- Kategori
- Güncel
Yoksulluğun ve demokrasi kuzgunlarının olmadığı bir dünya için

Gün geldi devran döndü. Şartlar olgunlaştı. Ağababalarından olur aldılar. Artık yola devam edebilirlerdi. Yıllarca sürecek bir yalanın içine hapsedeceklerdi hem kendilerini hem diğerlerini.
Her sözleri, her davranışları yalan üzerine kurulmuştu çünkü. Düşünen beyinler yalanın evrensel bir gerçek olduğunu biliyorlardı. Bilmek fayda etmiyordu. Cendereyi kırıp atmak için mücadele etmek gerekiyordu.
Gelecekte sağlam bir zemin hazırlamak için geçmişi bilmek, olan biteni sorgulamak gerekiyordu. Oysaki onlar yıllarca sürecek olan yalanlarına ortak ettiler insanları.
Kitaplar yalan söyledi, gazeteler yalan söyledi, siyasetçiler yalan söyledi, önce radyolar sonra televizyonlar yalan söyledi.
Yalan üzerine kurdukları yaşamlarını devam ettirmek için özgürlüğe yalan dediler, aydınlanmaya yalan dediler, modern ve çağdaş yaşama yalan dediler. Kendi ortaçağ dehlizlerine taş çıkartacak karanlık lâbirentlerine çekmek istediler insanları. Bir bakıma başardılar da. Bilinçli olmazsan bir gün karanlıktan kurtulmak için çabaların fayda etmeyecek.
Dünya coğrafyası silahlı terör örgütlerinin tehdidi ile mücadele ediyor. Emperyal güçlerin besleyip büyüttükleri terör kahpe pusularla suçsuz insanları öğütmeye devam ediyor. İnsanlar bir yandan silahlı çetelerle ve emperyal güçlerle, bir yandan ekonomik zorluklarla mücadele ederken diğer yandan da yalanlarla baş etmeye çalışıyor.
İnsan yaşamının devam etmesi için gerekli olanı ya yok ettiler ya da yok etmeye çalışıyorlar. İklim değişikliği, yaban yaşamının yok edilmesi, çölleşme, susuzluk, enerji ve maden politikalarındaki hoyratlıklarını politik yalanlarla süsleme çabasındalar.
Politikalarında başarılı olurlarsa o güzelim yaşam alanlarında geriye ne kalır?
Böyle bir dünyada senin kimliğin ne olacak?
Yalanların, küreselleşmiş sömürünün dişlileri arasında yok olup gitmemek için onurlu ve insancıl mücadeleye devam etmek gerekir.
Ne güzeldir erdemli olmak ve insanca yaşamak. Barış ve dostluğu zirveye taşımak. İnsanlığın galip geleceği, yoksulluğun ve demokrasi kuzgunlarının olmayacağı bir dünya düzenini, demokrasiyi, çağdaşlığı ve aydınlanmayı oya gibi ince parmaklarca nakış nakış işlemek.
Barışın egemen olacağı bir dünyayı kurmak zor olmasa gerek. Kompradorların güdümünde ki savaş baronlarına, demokrasi cambazlarına, insanları silindir gibi ezip geçen, parçalayan, öğüten yüzü maskeli, eli kanlı savaş rantının soyguncularına pirim vermeden özgür yaşamı gerçekleştirmek. Maskelerinin altında doymak bilmeyen dişlilerini, çarklarını, kasaplıklarını ortaya çıkarıp gerçek demokrasiye kavuşmak.