Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Yüksek duvarlar ardında...

Yüksek duvarlar ardında...
 

Kelimelerin yetmediği zamanlar vardır. Kelimelerin teselli olmadığı zamanlar... Böyle bir zamanın içindeyiz ikimiz. Ona binlerce şey söylemek istiyorum. Kederini sırtlanmak istiyorum. Ama o kederinden kalın, yüksek duvarlar örmüş kendine. Herkesi uzak tutuyor ordan. Bu onun sığınağı sanki...

Ona uzaktan bakmak zorundayım. Çünkü, O böylesinin daha iyi olacağını düşünüyor. O yüksek duvarları kendisinin aşması gerektiğini düşünüyor. Onu birinin oradan çıkarabileceğini değil...Artık biliyorum ;Aşk her zaman yanında olmak değil... Aşk bazen onun yalnız kalabilme isteği karşısında susmak...

Karşımda yüzü düşmüş, sakallarını çekiştirip duran bir adam var şimdi. Kelimeler ağzından zorla dökülen...Bakışları ile beni korkutan, en uzak mesafeye iten..."Neden böylesin?" diyorum, "Benim bir yanım kederdir" diyor. Onu anlıyorum ama yanında olamıyorum. Anlamak ama yanında olamamak...Bir seni uzağa yolladığında anlamanın anlamı nedir ki?

Günlerdir böyle kederle sarınıp sarmalanmış. Onu kendi haline bırakmak mı yoksa yanında olmaya çalışmak mı? İlkinin doğru olduğuna karar veriyorum. Çünkü biliyorum ki bu onun için en iyisi. O kederini bir yerlerde bırakıp gelecek. Bir zaman hayatın içine dalıp, onu omuzlarından kayan bir şal gibi bir yerlerde düşürecek. Ta ki tekrar üşüyene, yeni bir şal edinene dek...

Biraz kederi içinde kaybolmak istiyor. Bunu anlıyorum. Çünkü onun bir yanı hayat, bir yanı keder. Gece ve gündüz gibi... Gecesinin koynunda yıldızlarını topluyor şimdi...

Güneş doğana kadar beklemeli...

RESİM: Edward Munch

 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..