Zorunlu Deprem Sigortası hakkında

Zorunlu deprem sigortası uygulamasına, kuşbakışı yani yukarıdan bakınca, bu uygulamanın çok yararlı olduğunu görüyoruz.

Bu sigorta sayesinde,

-  Depremlerin devlete getirdiği yük azalacak,

-  Depremde evleri yıkılanlara ve evleri hasar görenlere devlet ödemede bulunacak

diye seviniyor ve huzur buluyoruz.

Buraya kadar herşey güzel. Bir sorun yok gibi.

Ancak, özellikle Marmara bölgesinde büyük bir deprem bekleniyor.

Öyle böyle değil. Tahminen 7 veya 8 kuvvetinde deprem beklenmekte.

Yani İstanbul'da ve civar illerde  taş taş üstünde kalmayacak. Söylenen bu.

Şimdi, beklenen deprem olduğunda, oluşacak  muhtemel  felaket tablosuna bir bakalım.

-  Binlerce ev yıkılmış, yaşayan yurttaşlarımız evlerin dışında kalmış, barınacak yerleri yok. Sayısız yaralı ve hayatını kaybetmiş insanlarımız enkaz altında.

-  Yiyecek içecek sıkıntısı had safhada,

-  Yollar tamamiyle bozulmuş, köprüler, viyadükler, yıkılmış ulaşıma izin vermiyor,

-  Binlerce kişi hayatını kaybettiği için ne tesisatçı, ne işçi, ne elektrikçi, ne inşaatçı, ne müteahhit, ne mimar, ne mühendis, ne devlet memuru, ne de doktor ve  hemşire bulmak mümkün. Bulsan bile bunlar da can derdinde.

- Bütün binalar yıkıldığından ne tuğlacı kalmış, ne kiremitçi, ne mermerci kalmış, ne betoncu, ne muslıkçu ne borucu, ne imalatçı ne de fabrika, ne hastane ne devlet dairesi.

- Diyelim ki inşaata başlanıldı? Yüzlerce ,binlerce binanın enkazını, molozlarını nasıl ve ne kadar zamanda temizleyeceksiniz,

Deprem felaketinin yaralarını sarmaya başladığınız zamana kadar  milyonlarca kişi nerede barınacak. Bir de mevsim kış ise. Soğuk, kar ve fırtına varsa.Gerisini siz düşünün.

İşte bu anda yani bu tablo içinde ZORUNLU DEPREM SİGORTASI  nasıl devreye girecek ????.

Yüzbinlerce kişiye ödeme yapacaksınız? Nasıl ? Hak sahiplerinin büyük kısmı ölmüş. Mirasçılar mahkemeye başvuracak ve veraset ilamı çıkaracak ( tabii hakim bulursa ), DASK Genel Müdürlüğüne gidecek ve bankadan parasını alacak. (Tabii yıkılmamış banka binası bulursa )

Daha sonra yıkılan 16 katlı 60 daireli apartmandaki dairesini inşa ettirecek. Veya devlet inşa edecek.

Bu nasıl olacak. ? İlk önce kimlerin evi inşa ettirilecek. Ya 60 daireden 10 tanesi deprem sigortası yaptırmadıysa , bunların hakkı ne olacak? Haydi mahkemelere !

Yüzlerce binlerce sorun çıkacak ortaya. Hem de çözümsüz.

Sayın yurttaşlarım, vatandaşlarım, kardeşlerim , bence uyuyoruz, geleceğimizi düşünmüyoruz.

Bakın Hükümetimiz  " Kentsel Dönüşüm Projesi " hazırladı ve İstanbul'da bazı belediyeler uygulamaya başladı. Bu bence en rasyonel çözümlerden biridir. Bunun kapsamı genişletilmelidir.

Nasıl mı?

Şöyle.

Bir kere,  vatandaşlardan senede sadece  150 Türk lirası sigorta pirimi toplayarak birikim sağlayamayız.

İlk önce, yeni bir sistemle ve büyük fedakarlıklarla devlet bütçesi seviyesinde bir  finansal kaynak yaratacağız.

İkinci olarak da hiç vakit kaybetmeden, Marmara bölgesindeki illerin civarında, depreme dayanıklı ve az katlı binlerce, yüzbinlerce yeni konut inşa edeceğiz devlet olarak, millet olarak.

Özetle ve tekraren belirtmek isterim, ne pahasına olursa olsun, millet olarak ve devlet olarak yeni konutlar, yeni devlet daireleri, yeni hastaneler inşa etmek zorundayız.

Bu önerim " ütopya " olarak görünebilir. İster ütopya deyin ister zırvalık. Yapacağımız başka bir şey yoktur. DASK ve ZDP, bizi deprem feleketinden koruyamaz.  DASK uygulaması bence ütopya olarak görünüyor.

Aylar önce de bu konuda bir yazı yazmış ve yeni konutlar yapımını önermiştim. O zaman " kentsel dönüşüm projesi" ortada yoktu. Daha sonra uygulamaya konuldu.

Demek ki yetkililer de işin farkına vardılar.

İnşallah kentsel dönüşüm projesinin kapsamını daha da genişletirler.

Kalın sağlıcakla.