Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '11

 
Kategori
Anılar
 

Anılarla çoğalmak

Anılarla çoğalmak
 

Ali Rıza SELMANPAKOĞLU -Muhsin DURUCAN


Ortaokul yıllarımı anımsadım birden, / Anılarımla Hacıbektaş’ta gezinirken… MD

İstanbul’da geç saatlerde bindiğim otobüsle güneşin karanlığı parçaladığı zaman diliminde Kırşehir’de oldum. Bir başka araçla günün erken saatlerinde Hacıbektaş’a geldim. Acımsı anılarla yüklü çocukluk yıllarımın geçtiği Anadolu kentini ağır ağır adımladım.

Dünden bugüne neler gelmedi ki belleğime… Şimdilerde Cabbar’ın Oteli işlevindeki yer, o yıllarda ilçenin hastanesiydi. Zatürre tanısıyla hastanede yattığım o günlerin tan atışıyla 11 km’lik yolu yürüyerek beni görmeye gelen-yeri aydınlık olası-Sevgili Ninemin aşağıdan adımı kezlerce çağırmasını ve içeri girdiğinde beni yoğunlaşmış sevgisiyle kucaklamasını, bugün gibi duyumsadım! Gözlerim doldu, boğazım tıkandı.

Kısa bir süre Hacıbektaş Öğretmenevi’nde oturdum. Gezinirken ayaklarım Belediye Binası’na götürdü. Ziyaret amaçlı başkanlık makamına girdim. Kendimi tanıttım. Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu gereken ilgiyi gösterdi. Çayını içtim ve hoş bir söyleşi ortamımız oldu. Başka insanların gelmesiyle izin isteyerek ayrıldım.

Babamdan kalıt (miras) kalan kardeşimle ortağı olduğumuz iki parça tarlanın satışını gerçekleştirmek ereğiyle günleşmemiz (randevu) üzerine köyümden ilçeye gelen meslektaşım ve yakınım Asım Türkyılmaz ve oğlu Av. Gökay Türkyılmaz ile buluştuk.

Makamında Tapu Sicil Müdürü ile tanıştık. Gereken ilgiyi gördük. İş için başkaları orada olmadığından birkaç saatte işimiz tamamlandı. Bağı bir kenara koyalım. Asef tarlamız bende derin mi derin iz bıraktı! Kısaca aktarayım: Mesleğimin onuncu yılında o tarla Ankara’da iyi bir daire ediyordu. Babamdan birkaç kez istedim. Satıp Ankara’dan daire alalım, dedim. Onaylamadı. Ninemin de benim yanımda yer almasına karşın babam, “orayı satarsam ölürüm!” dedi. Şimdilerde ‘yerleri aydınlık olsun ’ demek düşüyor. Köyden kente hızla gerçekleşen göç sonrasında bizim o gözbebeği tarlamızı ancak dairenin onbeşte biri gibi ederle satabildik. Üstelik yarısı kardeşime gitti. Ne ki Namdar Rahmi Karatay’ın söylemiyle: “Servi gibi ümitler döndü birer iğdeye / Geçti Bor’un pazarı sür eşeğin Niğde’ye.” Satıldıktan birkaç gün sonra telefonla arayan müşteriler bile oldu.

1960–1963 yıllarında öğrenim gördüğüz ortaokul binası, şimdilerde ‘Hacıbektaş Hükümet Konağı’ olarak kullanılıyor. Başarılı öğrencilik yıllarım, derin izleriyle gözlerimde netleşti! Okul müdürüm Abdullah Erbay, matematik öğretmenim Yüksel Cantürk ile Türkçe öğretmenim Ali Çakır’ın sesleri kulaklarımda yankılaştı! Dışardan Tabiat Bilgisine giren Kaymakam Musa Atik olumlu iz bırakırken; Tarih dersimize gelen Av. Salih Sümer, olumsuz iziyle belleğime yerlerini aldılar. Sınıf arkadaşlarımdan PTT müdürünün kızı Leyla Erim, fiziksel güzelliği ve olgun kişiliğiyle sanki yanı başımdaydı! Daha neleri neleri anımsadım…

Garip bir özlemle ilçemin birbirini kesen iki caddesinde gezindik. Bir kahvehane önünde oturan köyümün gençlerinin çağrılarına kulak verip söyledikleri çaylarımızı içtik. Her yudumda köyüm, köyümle ilçem arasında gelip dönüşlerimiz, iki yıllık öğretmen iken kan davasında yitirdiğimiz amcam oğlu Osman’la şubatta at sırtında ilçeden köye dönerken tipide yolumuzu yitirmemiz ve saatler sonra köye ulaşmamızı anımsadım!

Asım ve Gökay ile ilçenin yükseğindeki Çilehane’ye çıktık. Serin esen yelleri ve ayırdına vardığımız bol oksijeni ciğerlerimize çekerek oralarda gezindik. Mahzuni Şerif’in, Âşık Veysel’in, Yunus Emre’nin ve Pir Sultan Abdal’ın anıtlarını inceledik. Dörtlükleri sözcük sözcük dolaştı dilimde. Ozanlar Yolu’ndan yürüdük. İz bırakan aydınlar gömütlüğünde Turan–Orhan Selçuk kardeşlerin mezarlarına ulaştık. Zaman tünelimde yine yıllar öncesi gittim. Buraların bomboş durumu gözümün önünde resimleşti.

Onların Aşağıbarak’a dönmeleri sonrasında, bende kaçarcasına minibüsle Kırşehir yönünde yol almaya başladım. Ne ki, kurtulamadığım anılarım beni sürekli geçmişe çekti. Kırşehir’den bindiğim otobüsle İstanbul’a yöneldim. Haziran’ın 30’unda gerçekleşen 24 saate sığdırdığım iş amaçlı ve anıların yoğunluğundaki gezim ya da yolculuğum böylece noktalandı. Hem ziyaret hem ticaret oldu da denebilir.

Ortaokul yıllarımı anımsadım birden, / Anılarımla çoğaldım orda gezinirken… MD

*

muhsindurucan@hotmail.com

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..