Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Aralık '11

 
Kategori
Sinema
 

Yüksel Aksu’dan yükselen değerler…

Yüksel Aksu’dan yükselen değerler…
 

Anadolu Eşeği'yle birlikte nesli tükenenler!


İki ayaklılara rağmen var olmaya çalışan ‘Anadolu Eşeği’nin maketiyle konuklarını karşılayan Yüksel Aksu’nun filmi gibi galası da bir başka olacaktı elbet! Beklentim, canlı ‘Anadolu Eşeği’ görmekten yanaydı. Ancak, sapla saman balyalarının karıştığı Haliç Kongre Merkezi’nde, organik meyvelerden tutun da kesekâğıdında adaçaylarına kadar her şey vardı ama bir tek bu yoktu. Biz de hayal kırıklığını bir yana bırakıp ‘Çok bulduk, şımarmayalım’ diyerek, kapılarını herkese açan otantik ve organik ortamdaki güzelliklerle ve Zeybeklerin varlığıyla yetindik.

Tamamen organik besinlerden oluşan ikramın ardından salona (Çok şükür, itiş-kakış olmadan) geçtik. ‘Entelköy Efeköy’e Karşı’ filmine ve kendine has tarzıyla sempatikleşen Yüksel Aksu’ya ilgiden olsa gerek, konuk sayısı hayli fazlaydı. Dolayısıyla ayakta kalanlar için ayrı bir salon açıldı. Olası, ‘İzleyemedim’ şikâyetlerine cevap, ‘Sinemaya giderler. Bir bilet paraları nasip olur’ diyen Yüksel Aksu’dan peşinen gelmişti zaten. ‘Entelköy Efeköy’e Karşı’nın gala manzarasından bu kısa aktarımın ardından, ‘Bir Yüksel Aksu Muhabbeti’ndeki Egeli vatandaşın ‘Madem filmi sen çevirdin bırak anlatmayı da izlet’ sözüyle doğru orantılı olarak, gelelim kritiğimize…

Çalgılı-çengili ve de can damarı eşekli başlangıçta, masalcı dede gibi öyküsünü anlatmaya koyulan Yüksel Aksu, seyirciye üç epizottan oluşan bir film sunmakta. Kökten Demirelci ve demokrat olan Efeköy sakinleriyle, doğayı korudukları için ‘anarşit’ görülen Entelköylülerin hikâyesi, baştan sona iğnelemelerle dolu. Felsefi anarşikler, ekolojik anarşikler, milli şuurlarının derdine düşen çıkarcı köylüler…

Atadan milliyetçi Muhtar ve Efeköylüler, para için termik santrale ‘Evet’ derken ‘Şiddet gören eşek’ korumacılığına soyunup türküler için ‘Türkiyeli’ olanlar tarihi ve doğayı kurtarma peşindedir. ‘Bugün atasından kalanı satan yarın donunu satar’ diyen amcaoğlu ise ‘Santralin bacasını neremize sokacağız’ vecizesini yumurtlayan ‘Dün, dündür’cü Muhtar ile ‘Bir zeytin ağacı 100 yılda yetişiyor’ uyarısıyla eylem başlatan ‘Avro’cu beynelmilel komün arasında izleyicidir.

Kophenhag Kriterlerine göre yaşayan nüfus cüzdanlı eşeklerin varlığına imrenen Efeköy halkı üzerinden göndermelerini yapan Yüksel Aksu, Yatağan Termik Santrali’nin yarattığı çevre kirliliği, insanın insana yabancılaşması, ideolojilere karşı resmi yaklaşımın değişimi, ekolojik tarımın ata yadigarı oluşu, yabancıların değerlerimizi bizden çok koruduğu gibi çeşitli saptamalarda bulunmakta. ‘Sarı Çiçek’ ilahisiyle ve ‘Ver duayı, ver duayı’ diyerek de, doğruyu gösterenlere din ve milliyetçilik mefhumlarıyla karşı çıkma zihniyetini eleştirmeyi ihmal etmemiş. Bunları öyle eğlenceli ve dozunda bir dille yapmış ki, gereğinden fazla kullanılan ağır küfürler bile göze batmaz olmuş! Bu bağlamda, köylülerle oyuncuların iç içe geçtiği canlandırmada, BKM’den Şahin Irmak’ın katkısı oldukça fazla.

Seyirciye, günümüz gerçeklerini en doğal haliyle veren, görsel anlamda tatminkâr olan, müziğiyle kıpır kıpır bir ritmi yakalayan ‘Entelköy Efeköy’e Karşı’ gerçekten farklı bir çalışma. Son sözü izleyici yorumuna bırakan yapımın devamı, gişe gelirine bağlı! Yüksel Aksu’nun kıssadan hissesi, ‘Kimseyi görünüşüyle yadırgamamak gerektiği’ yönünde. Bana göreyse filmin asıl kıssadan hissesi, ‘Anarşitinin de, milli şuurlusunun da ortak noktası paradır. Aklını kullanan parayı, kullanamayan havasını alır’!

İyi düşünülmüş ve işlenmiş senaryoda bunun ötesi, yükselen değerler olarak anlatılmaya çalışılsa da, çıkar kaygısına düşenlerce pek önemsenmeyecek; seyircileri de, küfürlü anlatımlarından dolayı, güldürecek saptamalar olarak havaya karışıp unutulacak acı gerçekler!

Anibal Güleroğlu http://www.sinematur.com

Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..