Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

05 Nisan '10

 
Kategori
Deneme
 

Zamanı yakalamak...

Zamanı yakalamak...
 

Zamanı yakalamak mümkün mü sizce? Dur gitme, diye bagırmak avazımın çıktıgı kadar... Koşan dakikalara aldırmaksızın, yılları durdurmak mümkün mü?

Her anın, her dakikanın bir bedeli var aslında.. Bedavadan yaşamak diye bir şey var mı? Guzel de olsa, kötü de olsa.. sonuçlarının nereye varacagını düşünmeksizin yaşamak oylesine.. Yaşımdan dolayımı hayatı sorgular oldum, yoksa yaşadıklarımdan ögrendiğim bir şey mi var?? Kimin için çabalıyorum diye sorunca; kendim için kelimesi biraz yabancı geliyor bazen.. Oysa çoğu zaman bencil oldugumu düşünürüm hayata karşı.. Benimle ne alıp veremediği var bu hayatın anlamadım ki? Karşıma çıkanlarda mı bir problem var, bende mi? anlamıyorum ki.. Kuradan mı çıktın kardeşim diyesim geliyor. Gülüp geçiyorum karşıma çıkan her bir benzerliğe, artık beni hiç bir şey şaşırtmıyor.. çünkü çoğu zaman dünün tekrarını yaşıyor gibiyim..

Önceden yazı yazarken bile müsvette kullanırdım, şimdi müsvette kağıt kullanmak bile zaman kaybı gibi geliyor.. Boşver, yaz diline düşeni, gönlünün söylediğini...Yaz tuşların sıralamasıyla gelen kelimeyi... Cümlelerini oluşturan kelimelerini ... Martıları, sigaranın saglıga ne kadar zararlı oldugunu, aşkını, aşksızlıgı, acıyı, boğazında düğümlenen her bir gözyaşını dök satırlarına.. Ne diye bekleyeceksin? kim için uğraşacaksın, boşver kelimenin arasındaki harfin eksikliğini..

Cümleler de hayat gibi.. Ne garip değil mi? Neler ögretiyor insana.. alışmayı bile ögreniyorsun her bir başlangıçla.. Ama yine de hayatına aldıgın kişiler ve onların hayatlarındakiler için üzülmeyi bırakamıyorsun.. O, başkası ve kendi için üzülürken bir bakıyorsun senin acın, senin sıkıntın, senin gözyaşın olmuş...

Hayat ne garip değil mi? Hep yeniden sil baştan yapmak istiyorsun ama bir gerçeği değiştiremiyorsun.... Kendin olmayı... istediğin kadar, tavrını değiştireceğini söyle, sen kendinken başka biri gibi davranamıyorsun.. Yine seviyorsun, yine sevdiğin için üzülüyorsun.. İstediğin kadar inanmayacagım, aldanmayacagım de, sen sen isen başka türlü davranamıyorsun... Hatalarından ögrendiklerini tekrarlıyorsun... ama hep sil baştan başlasanda yine kendine dönüyorsun...

Bazen de hayatını erteliyorsun.. kendin için bile geçerli olmayacak sebepler, bahaneler yaratıyorsun, oysa bahane oldugunu biliyorsun tüm bunların.. Ertelenen hayatlar yaşıyorsun aynen bu yazıda oldugu gibi...

Her satırda alt tarafa attıgım bir cümle gibi.. hep satırlarıma takılıyor.. Taa yazının başından beri onu öteleyip dursam da başka şeyler gelirken aklıma o cümleyi bağlayacak bir cümle bulamıyorum... aslında........ aslında o cümlenin devamı önceki satırlarda kaldı...Hayatta böyle değil mi? geçmişte kalanlarımı silip atmalı, yoksa durmadan ötelediklerini mi? hangisinden vazgeçmeli bilmiyorum ama o cümleyi kullanmak istemiyorum. Silip atıyorum tek hamlede..

Artık susuyorum... Zamanın konuşmasını bekliyorum...

 
Toplam blog
: 13
: 1501
Kayıt tarihi
: 22.12.07
 
 

1976 İzmir doğumluyum.. O günden bugüne ne değişti diye soracak olursanız; büyüdüm... ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara