- Kategori
- Siyaset
Zevk Veren Meslekler Sıralaması
Normalde toplumda hemen herkes bir şekilde birbirini eleştirir ve birkaç yönünü beğenirken bazı yönlerinden hoşlanmayabilir hatta nefret edebilir.
Toplumumuzda özellikle dava sayılarındaki astronomik artışlar, bu artışlara neden olan hemen her suç vakası birbirinden farklı olmakla birlikte toplumun hemen her kesiminde diğer kesime karşı bir güvensizlik duygusu oluşturuyor. Neredeyse hemen herkesi yoklayan dolandırıcılar, uyuşturucu ile gençleri tuzağına çekmeye çalışan suç şebekeleri, daha niceleri toplumda varlığını hissettirdikçe insanların diğer insanlara olan güvenini gün geçtikçe azaltmakla kalmıyor yok ediyor.
Güvensizliklere neden olan durumlar kimi zaman ailede başlarken ailelerin çeşitli nedenlerle parçalanmasıyla eşler dahi birbirine her geçen gün daha şüpheyle bakıyor hale geliyorken güvensizliklere neden olan şeylerin çözümü her geçen gün imkânsız hale gelirken, çözümsüzlükler insan hayatının temel ilkesi haline geliyor. Ailenin çeşitli nedenlerle zayıflatılmak üzere sürekli saldırı bombardımanı altında olması zaten mantıkla birleşen evliliklerde “kazan-kazan” anlaşmasında birçok çift “kaybetme-kaç”’a yönelip kurumu terk edebiliyor. Parçalanan aileler nispeten daha sorunlar yaşayan çocuklar dünyaya getirirken onları sıcak bir aile yuvasının koruyuculuğundan mahrum bırakırken yapılması istenmeyen fiiller için birer hazır işgücü oluşumuna zemin hazırlayabiliyor. Elbette istisnalar kaideyi bozmaz lakin pek çok suça teşvik genellikle arkasında sağlam kökü olmayan bir bitkiyi koparmanın çok daha kolay olacağı gerçeğini bilen sistemin uzman aktörleri bu durumu kendilerine hazırlayan sisteme müteşekkir olmalılar…
Kısacası insanların birbirlerine güvenmeleri için nedenler her geçen gün azalırken kesimler inandırıcılığını artırıyor görünüyor ki, toplumda inandırıcılığını artıranların başında da siyasetçiler geliyor. Burada sistemin dışına çıkarak normalde, normal bir ortamda aile üyeleri tarafından bile tam olarak onaylanmayan bir kişinin nasıl olup da binlerce kişinin uğruna diğerlerine hakaretler ettiği, diğerlerini tehdit edip yaraladığı sadece bir umuttan mı kaynaklanıyor yoksa ailesinde gerçekte eleştirilen, eşi tarafından eleştiri yağmuruna tutulan hatta boşanan bir eş nasıl oluyor da eşinin sevgi ve saygısına hatta güvenine mazhar olamıyorken milyonların sevgisine sahip olabiliyor bu pek anlaşılır bir durum değil.
Yerine göre kendi aile üyelerinden tam ve sonsuz bir onay almayı başaramayan bir aile üyesi siyasete atılınca binlerce, milyonlarca insanın sevgisine ve desteğine kavuşabiliyor. Toplumda uzmanların mutlaka farklı şekillerde açıkladığı bu yaklaşımın bir mantığı illaki vardır. Gerçekte kendi aile üyelerince onaylanmadığı halde milyonlarca onaylanan ve seçilerek yönetme, yönetme kuvvetiyle birlikte çıkarları dağıtma kuvvetinin sağladığı kazan-kazan bir şekilde devreye girerek kazanacağına dair umut, kişide daha belirgin hale geliyor. Siyaset arenasında yarış ise genellikle; kişinin hiçbir çıkar, maaş, yakınlarına, tanıdıklarına ihale vermeyeceği gibi saf bir Peygamber tavrı beklenmediğinden diğerlerinin payını kendi aralarında pay etme ve söz konusu payı kendi aralarında paylaşma ilkesine dayanıyor olabilir ki; çoğunlukla birçoğu sadece canlı tutulan umutla motive edilirken, motivasyon için maddi getiriler anlamsız hale gelince gurur okşayıcı kazanma hissine dönüşüyor ki, seçmenler arasında merkezden uzaklaşınca kaybedenlerle kazananlara sadece birbirlerinin ağız kokusunu hediye ediyor dahi olsa manevi olarak kazanma duygusu gururlarını okşaması dahi yetiyor.
Futbol taraftarı ile siyasi parti taraftarlarının neredeyse aynı mantığa dayandığı günümüzde taraftarların toplum psikolojisini iyi okuyup, iyi yönlendiren materyaller bulmaları anlamında da değerli ve güçlü rakipler yaratılması ortamı kızıştırdıkça kızıştırıyor. Futbolda olduğu gibi, bağıran çağıran ve genellikle cebinde maça gelecek kadar parası olan taraftar simit alacak parası olmasa da takımının maç sonunda kazanmasından memnun oluyor.
Günümüzde siyasetin amatörce yapılmadığı kişilerin aldıkları maaşların astronomik olmasının yanı sıra merkeze yaklaştıkça dağıtılan pastadan maaş hariç pay aldıkları kabul ediliyor ve kimsenin sabahtan akşama kadar hayrına dolaştığı kabul edilmiyor. Hatta iş yaparken bal tutan parmağını yalar, şeklinde yolsuzluk veya kanunsuzluğu özendirecek bahaneler üretme konusunda İslami prensiplerden uzaklaşılsa da bu durum demokrasi il yönetilen toplumlarda her geçen gün aşınırken, Suudi Arabistan gibi ülkelerde ise herhangi bir yargılama olmaksızın diğerlerini derdest edip mallarına el koyup daha sonra bedeli mukabilinde bir fetva oluşturulduğuna dair deliller yönetimlerin önce ateş edip, sonra suç uyduran eski kovboyun Kızılderilileri tarihten sildiği bir zamana ne kadar da çok benzeştiriyor.
Sıradan insanlar kendilerine bu kadar az inanıldığı böyle bir zamanda, siyasetçilere olan güveni tam olarak anlayıp sorgulamasa da tarihteki en inandırıcı insanlar olduğunu kabul edebilir. Muhtemelen sahnedeki kişi kendisi olsaydı ki bu asla mümkün değil, iki oğluna hemen her şeyi aynı şekilde eşit miktarlarda verdiği halde ikisinin de eleştirisinden kurtulamayan bir baba veya anne, doğal olarak öz evlatlarının kavgalarını bitirmekte, sevgi ve saygılarını kazanmakta bu kadar başarısız olduğu böyle bir asırda milyonlarca insanı tek bir sözüyle transa geçiren bir lideri başarılı bulmasın da ne yapsın? Kim ne derse desin, siyasetçiler özellikle de zirvedeki siyasetçiler sıradan insanlara göre insanüstü insanlar olabilir, kesinlikle ya da yüksek ihtimalle öyledirler.
Para kazanılan, karşılığında menfaat elde edilen hiçbir meslek kutsal değil, aksine profesyonel bir meslektir. Para alınan her meslek erbabı parayı şüphesiz genelden elde ederken, sorumluluğunun olmaması düşünülemez. Kim milyarlarca lira para verdiği çalışanını serbest bırakma cesaretine sahip olabilir?