- Kategori
- Ruh Sağlığı
Zaman

netten...
Tamam.
Zaman, ilaç milaç ama yetmiyor bana arkadaş :(
Kendimi paralasam yetmiyor, içimdeki bu huzursuzluk bana mı özgü , yoksa bir çeşit psikolojik bozukluk mu bu onu da çözemedim.
Hep yapmam gereken bir şeyler var da ben unutmuşum gibi pisin ötesi bir duygu var içimde.
İşyerine gelince evdeki işler, eve gidince işyerindeki işler kafamda hep.
Hep huzursuzum, sanki makyajsız sokağa çıkmış gibi eksik bir şeyler var içimde, ya da o gün açık renk bir kıyafet giymişimde kilolarımı gizleyememişim gibi mutsuzum.
Boş boş uzanıp, elimde kumanda huzurla tv bile seyredemiyorum, güya bakıyorum ama kafamda kırk tilki neyi paylaşamıyorsa hep kavga halindeler.
Sanırım hep zamanla yarışmanın getirdiği alışkanlıklardan oldu bu huzursuzluk, hep bir şeyler yapma dürtüsü.
Evet itiraf ediyorum ben bir çok arkadaşlarımın sandığı gibi işe, eve, eşe, çocuğa, her şeye yetişen bir süper kahraman değilim.
Eksiklikler eksik olmuyor, hiç bir şey tam değil...Olmuyor, olamıyor...
Evde hep bir kenarda ütülenmeyi bekleyen buruş buruş çamaşırlar gözümün içine bakıyor.
Makinede hep yıkanmayı bekleyen kirliler.
Mutfakta bir kaç kirli bardak.
İki ay olmuştur eşimin istediği çorbayı yapamayalı, ya da kızımın istediği fırında tavuk dolmasını...
Annem olmasa her akşam yemek de yetiştiremem ki, Allah dan üst katta oturuyor :))
Ve zaten o olmasa kızım ben işten gelene kadar pespaye ve aç beni bekler.
Kızımla sohbet ederken bir yandan da evi toparlamasam evde oturacak yer bulamayız.
Banyoyu temizlerken arada ojelerimi temizlemesem yarım ojelerle dolanırım(iğrenç), aynayı silerken yüzümü toniklemesem, saçları yıkamasam yüzüme bakılmaz.
Tuvalette gazete okumasam gündemden uzaklaşırım :)
Bir yandan fatura kesip bir yandan da müşterilerden telefonda para istemesem , sekretere faturaları dosyalatmasam, çaycı ablaya masraf fişlerini tarih sırasına koydurmasam, selam veren gümrükçü çocuklara cari hesap karşılaştırması yaptırmasam zaten bitiremediğim işler hiç bitmez.
Diğer ofisten arkadaşlarla iş konuşurken tek elimle de, MB de eski şiirleri ardı ardına yayına koymazsam burada da meydan boş kalır :))
Öyle işte :) İşin içinde iş yapmasam günü de kurtaramam zahir.
Yapılacaklara yetişemiyorum ayrı, arkadaşlara da yetişemiyorum.
Arayan arkadaşlara hep bir sonraki cumartesi görüşürüz inşallah diye söz veriyorum Allah uzun ömür verirse daha çok cumartesi var nasılsa :)
Mahalleden arkadaşlar...
Eski işyerinden arkadaşlar...
Bu işyerinden ama ayrılan arkadaşlar...
Kurstan arkadaşlar...
Kızımın arkadaşlarının anneleri...
