- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Yüksek yüksek tepelere sağlık ocağı kurmasınlar

"Kusuru kendisine söylenmeyen adam; ayıbını hüner zanneder." Demiş adaşım Sadi Şirazi...
Karaman Mahallesindeyiz.
Sağlık ocağına gitmek üzere...
Önce buraya gidecek ulaşım aracının hangisi olduğunu araştırıyoruz.
Belediye otobüs şoförlerine soruyoruz.
Oranın çok dik bir rampası olduğunu söylüyor.
Ancak kendilerine talimat verildiği takdirde gidebileceklerini ifade ediyor.
Sonuç:
- Belediye otobüsleri gitmiyor...
Karaman'daki minibüslere soruyoruz:
Müdanasız kestirip atıyorlar.
- "Gitmiyoruz."
Araştırıyoruz ve:
Her otuz dakikada bir Korucuk'tan kalkan minibüsün oradan geçtiğini
öğreniyoruz.
Bekliyoruz ve minibüs geliyor.
Ama durmuyor.
Bütün uzuvlarımızla yaptığımız "dur" işaretleri boşa gidiyor.
Kaptan yanındaki iki/üç bayan yolcusuyla beraber seyahatine devam ediyor(!)
(Meraklısına: 03 Ekim 2012, Çarşamba. 15.40)
Seni/beni takmıyor.
"İplemiyor" derler ya ondan.
Demek ki o da gitmiyor...
Demek ki; sağlıktan daha önemli işleri var?
- Demek ki; meslek edindiği işin önem, mahiyet ve kutsallığını bilmiyor...
Geriye ne kaldı?
- "Hiç" kaldı..
Yaşlı, kalp hastası, çocuklu ve hamile kadınları bir tarafa bırakın.
Benim diyen sağlıklı insanın dahi bu yokuşu çıkarak sağlık ocağına ulaşabilmesi mucize.
- "Sağlıklı insanın orada ne işi var?" diyenlere alkış...
Hani,
"Karaman sen bizim her şeyimizsin" diyordunuz?
Şimdi soruyorum:
Karaman'daki bu sağlık ocağı
Şeyinizden aşağı mı?
Şeyinizden yukarı mı?
- Neresinde?
Konu sağlık olmasına rağmen:
Güzergah tespitinde kamu kurum ve kuruluşlarını dikkate almayan ilgili minibüslerin yönetimini...
Bu güzergaha "olur" veren, hatta kendi otobüslerinin de sağlık ocağından geçişine müsaade etmeyen büyükşehir belediyesini...
"Toplu taşıma araçları nasıl olur da, sağlık ocağına gitmez" diye bu güzergaha itiraz etmeyen Sakarya Sağlık İl Müdürlüğünü...
"Ben gereken yerlere ilgili yazıyı yazdım" diyerek topu taca atıp, görevinin tamamlandığını sanan Karaman Muhtarlığını...
- Sizi bilmem ama ben kınıyorum...
"Kusuru kendisine söylenmeyen adam; ayıbını hüner zanneder."
Demiş adaşım Sadi Şirazi...
- Vallahi doğru...
Öyle değil mi, Toçoğlu?
Öyle değil mi, Alemdar?
Öyle değil mi, Çalık?
Öyle değil mi, diğerleri(!)...
"Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz"(Ziya Paşa) diyor ve yazımı Edirne yöresinden anonim bir türkü ile sonlandırıyorum.
- Kabul buyrun efendim:
Yüksek yüksek tepelere "sağlık ocağı" kurmasınlar
"Yaparız ederiz" diyerek atıp tutup söz vermesinler
Vatandaşa bu hizmeti çok görmesinler
Toçoğlu'nun bir atı olsa gelse de görse
Muhtarın kalemi olsa yazsa da verse
Sağlık müdürü yolları bilse de gelse.
Uçan da kuşlara malum olsun...