Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '07

 
Kategori
Spor
 

"Galatasaray = Lincoln" müdür?

"Galatasaray = Lincoln" müdür?
 

Ligin ilk üç haftasında aldığı 9 puana ve henüz kalesinde gol görmemesine ve UEFA kupası ön elemesinde rakibini deplasmanda 2-1 yenerek avantajlı bir skorla dönmesine bakarak, Galatasaray’ın iyi yolda olduğuna dair bir çıkarımda bulunulabilir; ancak bu kısmen doğru olmakla birlikte yanıltıcı bir çıkarım olacaktır.

Son oynanan Galatasaray - Ankaragücü maçında gördük ki; Galatasaray, Lincoln varsa var; yoksa yok.

Sadece bir kişinin varlığı takımın oynadığı futbolda bu denli etkili oluyorsa bir yerde bir yanlış yok mudur? Bir hafta önce Bursaspor karşısında pozisyon üretmekten uzak, sürekli top kayıplarıyla peş peşe bir kaç pas bile yapamayan, gerek orta sahanın, gerekse de defansın savunma hatalarından, kalesinde sürekli pozisyonlar gören ve bunların gol olmamasını rakip forvetlerin beceriksizliğine ve kısmen şansızlığa borçlu bir takımken; bir hafta sonra aniden, muhteşem bir gol atan, neredeyse ona yakın net pozisyona giren ve rakibe küçük defans hataları dışında, pozisyon vermeyen bir takım haline gelivermek. Ve bunun bariz nedeninin de sadece bir futbolcunun varlığına ya da yokluğuna bağlı olması…

Attığı gol bir tarafa, sanırım Türkiye sahaları Hagi’den sonra bu denli etkili bir on numara görmemişti dersek yanlış bir saptamada bulunmuş olmayız. Bir ara Ortega geldi, ki gerçekten önemli bir oyuncuydu; ancak istikrar sağlayamadı, sonra Fatih Terim’in ikinci döneminde gelen Brezilyalı Felipe, Fatih Terim’in gadrine uğrayıp neredeyse kaçmıştı... FB’nin Alex’i, BJK’ın Delgado’su. Lincoln, geleli çok kısa bir süre olmasına rağmen, verdiği sinyallerle bu saydığım futbolcuların tamamından daha etkili olduğunu gösterdi.

Oyun kurucu ya da bilinen tabiriyle söylersek, "önlibero" noktasına transfer edilen bu futbolcuların başarısında pek çok faktörün etkin olduğu elbette bilinen bir şey. Bu noktada oynayacak futbolcunun büyük meziyetleri olması gereği var. Bunların başında da, top tekniğinin yüksek olması, toplara iyi vurabiliyor olması ve futbol zekası geliyor. Genelde fizik güç ve yüksek kondüsyonla oynanan günümüz futbolunda, bu mevkide oynayacak futbolcu için zekanın yeri ve önemi bir kat daha artıyor. Kendisi koşmak yerine, topu koşturan, arkadaşlarının ne zaman, nerede olması gerekiyorsa, topu o noktada onlarla buluşturabilen, rakibinin pozisyonuna göre, kimi zaman basit bir bilek hareketi, kimi zamansa güzel bir vücut çalımıyla rakibini etkisizleştirip, adam eksiltebilen futbolcudur bahsettiğimiz. Bu tarz futbolcuların dünya futbolunda bile ne kadar az yetiştiğini ve ortaya çıktığındaysa ne kadar değerli olduklarını biliyoruz. Lincoln, işte bu tanımladığımız futbolculardan biridir ve onu seyretme şansına sahip olduğumuz için biz de şanslı sayılırız. Ancak bir tek futbolcu bir takım için nedir? Bazen her şeydir; ama her zaman o takımın her şeyi olmamalıdır.

Geçen sezon Bundesliga’da Shalke, Stuttgard’ın 4 puan önünde şampiyonluğa giderken, Lincoln’ün, Leverkusen’li milli futbolcu Bernd Schneider’e attığı tokattan sonra, maçtan atılmakla kalmayıp, 5 maçta ceza almasının Shalke’yi şampiyonluktan ettiği unutulmamalıdır. Şimdi Lincoln GS’da ve gördük ki gerçekten GS’ın her şeyi olma yolunda. Lincoln varsa herkes iyi, O yoksa herkes kötü. (Geçen haftaki Bursaspor maçından sonraki yorumları hatırlayınız.) Önümüzde, daha yeni yaşanmış bir Shalke gerçeği varken, GS’ın da aynı yolda olduğunu görmek biraz tuhaf.

Takımların teknik kadroları tarafından, alternatif üretilmesi gereken noktalar işte böyle noktalardır. Ve büyük hocaların büyüklüğü de buradadır. Elinizde Lincoln gibi bir oyuncu varsa O’nun etrafında bir takım oluşturmak ve O’nun önderliğinde iyi futbol oynatmak kolaydır; oysa iş elinizde Lincoln gibi bir oyuncu varken, O’nun olası yokluğunu da kabul edilebilir kılacak ve O’nun yokluğunda da O’nu aratmayacak bir futbol oynayabilen bir takım kurabilmektedir. Shalke, bunu yapamadığı için şampiyonluktan oldu. Eğer Galatasaray’da aynı akıbete uğramak istemiyorsa Lincoln’ün alternatifi olan bir futbolu da eldeki mevcut kadroya oynatmalıdır. Bunu yapmanın bir den fazla yolu olabilir. Ama bunları da biz söyleyeceksek, teknik kadronun varlık nedeni nedir?

 
Toplam blog
: 16
: 1207
Kayıt tarihi
: 23.07.07
 
 

1972 yılında Afyon'da doğdu. Tüm eğitim hayatını "şehrinde" tamamladı.Kronik muhalifliği yüzünden ta..