- Kategori
- Güncel
1 Mayıs Bilinci

Bugün 1 Mayıs. Bayram. İşçi Bayramı. Dünyanın her yerinde kutlanageliyor. Eskiden bahar bayramı denirdi. 2009 yılından bu yana Emek ve Dayanışma günü…
Özeti şuydu…
Sanayi devrimiyle birlikte ortaya çıkan işçi sınıfı, ağır çalışma koşullarına karşı örgütlü eylemler başlattı.
1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu öncülüğünde, haftanın 6 günü günde 12 saat olan çalışma sürelerinin azaltılması talebiyle iş bıraktılar. Şikago’da yapılan gösteriye yarım milyon kişi katıldı.
Gösteriler izleyen günlerde de sürdü.
Grevcilerle grev kırıcıları arasında çıka olaylara polis müdahalesinde 3 Mayıs’ta 4 işçi yaşamını yitirdi.
Ertesi günkü protesto gösterilerinde bu kez 8 polis yaşamını yitirdi. Olaylarda tutuklanan işçilerden 4’ü idam edildi, 1’i intihar etti.
Temmuz 1889’da toplanan 2. Enternasyonal, 1 Mayıs’ın tüm dünyada “Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kutlanmasına karar verildi.
Bu tarihten itibaren tüm dünyada ve Türkiye’de, 1 mayıs, İşçi Bayramı olarak kutlanmaya başlandı.
1 Mayıs kutlamaları Dünya’nın pek çok yerinde ve bu arada Türkiye’de uzun yıllar yasaklıydı. Bu sebeple pek çok kutlama çeşitli olaylara ve gerilimlere sahne oldu.
Türkiye emekçilerinin kitlesel olarak Taksim’de yaptıkları 1977 yılı 1 Mayıs kutlamaları geçen 41 yıllık süre zarfında halen aydınlatılamamış karanlık ve kara bir gündür.
1 Mayıs Ülkemizde 2009 yılında yapılan yasa düzenlemesiyle “Emek ve Dayanışma Günü” adıyla bayram olarak kutlanmaya başlandı.
Bu anlamlı bayram ortaya çıkışından itibaren, engellemelerle karşılaşılmakla birlikte Türkiye emekçileri tarafından kutlanageldi.
Kutlamaların o güne kadarki en kitlesel olanı 1977 yılı 1 Mayısında İstanbul Taksim meydanında olanıydı.
Sabahın erken saatlerinden itibaren yüzbinler meydanda toplanmaya başlamıştı.
Ve o gün, en kitlesel emek bayramı kutlaması olmanın yanında. bir kara gün ve bir dönüm noktası olarak da tarihe geçti.
Bu tarihten önceki yaklaşık on yıllık dönemde Türkiye’ye bir haller olmuştu.
1968 yılında Fransa’da ortaya çıkıp dünyaya yayılan gençlik hareketleri Türkiye’de de baş gösterdi.
Bu sosyolojik olay tarihe “68 olayları” adıyla geçti. Adından da anlaşılacağı üzere 68 olayları, etkileri izleyen yıllara da sarkmakla birlikte bir iki yıl içinde Fransa’da ve bütün dünyada sönümlendi. Ancak Türkiye’de başlayan bölüm kan ve silah da karıştırılarak şekil ve boyut değiştirdi ve bitmek bilmedi.
Cinayetler, suikastler, kanlı çatışmalar sürecine girdik.
Bu gidişin bugüne kadar türlü çeşitli kisveler altında ve bugüne kadar süreceğini o günden kimse bilmiyordu.
Şu an 2018 yılındayız. 68 olaylarının üzerinden tam 50 yıl geçmiş. Yarım asır… dile kolay. Bir ömür…
Bu kanlı, acılı süreç tam 50 yıldır devam ediyor. Güzel Türkiye’mizde tam 50 yıldır kan akıyor. Bu 50 yılın belirleyici özelliği bu.
İşte gözyaşı, kan, acı dolu bu sürecin en dikkat çekici dönüm noktalarından biri 1 Mayıs 1977’ydi.
Türkiye’de o güne kadar yaşanan çatışma ve cinayetler “münferit” özellikler taşırken o günden sonra Tükkiye’mize yönelik saldırılarda kitlesel katliamlar dönemine giriyorduk.
Failleri bugün dahi ortaya çıkarılamamış olan 1 Mayıs 1977’de Taksim Meydanında bayramlarını kutlayan emekçilerden 33’ü katledildi, yüzlerce kişi yaralandı. Ve bu tarihten itibaren İstanbul Üniversitesi, Bahçelievler, Sivas, Maraş, Çorum… gibi olaylarla gündemimize giren kitlesel katliamlar, izleyen yıllarda PKK’nın kadın, çocuk, yaşlı, genç ayırmadan yaptığı katliamlar, Madımak faciası, Başbağlar katliamı, 33 Er katliamı gibi aklımıza gelen gelmeyen pek çok saldırıda pek çok yurttaşımız yaşamını yitirdi. 2000’li yıllarda bombalı araçlarla, intihar saldırılarıyla tek seferde yüzlerce yurttaşımızın yaşamına mal olan pek çok saldırı ve provakasyonla karşılaşmaya devam ettik. 15 Temmuz FETÖ kalkışması bu saldırıların zirve noktasıydı. Silahlandırılıp ülkemize saldırılar düzenleyen terör örgütleriyle mücadelede onbinlerce şehit verdik, bu arada kat be kat fazlasıyla kalkışmacı ve terörist öldürüldü.
İşte 1 Mayıs 1977’de Taksim Meydanında yaşanan katliam, sadece emekçilere dönük spesifik bir saldırı olmanın yanında esas olarak Türkiye’de izleyen 40 yılı aşkın süre boyunca sürdürülecek saldırılarda ve katliamlarda insanlarımızın kitlesel olarak katledilecekleri sürecin de başlangıç noktasıydı.
Halen bu saldırılara maruz kalmaya ve bu saldırılarla mücadeleye devam ediyoruz. Ve artık saldırıların kaynağını, arkasındaki gücü biliyoruz.
Sınırlarımızın dibinde üniter bütünlüğümüze tehdit oluşturacak bir silahlı yapılanmanın peşindeki emperyalistler…
Bugün kutlamakta olduğumuz 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününde 1977 yılı 1 Mayıs’ında Kazancaı Yokuşu’nda yitirdiğimiz canları anarken yarım asırdırdır ülkemize ve insanımıza yöneltilmiş olan ve bir türlü durdurulamayan emperyalist saldırıları bertaraf etmenin Türkiye Emekçilerinin mutluluğunun ve huzurunun en önemli hedefi olduğunun da bilincine varmış durumdayız.Yani öyle olmasını diliyoruz...
Türkiye ve Dünya emekçilerinin bayramı kutlu olsun.
Kenan IŞIK