42072 yazı bulundu
Sıralama :
Joe Dassin’ in l’ete indien şarkısını dinlerken çok eskiler gittim. Belki on beş belki yirmi yıl. Babam, annem çocukluğum. İnsanın beyninin bomboş olup da, sabit takılır ya hani, belki konsantrasyon, belki özlem, çokça istek. İşte onların özlemi...
Dünyaya gözlerimizi açtığımız zaman ilk anımızda yanımızdadır muhteşem iki varlık, anne ve babalarımız...Yaşam serüvenimiz onlarla başlar. Herşeyin ilkini onlarda görür öğreniriz. İlk adımlarımızı attığımızda da belki son nefesimizde bile onlar vard...
Bir delikanlı, çok sevdiği kızı evlenmeye razı etmek için herşeyi yapacağını söyler. Kız arkadaşı da "Annenin kalbini söküp bana getirirsen sana evet derim, " der. Masal bu ya aşktan gözü dönen delikanlı, gönlü kan ağlayarak kızın istediğini yapar...
Bekârlar, evlenmiş bekarlar!, Evlenmiş ancak hala bekârmış rolünü oynayan genç evliler, sınırlı sorumlular, sınırsız sorumsuzlar, kendileri ile kavgalılar, ne istediğini bilmeyenler, uyumsuzlar, bunca yıldır kendisini tanımayanlar, Size göre...
Bir anneyi vurdular kalbinin orta yerinden…Yıkılmamıştı iki küçük kız çocuğuyla yapayalnız bıraktığında eşi genç yaşında ölerek. Yılmamıştı; durmamış, küsmemişti yaşama. Sımsıkı sarılmıştı aksine. Öylesine azimliydi ki kendisini ağır sınavlardan geç...
“Sevgili babacığımın hatırasına”…Kültürümüzün en güzel ve uygar özelliklerinden biri, edilen küfürlerdeki aşağılamalara maruz bırakılmaları dışında, annelere belki de diğer toplumlardan çok daha fazla değer vermesi ve onları her şartta korumasıdır....
Küçükken yoksulduk. Aç kalmadık ama sıkıntılı günler geçirdik .İki odalı bir evde ana, baba , beş kardeş ve çocuklarını arasında dolaşımli kalan babaanne ve dede ile birlikte yaşam geçirirdik. Dedem bizim yoksulluğumuza üzülür, küçük varlıklı oğlun...
Annelerimiz… Bu dünyanın en güzel varlıkları… Bizi doğurup büyüten, yaşamları boyunca her türlü derdimize çare olan güzel insanlar… Ben annemi iki yıl öncesinin 18 Mayısında, akşamın hüzünlü saatlerinde kaybettim. Altı aylık çaresiz bir bekleyişin ...
Sevgili Babacığım, Senden o kadar çok şey öğrendim ki... Bilemezsin...Hayır.. Hayır... Bilirsin... Senden daha derin kim beni bilebilir ki?Babacığım sen, şair gibi yaşadın, bense, sadece mısralara döktüm yaşamını... Sonra dümdüz sıradan bir yazıyl...
Gelen vuruyor, giden vuruyor yavruna… Kanatıyorlar yüreğini fark ederek ya da etmeyerek… Çiğneyip eziyorlar böcek gibi… Kırılır mı, üzülür mü düşünmüyorlar… Umursamıyorlar anne… Üzülsen ne olacak, kırılsan ne olacak, sinirlensen ne olacak diyorla...