- Kategori
- Öykü
Yüreğimizin asansörü sevgidir

Çocukluğumuzun başlıca eğlencelerinden biri, sıçan adını verdiğimiz şeytan uçurtmalarıydı. Hafif bir rüzgarda gökyüzünde, kafa sallayarak selam vere vere süzülen bu uçurtmalar doyumsuz zevkler yaşatırdı bizlere o zamanlar. Bazen rüzgar şiddetlenir, şiddetli rüzgara dayanamayan uçurtmanın, ya kuyruğu kopardı ya da ipi. Kuyruğu koptuğunda daireler çize çize yere çakılması görülmeye değer bir seyirlikti. İpi koptuğunda ise eğer biraz şansınız varsa peşinden koşarken yakalayabilirdiniz. Yakalayamadıysanız. Şeytan uçurtmaları cennetine gitmiştir mutlaka. Ben kaçan uçurtmanın ardından ağlarken. Dedem susmamı salık verir. Uçurtmamın cennete gittiğini söylerdi. O zaman merak ederdim. Cennet nasıl bir yerdi? Hiç cenneti görmemiştim ki.
Sorardım dedeme, peki cennette ne yapardı o uçurtmalar. Dedem bir süre düşündükten sonra, meleklerle arkadaşlık ettiklerini söylerdi uçurtmaların. O zaman ben heyecanla melek nedir derdim. Hiç melek görmemiştim ki.
Hepimizin yüreğinde bir melek gizlidir derdi dedem. Bizler yüreğimizdeki melekleri yaşatamazsak, insanlara küsen melekler cennete gider.
Benimde yüreğimde melek var mı? diye sorardım merakla.
Elbette derdi dedem. Bütün çocukların yüreğinde melekler vardır. Melekler oturur. Meleklerin evidir o minicik yürekler.
Ama kaçıncı katta. Böyle sormamın nedeni, biz kerpiçten yapılma iki odalı bir evde oturuyorduk. Hemen yanıbaşımızda da yedi katlı kocaman bir apartman vardı. Dedem bütün meleklerin sevgi katında oturduğunu söylerdi. Peki kaçıncı kat sevgi katı derdim. Birinci kat diye cevaplardı. Ben büyük bir hayal kırıklığıyla, birinci kat mı diye yinelerdim. Evet derdi dedem. Yüreklerimizin birinci katı sevgi katıdır. Aslında yüreğimizin temelidir bu kat. Nasıl ki temelsiz bir bina ayakta kalamazsa, sevgisiz bir yürekte yaşayamaz.
Bu temel olayını hiç anlamazdım. Aklıma Temel Reis gelirdi hep. Dedem gülerdi. Temel Reis’in temelle bir alakası yokmuş. Açıklamak için kibrit kutularını üst üste koyardı. Bak bu en alttaki temel derdi. Ve temeli çeker kutuları yere düşürürdü. Bana kalırsa dedem yanılıyordu. O da kibrit kutusuydu işte. Hiç kibrit kutusundan temel olur muydu? Ama yalnız kaldığımda kibrit kutularını devire devire temeli öğrenmiştim. Bir gün dedeme aklıma takılan o soruyu soruverdim. Yüreğimizin asansörü var mı dede? Ben yedi katlı binada asansör olduğunu biliyordum. Bana göre yüreğimizde de asansör olmalıydı. Evet var demişti. Yüreğimizin asansörü sevgidir.