- Kategori
- Güncel
YÖK’ün Danıştay’a katsayı hediyesi!...

Geçenlerde gazetelere gömülmüştüm; eşimin tepkisiyle irkildim:
“Ne oldu, suratını niye astın?”
Demek ki, suratımı asmışım!
Niye surat asılır ki?
Saflığa vurup Ömer Asım Aksoy’un Deyimler Sözlüğü’ne bakalım:
Kaşlarını çatıp yüzüne küskün ve dargın bir anlam vermek.
“Küskünlük” de, “dargınlık” da nereden çıktı, orta bir şey yokken yüzden bunlar niye anlaşılsın ki?
“Haberler kokuyor!” dedim eşime.
*****
Süleyman Demirkan’ın haberini (*) nasıl okudum, suratımı astım mı?
Bilmiyorum!
Yanımda kimse yok!
Neydi haber?
“Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, üniversiteye girişte meslek liselilere uygulanan katsayı farkına ilişkin kararı 2 kez reddedip üçüncüsünde onaylayan Danıştay 8’inci Dairesi Başkanı Ayla Akkıvılcım ve 6 üyeye özel yapım kol saati gönderdi.”
Bu, ne demek?
Bizim beklediğimiz kararı, üçüncüsünde verdiniz; size nasıl teşekkür etsek azdır.
*****
Saatler, “rüşvet” sayıldığı için “iade” ediliyor.
YÖK Başkanı’na göre saatler, “rüşvet” sayılamaz!
Niye?
Katsayı kararından sonra gönderilmiş!
Bununla denmek istenen ne?
Saatler, “katsayı kararı verilmeden önce” gönderilseydi, o zaman “rüşvet” sayılırdı.
YÖK Başkanı, gerçekten bir alem adam!
*****
Saatler, üstelik, “o kadar pahalı” değilmiş!
Yani “ucuz” olunca, “rüşvet” olmaz!
Üstelik, saatlerin parası, devletin kesesinden çıkmıyormuş; YÖK Başkanı’nın cebinden çıkmış!
Yan, parası devletten çıkınca mı “rüşvet” oluyor?
*****
Haber/ler kokuyor!
Bu koku/lar nasıl, ne zaman giderilecek?