Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

23 Mart '09

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

YÖK üyeliğine yeni bir atama yapıldı...

YÖK üyeliğine yeni bir atama yapıldı...
 

YÖK üyeliğine atanan Prof.Dr.Sait Bilgiç


Ülkemizde o kadar çok ilginç olay yaşanmaktadır ki; bazen takip etmekte zorlanıyoruz…O nedenle de, bu olayı gündeme getirmekte yarar görüyorum.

Geçen hafta, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından YÖK üyeliğine bir atama yapıldı. Belki de, bazı okurlar “ne var bunda?” diye sorabilir, eğer bazı atamalar “cımbızla” seçilircesine ve belli bir “ideoloji” gözetilerek yapılmasa, hiç yoruma ihtiyaç olmayacaktı.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Gül'ün, Prof. Dr. İsa Eşme'nin görev süresinin 1 Mart 2009 tarihinde sona ermesi nedeniyle boşalan YÖK üyeliğine, Prof. Dr. Sait Bilgiç'in Üniversitelerarası Kurulca yapılan seçimini, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 6. maddesinin b/5 bendi gereğince onayladığı bildirildi.

Prof. Dr. Bilgiç, Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Veteriner Programı Anatomi Anabilim Dalı’nda “Akkaraman Koyunu” ve “Kıl keçisi” üzerine doktora yapmış ve halen Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektör Yardımcılığı görevini yürütmektedir.

Buraya kadar her şey normal olup, bizde kendisine “görevinde başarılar” dilemek istiyoruz…

Ancak, son aylarda Üniversitelerarası Kurul’a üye atamalarında AKP’ ye yakın kişilerin seçilmesi sebebiyle, (ÜAK) nın üye yapısı tamamen değiştiğinden; iktidara yakın olmayan hiçbir üyenin seçilebilme şansı kalmadığı yönünde ciddi endişelerin yaşandığı görülmektedir.

Prof. Dr. Sait Bilgiç’in, Üniversitelerarası Kurul’a üye atanmasa Yalova Üniversitesi Rektörlüğü’ne atanacağına da kesin gözüyle bakılıyormuş. Bilgiç’in yeni atandığı (YÖK) üyeliği görevini 2013 yılına kadar yürüteceği öğrenilmiştir.

Görevi ile ilgili olarak basının sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Sait Bilgiç, 130’a yakın Üniversitenin rektör ve temsilcilerinden oluşan Üniversitelerarası (ÜAK) kontenjanından seçildiğini anımsatarak, görevim çerçevesinde üniversitelerin geliştirilmesi ve sorunlarının çözümü noktasında katkıda bulunmaya çalışacağını aktardı. Bilgiç, ”Ümit ediyorum, üniversitelerin geleceği adına iyi kararlarda imzam olur.” diye konuştu.

Prof. Dr. Sait Bilgiç, basın mensuplarının geçmiş dönemde “AKP’den Samsun Milletvekili Adaylığını” hatırlatmaları üzerine, ”Bana bu görevim ile ilgili sorular sorun. Benim donanımıma, birikimime bakın. Buraya ne katkı sağlayabilirim ile ilgilenirseniz sevinirim. Ben şu anda YÖK üyesiyim ve bilim adamıyım. Herhangi bir siyasi partiyle ilişkim sözkonusu değildir.” diye yanıt vermiştir.

22 Temmuz seçimlerinde AKP’nin Samsun milletvekili aday adayı olan Prof. Bilgiç, aday adaylığını “AKP’nin yaptığı uygulamaları benimsiyorum. Bu nedenle AKP’den aday oldum” diye açıkladığı görülmektedir.

Prof. Dr. Bilgiç’in özellikleri bu kadarla da bitmemektedir. Ayni zamanda da, üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasını savunduğu ve “Türbana Özgürlük Bildirisi”ne de imza atanlar arasında olduğu öğrenilmiştir.

Prof. Dr. Sait Bilgiç’in, ayrıca Samsun Aydınlar Ocağı Başkanlığı ve İlim İstişare Kurulu Başkanlığı’nı da yaptığı basında yer almıştır.

Prof. Dr. Sait Bilgiç’in, bu özelliklerine ilaveten 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde isminin karıştığı “kavga ve tartışmalarla” da çeşitli kereler basında yer aldığı görülmüştür.

Geçmiş dönemlerde Sn. Necdet Sezer’e, yaptığı atamalar için demediğini bırakmayanlar, Sn. Abdullah Gül’ün yaptığı atamalar için ne yazık ki, ayni duyarlılığı göstermedikleri görülmektedir. Eğitim kurumlarının sistemli bir şekilde kuşatıldığında; nelerin olabileceğini en son “TÜBİTAK” ta gördük…
Bırakınız ülkemizde yaptığı hasarı, dünya ülkeleri arasında “bilimsel” açıdan “Arap” yada “Afrika” ülkeleriyle ayni kategoride görülmemize neden olmuştur...
İktidarın temelini atmaya çalıştığı eğitim felsefesiyle; çağdaş düşünceye sahip, özgüveni olan ve araştırmacı bireyler yetiştirilmek istenmediği çok açık olarak görülmektedir…
Yüksek öğrenimin amacı, bilginin özgürce üretilmesi, tartışılması ve gelecek kuşaklara sağlıklı bir biçimde aktarılması olmalıdır. Üniversitelerin “özerkliği” bu nedenle gereklidir. Ancak, birçok özerk kuruluşun “kuşatma” altına alındığı ülkemizde yakın zamanda YÖK’ ün özerkliğinden bahsetmemiz de, mümkün olamayacaktır…

 
Toplam blog
: 52
: 1892
Kayıt tarihi
: 05.03.09
 
 

Okumayı seviyorum ve okumanın, insanın içindeki havuza taze suların katılmasını sağladığına inanı..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara