Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '07

 
Kategori
Mizah
 

Yıldızların altında toplandık!

Yıldızların altında toplandık!
 

Olacakları anlamış blogcunun çaresizliği...


Eymir üstüne blog kategorisinde resmi ajans muhabiri gibi bir yazı yazdım ama doğrusu şöyle dönüp okuduğumda ben de yeterince tat alamadım. Haksızlık ettim kendime ve katılan dostlara. Hatta okuyucuya…

Dönüp ilk Eymir toplantısına ilişkin yazdığım bloglardan “Blog yazarlığı üstüne biraz jimnastik” http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=43676 ‘e bakınca “A-siyazar kendine gel”demek zorunda hissettim bizzat kendi kendimi:)) Şimdi editör olsam “A-si her halde bazı yazılarını başkasına yazdırıyor” diye işkillenirim!

Daha çömezlik evresinde üç saat kalıp, ilk toplantıdan üç blog çıkar, yetmedi İnönü’den beş blogluk TV dizisi … Gel bu güne ” gittim, gördüm, geldim.” dercesine yaz! Olacak iş mi bu şimdi!

Kusura bakmayın Neşe Evrim; “Ne istiyorsun asiyazar’ım” diyerek yazacaklarımın önünü kesmeye kalkışmış olsa bile gerçekleri öğrenmek isteyen arkadaşlara haksızlık edemem.

Gerçi blogun Neşe’sini karşıma almam peşinen “tık”ların eksilmesi demek ama olsun! Tüm bayan blogcuları açık gizli yöntemlerle susturmuş. http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=83039 Şimdi burada uzun uzun yazmaya gerek yok. Verdiğim linkteki “Şu zavallı erkekler” blogumu okursanız konu anlaşılır!

Gerçekleri yazmazsam başta bu organizasyonu yapmak için emek veren Pirmete’ye ayıp olur. Gerçi o da benim saf düşüncelerle blog buluşması olarak düşünmüş ama nereden bilsin başına geleceği… Neşe Evrim, Serap İnce, Nezom’u eğlendirme gününe dönüşeceğini.

Ha birde Yıldız, Kadir Demirel çifti birazcık oynayıp, ayıp olmasın diye Pirmete ile Asi’nin şarkılarına eşlik ettilerse de Neşenin Pavorotti ağabeyimizi kıskandıracak seslendirmelerinin gölgesinde yok olup gitti bizim şarkılar.

Gelmeyenler için mekanı biraz anlatmak gerekli.Yaşadığımız dramı anlamanız açısından. Unutmadan yazmalıyım Hoşsada Osmaniye’den kalkıp gelmiş ama bizimkini görünce ne yapsın bir bahane uydurup erkenden kaçtı.Şimdi dönelim Bağevi’ni anlatmaya ki yaşadıklarımız anlaşılsın. Otantik, üç katlı ahşap ve taş işçiliğinin sergilendiği yapı gerçekten eğlenmek, dostlarla bir arada olmak için bulunmaz bir mekan.Leziz menüsü ve servisi ile sizi bir daha gelmeye çağırıyor. Neşeniz yoksa iyi, varsa hiç onca yolu tepmeyin!Ne yediğinizden ne içtiğinizden bir şey anlarsınız.

Bir gaflete düşüp sevgili eşimi de blogcuların acılarına ortak ettim.Geldiğine geleceğine pişman oldu.”Sizin Neşesiz toplantınız yok mu?” diye sorunca anladım ama iş işten geçti bir kere. Sadece size okuyacak bir şeyler çıksın diye ikimizi de feda ettim!

Daha oturur oturmaz “Şarkı söyleyelim, ” diye tutturmaz mı! İçimden “Ayvayı yedik.”dedim. Her şeyi göze alıp “Abla iki sohbet etseydik.” diyecek oldum. Film koptu o noktada.”Yılllldızların aaaAAltındaaaAAA!”

Biraz önceki yazıda katılanları tanıtmaya çabalarken “yeğeni, kardeşi” diyorum ya inanın benim isimleri akılda tutamama gibi bir sorunum yok. Salt ablamızın eşsiz sesinden duyamadığım için!

Bir ara toplantıya emek verip organize eden Pirmete galiba bir iki çift söz edecekti.

- “Arkadaşlar ..”diyecek oldu ama araya hemen ablamız “Yıldızlarınnnn altındaaaAAA….” diye girmez mi!

Gözünüzde canlandırın sayın okuyucu dostlar.

Garsondan bir şey isteyeceksiniz.

“Yılllldızzzlarınnnn altındaaaaa!”

Buz lütfen! diyeceksiniz.

“YıııllLLldızzlarınnn aaaaAAAltınnndaaaAAa!”

En komiği de ne biliyor musunuz?

Talip Bölükbaşı ve Erol Özdemir sonra geldiklerinden balık söylediler. “Afiyet olsun.” demesini beklersiniz doğal olarak ablamızın.Nerde mübarek kendini TRT sanatçısı filan sanıyor .Şarkı hiç bitmediği ve ara da vermediği için bir taraftan söylüyor “YıııllLldızlarınnn aaaAAAltındaaAAA!” elleri garsona doğru bir şey anlatmaya çalışıyor.Zavallı garson seçimlerden Baykal’ın kendini galip ilan etmesine şaşırdığım gibi şaşırarak baka kaldı. Tabi ben önceden bildiğim için, garsona “Balık istiyor.” demek zorunda kaldım yüksek sesle bağırarak.

***

Bir ara eşime “Gidelim mi?” dedim. Kurtar beni dercesine bakınca dayanamayıp düştüm yola.

Mutlu yıllar.))

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..