MB den arkadaşlar derken bu facebook illetinden şimdi bir de lise arkadaşlarım çıktı iyi mi :)
Tamam 16 yıl sonra karşılaşmak, kim ne halt etmiş, kim koca bulmuş, kim evde kalmış, kim boşanmış, kimin veledi var, kim üniversite okumuş kim daha çok yaşlanmış sorularının yanıtını bulmak heyecan verici ama sonrasında, görüştüğün onca arkadaşı hayatının neresine koyacağını bilemiyor insan :)
16 yıl önce onlarla ne paylaşmıştım, aramız nasıldı hatırlayamıyorum ki, ben hayatımı EÖ(evlilik öncesi) ve ES(evlilik sonrası) diye ayırdığımdan evlenmeden önceki o 19 yılı pek anımsayamıyorum :)
EÖ. zamanında pembe pembe bulutlar başta, annem getirdi biz yedik, masum aşklar, çocukluklar, saçma sapan işler işte valla hatırlamıyorum :)
Bazı dönemleri resetlemişim ben:) İyi mi oldu kötü mü bilmiyorum ama zaman ilacının yan tesiri olarak o kötü anıların yanında bazı iyi anılar da gitmiş :))
Arkadaşlar bir sürü macera anlattı sırıttım salak salak vallahi hatırlamadım:))) Onlarda anladılar mı ne, ne kadar muzırlık yapılmışsa benim üstüme attılar nefret ettim kendimden. Hele yanımızda birbirini hatırlamayan olursa ayıp olur diye getirdiğimiz mezuniyet yıllığımızda benle ilgili arkadaşların yorumlarını okuduğumdan bu yana evdeki yıllığı dıyır dıyır saklıyorum:) O ney ya ? Erkek arkadaşlar yazmış yok esmer bomba, yok sınıfımızın oryantali vs. Yav ne fırsatta oryantal yapmışım onu da anımsamıyorum okulda yuh yani.(bana)
E.S. nin ilk yıllarından beynimin kıvrımlarındaki (toz zerrecikleri kadar) anılarımdan (genelde kötü) aklıma gelip Tuğrul'un kafasına kaktığımda ; - Ulen bir tane bile güzel anımız yok mu ? Diye soruyor, düşünüyorum düşünüyorum valla bulamıyorum :) demek ki iyilerden de silinen olmuş epey :)
Bünye 9 günlük tatile alışkın değil tabi şaşırdı iyice, zamansızlıktan şikayet ederken bugün elimi bir işe de sürmüş değilim :) Tatil modundan çıkamadım daha, tühhh boşa zaman geçirdim iyi mi ?
Hadi, kaçtım, işler birikmiş :)
Bu hafta da bir kaç şiir yayınlarım özletmem kendimi merak etmeyin :)))
Ya tam bu yazıyı yazıyorum msnden bir lise arkadaşım; - Eee ne zaman görüşüyoruz şimdi ? diye sordu.
Haftaya cumartesi dedim ne diyeyim :)))
Zaman, ilaç milaç ama yetmiyor bana arkadaş :(
Kendimi paralasam yetmiyor, içimdeki bu huzursuzluk bana mı özgü , yoksa bir çeşit psikolojik bozukluk mu bu onu da çözemedim.
Hep yapmam gereken bir şeyler var da ben unutmuşum gibi pisin ötesi bir duygu var içimde.
İşyerine gelince evdeki işler, eve gidince işyerindeki işler kafamda hep.
Hep huzursuzum, sanki makyajsız sokağa çıkmış gibi eksik bir şeyler var içimde, ya da o gün açık renk bir kıyafet giymişimde kilolarımı gizleyememişim gibi mutsuzum.
Boş boş uzanıp, elimde kumanda huzurla tv bile seyredemiyorum, güya bakıyorum ama kafamda kırk tilki neyi paylaşamıyorsa hep kavga halindeler.
Sanırım hep zamanla yarışmanın getirdiği alışkanlıklardan oldu bu huzursuzluk, hep bir şeyler yapma dürtüsü.
Evet itiraf ediyorum ben bir çok arkadaşlarımın sandığı gibi işe, eve, eşe, çocuğa, her şeye yetişen bir süper kahraman değilim.
Eksiklikler eksik olmuyor, hiç bir şey tam değil...Olmuyor, olamıyor...
Evde hep bir kenarda ütülenmeyi bekleyen buruş buruş çamaşırlar gözümün içine bakıyor.
Makinede hep yıkanmayı bekleyen kirliler.
Mutfakta bir kaç kirli bardak.
İki ay olmuştur eşimin istediği çorbayı yapamayalı, ya da kızımın istediği fırında tavuk dolmasını...
Annem olmasa her akşam yemek de yetiştiremem ki, Allah dan üst katta oturuyor :))
Ve zaten o olmasa kızım ben işten gelene kadar pespaye ve aç beni bekler.
Kızımla sohbet ederken bir yandan da evi toparlamasam evde oturacak yer bulamayız.
