Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '07

 
Kategori
Edebiyat
 

Yeter, Orhan Pamuk' u sevmek istiyorum

Yeter, Orhan Pamuk' u sevmek istiyorum
 

Orhan Pamuk... Bir edebiyatsever olarak onu seviyordum. Kitaplarını okumuştum, basından kendisini tanımıştım. Bir Türk yazarı başarılı oluyordu, Avrupa'da, Dünya'da konuşuluyordu, sevinmiştim.
Bir gün, sevdiğim bir bilgisayar oyunun içine gömülmüş, dünyayı unutmuşken, CNN Türk'te röportajına rastladım. Bu adam pek konuşmazdı, şimdi konuşuyordu, açtım kulağımı dinlemeye başladım. Zorlukla ağzını açıyor, sorular karşısında bazen hırslanıp bazen olgun cevaplar veriyor, sonunda ağzından şöyle bir laf çıkıyordu:
"Türkler de 1 milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürdüklerini kabul etsinler."
Duyar duymaz şöyle bir irkildim. Sonraki dakikalarım bu sözleri düşünmekler geçti. Yıllar boyunca bu sözleri unutmayacağımı, kafamda dönüp dolaştırarak her daim bir kez daha sorgulayacağımı nereden bilirdim?
"Türkler de 1 milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürdüklerini kabul etsinler."
Orhan Pamuk bir yazardı, ben romanlarını okumuş ama sevmemiştim, hem konularını sıradan, hem de anlatımını yavan bulmuştum, ama insanlar iyi diyordu işte, hatanın bende olma ihtimali sahiden daha büyüktü, çünkü edebi birikimini benden çok daha yüksek bulduğum insanlar "iyi" diyorlardı, Pamuk iyi bir yazardı. Ben iyi yazarları çok severdim.
Onu savunmaya çalıştım bir süre, içimde ve dışarıda. Yazardır, düşünme hakkı, konuşma hakkı kutsaldır, hele bir edebiyatçının istediklerini söyleme hakkı vardır! Böyle diyordum eleştirenlere, fikirlerine sonuna kadar saygı duyuyor, öyle düşünmüş ki söylemiş diyordum.
Fakat bir yerde, belki patlıyor insan. Milliyetçi değilim, en büyük isteğim enternasyonel birliğin sağlandığı, insanların üstünlük ilişkileri olmaksızın, kardeşçe yaşadığı bir dünyadır. Böyleyim ama aynı zamanda Türk'üm.
Babam Türk, annem Türk, kendimi Türk hissedebilen bir Türk'üm. Hem ne diye hissetmeyeyim ki, İngiliz İngiliz olmaktan gurur duyuyorsa, Fransız Fransızlığının onurunda yaşıyorsa, Kongo'lu da Kongolu'luğundan utanmamalı.
Ben de Türk olarak gelmişim dünyaya, Türklüğümle gurur duymalıyım.
Türklüğümle gurur duymam değil yanlışı görmemin sebebi. Bir Türk'üm evet, Belçika'nın bir bölümünde ayrılıkçı gerillalarla düşük yoğunluklu bir harp yaşanmış ve bu harp sonucu karşılıklı 30 bin insan ölmüş olsaydı, bunların büyük bölümü de Belçika'nın tarafında ölmüş olsaydı ve Belçika'nın bir aydını çıkıp biz 30 bin insan öldürdük deseydi de aynı şeyleri düşünürdüm. Belçika'nın bir aydını çıkıp bilmediği, görmediği, tartışılan bir olayı toptancı bir yaklaşımla kestirip atarak, "biz 1 milyon insan öldürdük işte, kabul edelim" deseydi, bu ne biçim aydın, bunu niçin söylüyor, derdim, aynı şeyleri düşünürdüm.
İşte sorun buydu Orhan Pamuk meselesinde, söyledikleri nereden bakılırsa bakılsın yanlıştı, nereden baksan aynı şeyi düşündürüyordu. Doğruyu arayan filozofların, şüphecilerin dünyasında ne kadar gerçek mümkünse, söyledikleri, söyledikleri değil de daha çok bu sözleri söylemesi, o gerçeklikte yanlıştı.
Hala Orhan Pamuk'u severim, bir yazardır, duyguları, söylemleri, kendine has bir dünyası, babasının bavulu, ondan bahsederken ağlayan bir kalbi vardır. Güzel şeyler yazmıştır, güzel ürünler koymuştur ortaya ve en güzeli bu ülkeye bir Nobel sunmuştur. Muhtemelen o sözleri söylediği için verilmemiştir Nobel ona, inanmıyorum, ama ne yazık ki o sözleri söylemediği için de verilmemiştir. Orhan Pamuk o sözleri söylemiştir ve kendini bir gürültünün kargaşasında, ülkesine tutunmaya, doğduğu topraklarla bir olup hep yeniden doğmayı aramaya mahkum etmiştir.
Belki birkaç söz bekliyorum Orhan Pamuk'tan. Ne söylerse söylesin ona inanmayacak olanlar, insanları hain, namussuz, satılmış olarak yaftalamaya hazır, buna ihtiyaç duyan, bu fikri beyinlerinden hiç atamayacak olanlar var.
Ama benim gibi, Orhan Pamuk'un satılmış-hain olduğuna inanmayanlar, yalnızca söylediği sözler ve o sözleri sahiplenmiş gibi davranması içine oturanlar da var. O sözleri sahiplenmediğini çıkıp bir kez söylese, bir kez babasının bavulunu anlatırken olduğu gibi gözleri yaşlı, bu vatana "sen benimsin, böylesi uzak değiliz" diye seslense, onu bağrına basmaya hazır olanlar da var.

 
Toplam blog
: 108
: 2011
Kayıt tarihi
: 22.06.07
 
 

İsmim Burak Çapraz. Buraya başladığımda 21'dim, öğrenciydim. Bir okul bitti ama hala öğrenciyim. İl..