- Kategori
- Blog
"Huzur" Yazı Çizi Dünyasının Doğasına Aykırıdır
- Bir değerli büyüğümüz olan Yılmaz Çetingöz Milliyet Blog sitesinde huzurun tesis edilemediğinden demler vurmaktadır. Renk ve kaliteden bahseden değerli büyüğümüz Yılmaz Çetingöz, aynı zamanda blog da huzur da aramaktadır.
- “Huzur”
- Son derece netameli bir istek ve şu yazı çizi ortamının pek de doğasıyla örtüşmeyen bir talep.
- Zira blog, yani yeni yazma trendi mi desek, yoksa yeni imkânların ortaya çıkmasıyla beraber, vatandaş gazeteciliği mi, vatandaş yorumculuğu mu desek bilemiyorum tabii. Ama işin ucunda her haliyle bir yazmak mevzu var ve yazmak hevesinde olan insanda, öyle pek uslu insan olmaz hani. Çevresine huzur vermez. Yazı çizi işi olan ortam da huzur varsa bilin ki orada keyif olmaz. Önce şunun bir altını çizelim hele Yılmaz Hocam, Huzur arayanın şu yazı çizi ortamında işi olur mu? Yazı çizi işi haylaz adam işidir. Bir yerlere, bir şeylere çomak sokmak bu işin doğasındadır. Gördüğü yamuklukları, allem gallem işlere sağ sol kroşe vurmaktır. E şimdi söyle Yılmaz Hocam, yazı çizinin olduğu yerde huzur olur mu?
- “Olur” diyorsan, seninle ortak bir payda da buluşmamız imkânsız.
- Mesela tartışmaktan bahsetmişsin… Ben bu durumu her zaman savunanlardan oldum. Zira bu ortamın doğası bunu gerektirmekte… Biz bu sitede geçmiş yıllarda az şeyler tartışmadık. Ben bu tartışmaları çok verimli ve keyifli buldum. Yeri geldi kavgalar gürültülerde olmadı değil. Kırıcı sözlerde bol miktarda söylendi. Lakin bir hareket bir bereket vardı sitede. Sonra malumunuz üzere, sitenin ağır topları, daimi yazarları siteyi bir bir terk edip gittiler. Yeni gelenlerde ise tartışmaya meyilli daimi yazan arkadaşlar çıkmadı. Biraz üzerlerine gittiğinizde, tası tarağı toplayıp gidiyorlar. Bir daha yazılarını görmek ne mümkün…
- Benim rahatsızlığım neydi?
- Bu sitede az toplantılar düzenlenmedi? Kimi toplantılara katılmadım da değil hani. Coşkun Karabulut’un, Ölüdeniz’de düzenlediği üç toplantıya katıldım. Talip Bölükbaşı’nın Eskişehir’de, Türk Hava Kurumu tesislerinde düzenlediği toplantılardan birisine katıldım. Antalya’da yapılan toplantıların hepsine iştirak ettim. Başka yerlerde birçok toplantılar düzenlendi. Bu toplantıların ortak özelliği, eğlenceydi. Yani bir tartışma platformu oluşmuyordu. Yani bu türden toplantılar, eğlence arayanlar için ideal de, tartışma arayanlar için hiç de ideal toplantılar değildi.
- Ben bir nebze olsun bu duruma dikkat çekerek, bu türden toplantılarda tartışma platformu oluşturulmasını önermiştim. Ama olmuyor. Şu sitede, sanal ortam da dahi tartışma platformu son dönemlerde iyiden iyiye kayboldu. E şimdi sen diyorsun ki ille de “Huzur”. Hocam neyin huzuru? “Huzur” arayan insan neden tartışma zemini yaratılmasını savunur ki. Aha işte herkesler, aşk, çiçek, böcek hikâyeleriyle yazıp, paylaşıyorlar. Bu yöne evirilirse site, tam da sizin aradığınız huzurlu ortam tesis edilmiş olur ve vatan ve millet adına site hayırlı bir kulvara girmiş olur. Bizim şu sitede işimiz huzur aramak mı olmalı?
- Tartışmaksa, buyurun tartışalım… Tartışacaksak, huzur neyin nesi oluyor?
- Yani demem o ki Yılmaz Hocam, şu “Huzur” hadisesini biraz daha aç. “Huzur” derken neyi kastettiğini tam olarak anlamak istiyorum. Çünkü benim anladığım, şu yukarıdaki yorumumun paralelindedir.
- Toplam blog
- : 1509
- : 1145
- Kayıt tarihi
- : 07.08.07
Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..