Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '07

 
Kategori
Kitap
 

Ölü Canlar / N.Vasilyeviç GOGOL

 Ölü Canlar / N.Vasilyeviç GOGOL
 

Bu romanı on yıl önce okumuştum, bir arkadaşımdan ödünç alarak. Daha sonra klasikler serisini tamamlamaya çalışırken onu da attım sepete. Ve şimdi bir kez daha yeniden okudum, bugün bitirdim. Ajandama düşmeden notumu, direkt buraya yazıyorum. Bir eseri yıllar sonra tekrar okumak okuyucu görüşlerini değiştirebiliyor.

Dağarcığınızdaki eskimiş bilgileri arasıra yenilemek için okuduklarınızı tekrar tekrar okuyun, derim.

Gogol'ün tamamlayamadığı bu romanı o yıllara göre düşündüğümüzde konusu ve anlatım şekli ile çok eleştirilmiş ve çığır açmış; Psikolojik, romantik ve dramatik aşk öykülerinin anlatıldığı o dönem Rus Edebiyatı'ndaki diğer klasiklerden tamamen farklı bir tarzı var. 

Bu arada neyi fark ettim, biliyor musunuz? Yazarların romanlarını yazarken birilerinden etkilenmeleri. Orhan Pamuk "Benim Adım Kırmızı"romanını yazarken Gogol'den ve bu romandan kesinlikle etkilenmiştir. Bu benim fikrim ve öyle algıladım. Bir diğer özellik yazar sanki okuyucu ile karşılıklı konuşuyor, hatta dedikodu bile yapıyor. Sessizce fısıldıyor ve kahramanlarım duymasın, gibi sözler ediyor. Örneğin bir yerde serzenişte bulunuyor;

"Sayın okuyucularım sizler sefaleti görmek istemezsiniz! Neden? Ne gereği var?" dersiniz. Sanki biz hayatta bir yığın saçmalığın, kötülüğün olduğunu bilmiyor muyuz?"

Ve yine Çiçikov için;

"Eserimizde kahramanımızın karakterini beğenmeyen okuyucu, onunla gerçek hayatta karşılaşsa dost olur, aralarından su sızmaz, çok iyi vakit geçirirler, ona bir destan kahramanı gözüyle bakar, (s.270) diyor.

Yazar kendini de eleştiriyor arasıra. İşte bir örnek;

"Yaşını başını almış, güngörmüş yazarın olgunluğu, gençlere yakışacak bu gibi hatalara yer bırakmaz. Her şeyin sırası, yeri ve zamanı vardır.Yine de kahramanlar olarak erdemli bir kişi seçilmemiştir. Bunun sebebi ise erdemli kişilerin artık rahat bırakılmayı hak etmiş olmasıdır. Çünkü dillerde her vesile ile dolaşan "erdemli insan" bütün yazarlara binek atı olmuş, ona binip gezmeyen yazar kalmamıştır.

Böylece erdemli insan sömürülerek bir deri bir kemik bırakılmış, iki yüzlülükle suçlanır olmuştur. Evet artık kötü insanı arabaya koşmanın zamanıdır. Öyleyse binelim alçağın sırtına!"

Kısaca kitabın konusuna gelince; başkahraman hilebaz ve dolandırıcı Çiçikov'un kısa yoldan mal- mülk sahibi olma planları, ama yaptıkları yasalara tamamen uygun. Tüm Rusya'yı gezerek ölmüş, ama kaydı silinmemiş köylüleri (serfleri) satın alır.Onlarla kısa yoldan zengin olup köşe dönmeyi amaçlamaktadır. Bu arada ileri gelen bürokratlar ve toprak sahiplerini nasıl kafaya alıp dolandırdığını eleştirel bir dille ve dalga geçerek anlatıyor Gogol.

Sonunda foyası meydana çıkıyor ve yakalanıyor, zor durumdan kurtulma planları yapıyor. Ama roman tamamlanamıyor. Gogol, gelen eleştirilerden dolayı geçirdiği bunalım sonucu romanını ikinci cildini oluşturan elyazmalarını iki kez yakmış.Ölümünden sonra evinde bulunan elyazmaları ile ikinci cilt yayınlamıştır. Gogol ironik anlatımları ve eleştirileri ile bu romanını Dante'nin "İlahi Komedya"sına benzetir.

Eğlenceli ve farklı bulduğum, konusu ilginç olan bu romanı herkes okumalı, diyorum.

Okuduğum Tarih:25 Haziran-13 Temmuz 2007
Ölü Canlar-Gogol
Çeviri:Mustafa Bahar
Dünya Klasikleri-Kum saati Yayınları-2000

Kitaptan Alıntılar:

-Biz Ruslar, birçok şeyde yabancılardan geri olmakla beraber, iş çevirme sanatında onlardan üstün olduğumuz aşikardır.(s.53

-Bilindiği gibi cimrilik kurdun açlığına benzer ve yedikçe daha çok acıktırır.(s.135)

-Bizde tutmaktan çok vermeye yatkındır halk. Bunun sebebi de halkın yaşam koşullarını kısmaktan çok, hayattan zevk almayı artıracak şeylere önem vermesidir.(s.137)

-Zamanımızda alçak diye birşey yoktur, yalnızca iyi ve hoş insanlar vardır.(s.270)

Bir çiftlik sahibi kahyasına şöyle demişti: "Oğlum niye ikidebir bana çiftlik işlerinin kötü gittiğini söylüyorsun? Ben onu senden iyi biliyorum, biraz da başka şeylerden bahset ki, azıcık mutlu olayım." (s.271)

-İnsanoğlunda önce ihtirası oluştıurmalı, ihtiras insanı ileriye iten güçtür, o olamadan kimseyi çalıştıramazsın. (s.282)

-Binlikleri dürüst bir şekilde kazanmak zordur, milyonları kazanmak ise son derece kolaydır. Milyonerin kanunsuz yollara sapmaya ihtiyacı yoktur. En doğru yoldan giderek önüne çıkan tüm kazançları toplar. (s.359)

-İyiliksever kimseler, para toplamak için gösterdikleri çabanın yarısını iyilik yapmak için gösterseydiler! İyilik uğruna birazcık fedakarlık yapsaydınız şimdi paranıza değil kendinize acırdınız!(Murazov)(s.400)

-Hepimiz hayal kurduğumuz için aptalız. Gerçekten işsizlikten oluyor bu. Her şey yakın ve elaltında, biz toprak kazmaya koşuyoruz, insana zevk veren şey gerçek anlamda çalışma ve dünyada kendi emeğin kadar değerli bir şey yok!

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..