 

Özel Okullarda STEM Atağı: Son zamanlarda bazı özel ortaokul ve liseler STEM  (Science, Technology, Engineering, Mathematic)  eğitimine ağırlı verdiklerini belirten bol bol reklam yapıyorlar. Dünyada ilk defa Başkan Obama’nın girişimiyle atağa geçen STEM eğitimi, ne yazık ki devlet okullarında henüz başlamadı. Gerçi Fen ve matematik dersleri hep verildiği söylenir ama henüz daha kodlama, robotik, endüstri 4.0 gibi modern sahalara hiç girilmedi.

Özel okullarda ise verildiği ilan edilen bu eğitimlerin gerçekten verilip verilmediği, çağdaş standartlara uygunluğunun da titizlikle denetlenmesi gerekiyor. Ancak bunu kim yapacak? Hâlâ bu işlere hiç girmeyen devlet mi, yoksa başka bir kurum mu? En iyisi şu sıralarda işsizlikten bunalan sistemin mucidi Başkan Obama’yı getirmek galiba?

 

             

 
Toplam blog
: 343
: 446
Kayıt tarihi
: 19.02.11
 
 

Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi mezunuyum. Teknoloji Yönetimi dalında mast..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara