Yunanistan başarılı mı?

Yunanlıya göre Ege Yunan’dır. Ege denizini kendi iç denizi sayan, deniz sınırlarını  Anadolu ve adaların ortasından geçiren haritalar sunan Yunanistan Lozan şartlarını, adaların silahsız ve askersiz kalmasını (demiliterised) ihlal ederek ve 3 mil olan kıta sahanlığına (adalar dahil) önce  6 mil yaparak ve ileride bunu 12mil yapmayı planlayarak  Ege denizini,  Yunan denizi yapmayı hedeflemektedir. Bu iddiasını Yunan hava sahasını 12 mil tanımlayarak havaya da hakim olmayı hedeflemektedir. Bu iddia gerçekleştiğinde Türk sahilleri dışında Ege denizinde Türk gemilerinin seyahati güçleşecek ve Yunanistan kontrol ve benzeri maksatlarla İstanbul’dan ve Çanakkale boğazından çıkan gemileri engelleyerek Türkiye’nin gırtlağını ekonomik olarak sıkabilecektir.

İkinci Dünya savaşı sonrası çekingen politikamız,  adaları kaya yığını görmemiz, denizci görüşü eksikliği aradan 75 yıl geçse de bize ekonomik ve siyasi maliyet olarak geri dönmektedir.

AB’ye katılım Yunanistan’a ve Güney Kıbrıs’a faydalı oldu.  Yunanistan’ın  1981’de  AB’ye katılması ve Güney Kıbrıs’ın 2004 yılında Avrupa Birliğine katılması bahsedilecek Yunan başarılarıdır.

1983 yılında kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasının eksik kalması, Kıbrıs Türk Devleti ile Türkiye’nin birleşmek gibi kalıcı çözümlerin yapılamayışı Türkiye’nin esikleridir. Türkiye’nin terörle olan mücadelesi ve ekonomik sıkıntılar kalıcı çözümler üretmesini engellemiştir.

Doğu Akdeniz değer kazandı. İsrail batısında ve Mısır kuzeyinde gaz yatakları bulunması Doğu Akdeniz’i değerli yapmış ve Türkiye yokmuş gibi Doğu Akdeniz bölüşülmüştür.  Güney Kıbrıs’ın tüm Kıbrıs adına uygulamalarda bulunması,  Avrupa Birliği’ne katılması, Yunanistan’ın ekonomik krizi atlatması,  ABD, Fransa gibi ülkelerde seçimlerde Yunan diasporasının etkinliği Yunanistan’a avantajlı dönemler sağlamaktadır. Yunanistan Ortodoks kültürünün önemli parolası daima temas, ısrar, anlatmak tekrar anlatmak işini iyi yapmakta, diplomasi alanında da başarılı olabilmektedir.

Türkiye, Doğu Akdeniz ve Ege sorunlarında Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın kendilerini güçlü hissedip, hata yaptığında Adaların silahlandırılması, 13 adaya asker çıkarılması, Meis’e asker çıkartma, 12 mil ilanı,  Güney Kıbrıs’ta örneğin Magosa’nın yaşama açılmasında askeri bir provokasyon yapılması, Doğu Akdeniz’de bir Türk gemisine taarruz yapılması gibi durumlarda olayı tüm Dünya’ya iyi anlatmalıdır. Bu olaylar iyi anlatılırsa en azından Türkiye’ye haksızlık yapılıyor imajı güçlenecektir.

Yunanlı Türkiye aleyhinde çalışıyor. Yunan politikacıları Türkiye’nin Irak, Suriye’de askeri güç kullandığını,  aşırı militarist olarak niteledikleri Türk Hükümetinin Yunanistan’a karşı güç kullanmasının Yunanistan ve  Avrupa Birliği’ne sökmeyeceğini belirtmektedir. Tedbir olarak Türkiye’ye AB ve ABD tarafından ambargo uygulanmasını ve neticede  Türkiye’nin ekonomik olarak zorlanıp  diz çökmesini istemektedir. Bu sağlanırsa Kıbrıs’ın Türk bölümü işgal edilecek, AB’nin birleşik Kıbrıs’ı kucaklaması sağlanacaktır. Doğu Akdeniz’de Türkiye,  AB’nin büyüme stratejisi gereği, Yunanistan,  Mısır, İsrail koalisyonları ile kuşatılıp, Yunan ve Kıbrıs Rumları dayatmasını kabule zorlanacaktır.

Unutulmasın Yunanistan 1919-1922 yıllarında Anadolu’yu 3 yıl işgal etmiş, İstanbul’a işgal izni istemiş, Sevr’in uygulayıcısı olmak istemiştir. Şimdi de kendini güçlü hissederse tekrar iki kıta’da  (Asya-Avrupa), beş denizde (İyonya, Akdeniz, Ege/Adalar denizi, Marmara, Karadeniz) Yunan bayrağını dalgalandırmak isteyecektir.  Yunanistan müzakerelerde uzlaşıcı değildir. Mudanya mütarekesini İngiliz baskısıyla,  Lozan’ı Küçük Asya felaketi sonrasında kendilerine sağlanan İngiliz avantajlarıyla tazminat ödemeden ve Batı Trakya elinde kalarak imzalamıştır.

Yunanistan’la mücadele için Türkiye Doğu Akdeniz’deki düşmanlarını azaltmalıdır. İsrail, Mısır, Lübnan ve Suriye bu kapsamdadır.  Mısır-Yunanistan anlaşması,  Türkiye Libya anlaşması gibi değerlidir.  Komşularımızla biraz uzlaşmacı olmazsak, uzlaşmayan Yunanlılar kazanç peşinde daha hırsla koşacaktır. Yunanlıların hesapları uzun vadeli, hırsları daimidir. Türkiye’nin İsrail ive Mısır ilişkilerini  düzeltmesi önceliklidir. Dostluk ve düşmanlık ekonomi esaslıdır. Türk halkının refahı için dostlarımızın sayısını artırmalıyız.