Banyoyu temizlerken arada ojelerimi temizlemesem yarım ojelerle dolanırım(iğrenç), aynayı silerken yüzümü toniklemesem, saçları yıkamasam yüzüme bakılmaz.
Tuvalette gazete okumasam gündemden uzaklaşırım :)
Bir yandan fatura kesip bir yandan da müşterilerden telefonda para istemesem , sekretere faturaları dosyalatmasam, çaycı ablaya masraf fişlerini tarih sırasına koydurmasam, selam veren gümrükçü çocuklara cari hesap karşılaştırması yaptırmasam zaten bitiremediğim işler hiç bitmez.
Diğer ofisten arkadaşlarla iş konuşurken tek elimle de, MB de eski şiirleri ardı ardına yayına koymazsam burada da meydan boş kalır :))
Öyle işte :) İşin içinde iş yapmasam günü de kurtaramam zahir.
Yapılacaklara yetişemiyorum ayrı, arkadaşlara da yetişemiyorum.
Arayan arkadaşlara hep bir sonraki cumartesi görüşürüz inşallah diye söz veriyorum Allah uzun ömür verirse daha çok cumartesi var nasılsa :)
Mahalleden arkadaşlar...
Eski işyerinden arkadaşlar...
Bu işyerinden ama ayrılan arkadaşlar...
Kurstan arkadaşlar...
Kızımın arkadaşlarının anneleri...
MB den arkadaşlar derken bu facebook illetinden şimdi bir de lise arkadaşlarım çıktı iyi mi :)
Tamam 16 yıl sonra karşılaşmak, kim ne halt etmiş, kim koca bulmuş, kim evde kalmış, kim boşanmış, kimin veledi var, kim üniversite okumuş kim daha çok yaşlanmış sorularının yanıtını bulmak heyecan verici ama sonrasında, görüştüğün onca arkadaşı hayatının neresine koyacağını bilemiyor insan :)
16 yıl önce onlarla ne paylaşmıştım, aramız nasıldı hatırlayamıyorum ki, ben hayatımı EÖ(evlilik öncesi) ve ES(evlilik sonrası) diye ayırdığımdan evlenmeden önceki o 19 yılı pek anımsayamıyorum :)
EÖ. zamanında pembe pembe bulutlar başta, annem getirdi biz yedik, masum aşklar, çocukluklar, saçma sapan işler işte valla hatırlamıyorum :)
Bazı dönemleri resetlemişim ben:) İyi mi oldu kötü mü bilmiyorum ama zaman ilacının yan tesiri olarak o kötü anıların yanında bazı iyi anılar da gitmiş :))
Arkadaşlar bir sürü macera anlattı sırıttım salak salak vallahi hatırlamadım:))) Onlarda anladılar mı ne, ne kadar muzırlık yapılmışsa benim üstüme attılar nefret ettim kendimden. Hele yanımızda birbirini hatırlamayan olursa ayıp olur diye getirdiğimiz mezuniyet yıllığımızda benle ilgili arkadaşların yorumlarını okuduğumdan bu yana evdeki yıllığı dıyır dıyır saklıyorum:) O ney ya ? Erkek arkadaşlar yazmış yok esmer bomba, yok sınıfımızın oryantali vs. Yav ne fırsatta oryantal yapmışım onu da anımsamıyorum okulda yuh yani.(bana)
E.S. nin ilk yıllarından beynimin kıvrımlarındaki (toz zerrecikleri kadar) anılarımdan (genelde kötü) aklıma gelip Tuğrul'un kafasına kaktığımda ; - Ulen bir tane bile güzel anımız yok mu ? Diye soruyor, düşünüyorum düşünüyorum valla bulamıyorum :) demek ki iyilerden de silinen olmuş epey :)
Bünye 9 günlük tatile alışkın değil tabi şaşırdı iyice, zamansızlıktan şikayet ederken bugün elimi bir işe de sürmüş değilim :) Tatil modundan çıkamadım daha, tühhh boşa zaman geçirdim iyi mi ?
Hadi, kaçtım, işler birikmiş :)
Bu hafta da bir kaç şiir yayınlarım özletmem kendimi merak etmeyin :)))
Ya tam bu yazıyı yazıyorum msnden bir lise arkadaşım; - Eee ne zaman görüşüyoruz şimdi ? diye sordu.
Haftaya cumartesi dedim ne diyeyim :)))