Yüzde on beş

Onları ilk defa o kadar kızgın gördüm. Ellerinde "Hepimiz Hrant Dink'iz, Hepimiz Ermeni'yiz" pankartları vardı. İlk defa büyük bir çoğunluğu bir araya gelmişti. Tüm Türkiye şaşırdı. Görüşlerine katılmasalar bile bir gazetecinin arkasından yürüyen binlerce kişi kimdi? Nasıl oluyorda "Ermeni'yiz" yazılı dövizler taşıyorlardı?

Tüm ülke bunların kim olduklarını çıkarmaya çalıştı. Sanırım ben onların kim olduğunu biliyorum. Onları sayıca ifade edersek Türkiye'nin yüzde on beşi kadarlar.

Onlar dürüst insanlardır. Rüşvetten pek anlamazlar. Kalpleri temizdir. Tek amaçları dünya üzerinde onurlu bir hayat sürdürmektir. Aralarında birkaçı siyasete atılmıştır. Bırakın ülkede, demokrat geçinen partilerde bile parti içi demokrasi olmaması nedeniyle siyasete küsmüşlerdir.

Konuşmayı pek sevmezler. Politik tartışmalara katılmazlar. Çünkü ne söylerlerse söylesinler karşısındaki insanın kendisini anlamadığını bilirler. Genelde yalnız kişilerdir. Futbol maçlarına gitmezler. Çünkü statlardaki küfürlerden, saygısızlıklardan bıkmışlardır.

Avrupa ülkelerinin yaşam düzeylerine imrenerek bakarlar çünkü bu ülkenin geleceğinden ümitlerini kesmişlerdir.

Sanırım onlardan birini televizyonda görmüştüm. Herkese dava açan sanki o olmasa Türkiye uçuruma düşecekmiş sanan bir avukat yine birisine dava açmış adliye önünde basın açıklaması yapıyordu. Orada bulunan yüzde on beşe mensup bir avukat geldi ve meşhur avukata; "Sen böyle davalar açtıkça çocuklarımızın geleceği ile oynuyorsun. Avrupa Birliği'ne girmemizi engelliyorsun" dedi. Meşhur avukat neye uğradığını şaşırdı, ne diyeceğini bilemedi. Evet kendi hayatından vazgeçmiş çocuğunun hayatı için kaygılanıyordu.

Yüzde on beş kim? Ben onların kim olduklarını biliyorum. Gelecek seçimde bir kere daha ortaya çıkacaklar. Seçim sonuçları sunan bayan spiker şöyle diyecek:

- Türkiye geneli oy kullanma oranı, yüzde seksen beş...