Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '10

 
Kategori
Siyaset
 

Yürü be..! Kim tutar seni!

Yürü be..! Kim tutar seni!
 

Aslında siyasetten uzak durmak için çabalarım umutsuzluktan başka birşey değil.

Bugün başbakanın emeklilere zam haberini ve muhalefeti "siz eleştiriyorsunuz ama bunları biz yapıyoruz siz imkanınız varken yapmadınız" eleştirilerini okudum. Doğru söylüyor bence. Bugünün eleştirenleri dünün iktidarındaydı ve ne yazık ki daha berbat yönetim gösterdiler.

Bugünkü iktidarda bir şeyler yapıyor gibi görünse de ben hayatımın ne kadar düzeldiğine göre puan veririm. Şunu çok net söyleyebilirim ki; siz de hikayesiniz AKP hükümeti. Sizinde eflasyon sepetiniz benimkinden farklı. O nedenle eflasyon oranlarımız tutmuyor. Mutfak maliyetim inanılmaz arttı krizden dolayı zaten yetmeyen maaşıma da zam gelmiyor. Hele sizin şampiyon olduğunuz nokta ısınma maliyetlerini doğalgaz elektrik veya soba olsun hemen hemen eşitlemeniz, maliyetleri inanılmaz yükseltmeniz. Dolayısıyla nerden ısınmaya çalışsam kendimi yakıyorum aslında. Sosyal güvenlik sisteminde birçok ilaçtan yararlanamaz duruma geldik, sağlık maliyetlerimden bahsetmiyorum bile. Geçen gün eczaneye ilaç almaya gittim, geçen sene diş hastanesine gitmişim onun muayene ücreti mi ne varmış onu kestiler. Muayene dediğim ilk genel muayeneyi yapmışlar sonra fii tarihinde aranmak üzere sıra numarası vermişler biz sizi arayınca gelirsiniz demişlerdi. Parasını ödedim ama hala aranmadım. Devlet dairelerinde hala inanılmaz bir bürokrasi, memurum işini bilir zihniyeti, kayırmaca ve inanılmaz bir zaman kaybı " bugün git yarın gel, şu daireden imzalat vs vs.." mevcut. Zaman ilerledikçe sanki geriye dönüyormuşuz hissi de sayenizde oldu. İnternette, filmlerde, içkili yerlerde abartılı yasaklar var artık, her tarafta osmanlı kıyafetleri giymiş insanlar çoğaldı.

Burada eşimin bir kaç kere yaşadığı ilginç tecrübeleri paylaşmadan geçemeyeceğim; alışveriş için bir dükkana giriyor adam kötü davranıyor, fiyat konusunda da olduğundan pahalı söylüyor, eşimde;

-Satış yapmak istemiyorsanız siz bilirsiniz, diyor. Satıcı da;

-Allah rızkımı gönderir korkum yok, diyor.

Gülsem mi ağlasam mı? Gerçi adamın dükkanında bir süre sonra devren kiralık yazısı gördük ama bu nasıl zihniyettir hangi çağın zihniyetidir. En çarpıcı örneği Ankara'da yaşadığım dönemde görmüştüm. Belediye seçimlerine girilmek üzereydi. Melih Gökçek Kızılay kavşağında sola dönüşü yasaklamıştı. Herkes isyan ediyordu. Karşıdan karşıya geçmek için yarım saat dolanmanız gerekiyordu yaya olarak bile. Yaşlı bir adam lanet yağdırıyordu bu düzenlemeyi yapanlara. Melih Gökçek'in imzası olduğunu öğrenince "o zaman iyi olmuş" diyerek yoluna devam etti.

Akp ve benzeri partilerin çok güvendiği seçmen profili işte. Burda bana istediğinizi yapın ötede şarap içip hurilerle nurilerle keyif çatacam diye düşünerekten hareket eden, bu zamanda hala beyin denen bir organın varlığından habersiz, bu organın düşünmeye sorgulamaya hatta 2000 yıllık kuralları bile sorgulamaya işe yaradığını söylediğinde seni linç etmeye öldürüp o karanlık hayatına geri dönen kişilerdir sizin seçmeniniz. En büyük gücünüzü burdan aldığınızı siz de biliyorsunuz.

Akp ve benzeri partileri hiç sevmediğimden paylaştım bunları ama muhalefeti de sevmiyorum. O nedenle genel seçime gitmiyorum uzun zamandır.

Gerçekten seçimi biz mi yapıyoruz? Geçen gün bir röportajda bir üst rütbeli asker; ABD istemeden darbe yapılamaz bunu herkes bilir dediğini yazmıştı. Hatta Özal kürt sorununa ABD den izinsiz çözüm bulmaya çaılıştığı için aslında kalpten değil görevimiz tehlike ekibinin verdiği ilaçla öldü gibisinden yazılar çıktı. Bu düşüncelerin, ABD den habersiz dünyada kuş uçamaz uçsa ABD uçurur, ikiz kulelerini bile kendileri patlattı gibisinden düşüncelerin, insanoğluna bu kadar yoğun empoze edilme isteği gerçek olduğundan mı yoksa korkutma amaçlı mı bilmiyorum. Yalnız basının, yazarların doğru yanlış haber bombardımanının kafamızı karıştırmada ne kadar etkili olduğunu biliyorum. Bunda gerçekten başarılılar. Bazı açıklamalarda " post modernimize göre doğru yanlış bilgilerle insanları bombalayın ki dumura dönsünler, nere kuzey nere güney bilemesinler" gibisinden olunca basın bu teze göre hareket mi ediyor yoksa insanlık bitmiş mi diyorsunuz. Tabi cevap ne olursa olsun hala kuzey neresi güney neresi bilmiyorum.

Birilerinden habersiz dünyada kuş uçmuyorsa, önüme konan seçenekler aslında aynı sonuca varıyorsa ben seçiyormuşum gibi yapmamın alemi yok bana göre tabi. O nedenle sayın malum şahsımızın lafını iade ediyorum, hatta burdan tüm siyasilere ithaf ediyorum " Lütfen kimi alırsanız alın yanınızda ama hakkaten gidin"

Tabi bu mümkün olmadığına göre napıyoruz? Kendimize küçük ama sıcak bir dünya inşa etmeye çalışıyoruz. Ne kadar yalansız yaşarsak, ne kadar insan kalabilirsek o kadar iyi.

Sevgiyle...

 
Toplam blog
: 5
: 460
Kayıt tarihi
: 22.11.06
 
 

Cahit Sıtkı’ya göre yolun yarısındayım. Sevgili eşim ve çocuğumla beraber küçük ama sıcak bir hayat ..